Eski ABD Başkanı
Clinton ile asistanı Monica Lewinsky arasındaki "Oral seks" skandalının ayyuka çıktığı günlerde bir Amerikalı çocuk televizyonda haberleri izliyormuş.
Birden oturduğu yerden fırlayıp, mutfaktaki annesinin yanına koşmuş.
Nefes nefese,
-
Anne Başkan Clinton Beyaz Saray'da L'Oreal seks yapıyormuş, televizyonda söylediler, demiş.
Tüketim toplumlarındaki çocukların bazı markaları, mesela
kozmetik ürünlerin markası olan "L'Oreal"i, bir cinsel ilişki türü olan "Oral seks" kavramından daha fazla bilinmesi
doğaldır.
Hürriyet'in eski yöneticisi
Ertuğrul Özkök, IMF'nin eski Başkanı Strauss-Kahn'ın New York'taki "Oral seks" serüveni hakkında yazılar yazar ve bu konudaki
dava süreci ile Türkiye'deki hukuk anlayışını karşılaştırırken, "L'Oreal" ile "Oral seks"i karıştıran Amerikalı küçüğü düşündüm.
Oral seks ve rıza...
Straus-Kahn'a açılan "Tecavüz" davasının düşürülmesinin nedeni "Oral seks"i yapılırken
mağdur olan
otel görevlisi kadını "Zorlamadığının" yargı tarafından kabul edilmesidir.
Savcı ve
yargıç, mağdur olduğunu iddia eden kadının ifadelerindeki ve yaşamındaki tutarsızlıklar saptandığı için, davayı sona erdirmişlerdir. Yani bir ilişki "Rıza" ile gerçekleştirildiği zaman "Suç" olmaktan çıkıyor.
Bu "Oral seks" davasındaki gelişmeleri, Türkiye'deki
Ergenekon veya
Balyoz davalarına uyarladığınız zaman, mesela "Darbe girişimleri halkın rızasına dayalı olarak yapıldıkları zaman suç olmaktan çıkarlar" mı demeniz gerekir?
Veya bir Türk çocuğu "Ergenekon"la "Oral seks"i birbirlerine karıştırır mı?
Bir Türk çocuğu olan
Ertuğrul Özkök bunu köşesinde sürekli olarak yaptığına göre, demek bu kavramlar karıştırılabiliyor.
28
Şubat'ın kavram kargaşası
28 Şubat post-
modern darbesi sürecinde Ertuğrul Özkök yönetimindeki Hürriyet'in bütün kavramları
manşetlerden birbirine karıştırdığını da görmemiş miydik?
Basın özgürlüğü ile medya karteli, bağımsız medya ile güdümlü ortak manşetler, araştırıcı gazetecilik ile andıççılık birbirlerine karıştırılmamış mıydılar?
Ertuğrul Özkök'ün "Darbeler seçkinlerin ve medyanın rızası ile demokrasiye oral seks yaptırmaktır" benzeri bir açıdan olaya yaklaşmasını tabii ki beklemiyorum. Ama "Oral seks" vakasından gidilerek Türk yazılı hukukundaki aksaklıkları gidermenin mümkün olmadığını da söylemeliyim.
Örneğin yasaları değiştirseniz de bazıları "Hukuka saygılıyız ama enayi de değiliz" diyerek yorumlayacaklarıdır o yasaları.
Ertuğrul Özkök bu gerçekleri kendi gazetesinde yayınlanan "
Koşaner Konuşmaları"ndan öğrenebilir.
Doğal tarihi görev
İkinci bölümü yayınlanan
Işık Koşaner konuşmalarına göre, eski
Genelkurmay Başkanı da şu yaklaşımı seslendirmiyor mu:
"...Halkımız biraz endişeli gibi gözüküyor. Şimdi kim ne derse desin arkadaşlar, kim ne söylerse söylesin. Bunun bir yerde yazması da gerekmez.
Hani diyorlar ya 35'inci maddeyi kaldır da bilmem ne maddeyi koy. İster koy ister koyma. Biz silahlı kuvvetler olarak bunun için varız. Bu bizim doğal tarihi görevimiz. Kimse bunun hakkında bize
akıl öğretemez. Kimse bunun aksini bize söyleyemez. O zaman varlığımızı inkâr ederiz..."
Özetle Ertuğrul Özkök'ün "Oral seks" takıntısını sürekli köşesine taşımaktan vazgeçmesi bana göre daha doğru olacaktır.
Uzattı ve tadını kaçırdı
Temel bir davette kendisine ikram edilen ve ilk kez yediği taze
incirin adını unutmuş.
Ertesi yıl aynı evdeki davette "Dışı mor, kabuğu soyulunca içi beyaz bir şey ikram etmiştiniz" diye
tarif etmiş yediğini.
Ev sahibi bu tariften
patlıcanı anlamış. Temel'e taze incir yerine patlıcan ikram etmişler.
Temel patlıcanı ısırınca yüzünü buruşturmuş,
-Bunu hem uzatmışsınız, hem de tadını kaçırmışsınız, demiş ya...