Ramazan ayı çocukların zihninde oruca dair ilk anlamların oluştuğu özel zaman dilimleridir. Çocuğun hayatının ilerleyen dönemlerinde yetişkin bir birey olduğunda oruç, namaz,
teravih gibi çeşitli kavramların sağlam temellere dayanması için
ailelerin özellikle bu ayın anlatımında ayrı bir hassasiyet göstermesi gerekir.
Küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza ramazan ayının güzelliklerinden bahsederek onlara manevi şuuru aşılamalıyız. Ancak bu şuuru aşılarken ebeveynler olarak doğru yaklaşımlar kullanmaya özen göstermeliyiz.
Çocuğa birtakım manevi bilgileri verebilmek adına çocuk üzerinde zorlama yapmak, korkutmak veya cezalandırmak gibi yanlış tutumlar içerisine girmemeliyiz. Çünkü bu tarz tutumlar çocuğa telafisi mümkün olmayan zararlar verebilir.
Bunun yerine aile olarak onların tertemiz ruh dünyalarına inerek sevgi ve şefkatle iyi bir
diyalog kurmayı esas almalıyız. Onların ramazanın en temel ibadeti oruç hakkındaki düşüncelerini öğrenerek sordukları sorulara uygun cevaplar vererek meraklarını gidermeye çalışmalıyız. Çünkü onların sordukları her soru aslında onların bu ayı daha iyi öğrenip tanımaları ve sevmeleri için bir fırsat olacaktır.
Özellikle okul öncesi yaş gruplarında soyut kavramlar tam olarak oturmadığından onlara bu kavramları açıklarken daha çok somut örneklere dayandırarak onların anlayabileceği şekilde kısa cevaplar vermeye gayret etmeliyiz.
Yine çocuklar fıtratları gereği eğlenceye ve oyuna eğilimli olduklarından onlara ramazan ayını tanıtırken konuyla ilgili hikâye veya
masal anlatmak ya da ramazan tabusu gibi oyunlardan yararlanarak onların bu aya olan ilgilerini olumlu şekilde yönlendirebiliriz. Böylece çocuğa verilmek istenen mesajı hem eğlendirirken iletmiş olur hem de öğrenilen manevi değerlerin kalıcılığını arttırırız.
Ebeveynler olarak kullandığımız üslup kadar onların yanında sergilediğimiz hal ve hareketlerimizde çocuğa önemli ölçüde yansımaktadır. Bu nedenle her şeyden önce onlara iyi birer
model olabilmemiz için öncelikle kendimize çeki düzen vermeliyiz. Çünkü bizler içinde bulunduğumuz bu rahmet ayında orucu, teravihi ve Kur’anı derin manalarla yaşamadan çocuklarımıza yansıtmamız da mümkün olmayacaktır.
Onlarla beraber
iftar sofrası hazırlamasında
küçük de olsa yaşına uygun sorumluluklar verebilmek,
teravih namazı için onlarla camiye gidebilmek ya da fakirler için yapacağımız yardımları onlarla beraber yapmak ramazan ayının anlam ve önemini benimsemesinde söyleyeceğimiz sözlerden çok daha etkili olacaktır.
Çocuğa ramazan ayının diğer aylardan farklı olduğu duygusunu yaşatabilmek için bu ayda onlara olabildiğince güler yüzlü,
tatlı dilli ve hoşgörülü davranarak gönüllerini kazanmaya çalışarak onları mutlu etmeliyiz. Bu
mübarek ayla ilgili tiyatro,
şenlik gibi çeşitli sosyal etkinliklere götürerek onlara ramazanı bir bayram havası içinde yaşatmalıyız. Peygamber
Efendimiz (s.a.v)’in de buyurduğu gibi çocuklara bu ayı anlatırken mümkün olduğunca sevdirmeye, kolaylaştırmaya çalışmak nefret ettirmemek ve müjdeleyici olmak gerekir. Çünkü hiç şüphesiz aile olarak çocuğa ramazanı anlatmak için kullanacağımız en etkili dil sevgi ve hoşgörü dili olacaktır.
Psikolog Ayşe ERCE
psikolog[email protected]