Lieberman'ın gücü...


Türkiye'nin Mavi Marmara saldırısından dolayı İsrail'den beklediği özür, durmadan Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman engeline takılıyor. Nitekim, en son haberlerde Başbakan Netanyahu'nun saldırı sırasında yapılan 'taktik hatalar' sebebiyle Türkiye'den özür dilemeyi kabul ettiği; ancak bundan Lieberman'ın koalisyon hükümetinden çekileceği korkusuyla vazgeçtiği bildiriliyor. Esasen Lieberman, bu konuda açıkça 'koalisyondan çekilirim' demiyor; ama bunu hissettiriyor. Bu şekilde davranarak bir yandan herhangi bir siyasi krizin sorumlusu olarak görünmek istemiyor; ancak diğer yandan da bunu muhatabı olan Netanyahu'ya güçlü bir şekilde hissettiriyor. Bu da Lieberman'ın ucuz siyasi kurnazlığı olarak ortada duruyor. Özrün önündeki asıl engelin Lieberman'ın olduğunu İç Güvenlik Bakanı emekli general Matan Vilnai de zaten İsrail Ordu Radyosu'na açıklamış bulunuyor. Lieberman'ın kendisi de açıkça özre karşı olduğunu bir hafta önce ifade etmişti. Bu durumda beklenmeyen bir gelişme olmadığı takdirde Lieberman'ın itirazının bugünkü 2. Netanyahu koalisyon hükümetinin sona ermesine kadar devam edeceği söylenebilir. Bu süre de iki yıl kadar. Zaten Lieberman'ın kendisi bakan olduğunda 'Ben dışişleri bakanı olarak dört yıl dokuz ay bakanlık yapacağım. Bundan eminim.' şeklinde konuşmuştu. Bu yüzden istifası ya da koalisyondan çekilmesi pek mümkün sayılmaz. Ayrıca bu iki yılın sonrası da var. Bunu da Lieberman'ın ve partisi Yisrael Beiteinu'nun (Evimiz İsrail) azalmayan, tam tersine artan siyasi gücüne dayanarak söylüyoruz elbette. Evimiz İsrail bugünkü koalisyonun güçlü bir ortağı. Otuz bakanlı hükümette 5 bakanı var. Dışişleri, Göçmenler, İç Güvenlik, Turizm ve Milli Altyapı bakanlıkları bunlar. Ayrıca Lieberman, hem dışişleri hem de başbakan yardımcısı olarak hükümette yer alıyor. Evimiz İsrail 2009 seçimlerinde 15 milletvekilliği kazanmıştı. Bir önceki seçimlerdeki sayısı 11'di. Dolayısıyla sayısı artış trendi içinde bulunuyor. Bugün seçim olsa sayısı muhtemelen 15'i de aşabilir. Lieberman ve partisinin dayandığı siyasi taban oldukça güçlü bir taban. Sovyetler Birliği ve o zamanki Sovyet uydusu ülkelerden İsrail'e göç eden Yahudilerden meydana gelen bu taban aşağı yukarı bir milyonluk bir nüfusu temsil ediyor. Geçmiş yıllarda Natan Şaranski'nin liderliğini yaptığı; ama başarılı olamadığı bu taban bugün çoğunlukla Lieberman ve partisini destekliyor. Bu yüzden de Lieberman ve partisi, son iki seçimden de başarıyla çıkmış bulunuyorlar. Bugün yapılan siyasi tahminlerde Lieberman ve partisinin gücünü koruduğu, hatta diğer büyük partilere göre desteğinin arttığı söyleniyor. Bu yüzden bugün bazı yazarlar, siyasi yorumcular Lieberman'ın ileride başbakan bile olabileceğine işaret ediyorlar. Bunun da İsrail siyasetinin bugünkü parçalanmış hali sayesinde mümkün olabileceğini söylüyorlar. Gerçekten de bugünkü İsrail siyaseti çok parçalı bir bohça görüntüsü içinde bulunuyor. Bu yüzden yıllardır tek başına iktidar olabilecek bir güçlü parti ortaya çıkamıyor, İsrail sürekli koalisyon hükümetleriyle yönetiliyor. Bu durum değişmediği takdirde daha uzun yıllar da böyle olacak. Bu yüzden Lieberman'ın saf dışı kalması pek mümkün görünmüyor. Hakkında birçok olumsuz şeyler söylenen, demagog, ırkçı, faşist, zorba gibi nitelemeler yapılan Avigdor Lieberman'ın siyasi sahnedeki yeri ve rolü bugünkü konjonktürde oldukça sağlam görünüyor. Gönül onun ve onun gibilerinin siyasette bulunmasını ve rol oynamasını istemiyor; ancak siyasi gerçeklere bakıldığında, bunlar dikkate alındıklarında Lieberman'ın daha uzun süre meydanda olacağı anlaşılıyor. Zaten kendisi bugün özellikle de Filistin yönetiminin BM'ye yapacağı başvuru dolayısıyla İsrail'de ayran kabartıyor, kendisinden söz ettiriyor, birtakım boş ama kitleleri korkutacak şeyler söyleyip duruyor. Lieberman, tehlikeli bir siyasetçi; ama siyasi gücü sayesinde kolay kolay sahneden de çekilmeyecek birisi. Bunu da unutmamak gerekiyor...
<< Önceki Haber Lieberman'ın gücü... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER