Tayyip Erdoğan'ın siyasette önü birkaç defa kesilmek istendi. Okuduğu şiir dolayısıyla eski Türk
Ceza Kanunu'nun 312. maddesinden mahkûm edilmesi ilk teşebbüstü. 312, halkı kin ve düşmanlığa kışkırtmayı suç sayıyordu. Ecevit'in iktidarı döneminde, adına "
Rahşan affı" denilen bir
düzenleme yapıldı. Yazılarıyla bu maddeden hüküm giyenlerin cezası, bütün sonuçlarıyla birlikte ertelendi ama sırf Erdoğan'ın önü kesilsin diye, söz ve beyanlarıyla maddeyi ihlâl edenler muaf tutuldu.
Anayasa Mahkemesi, eşitsizlik sebebiyle, ertelemeyi söz ve beyanlarıyla suç işleyenleri de kapsayacak şekilde genişletti. Ama o noktada,
Anayasa Mahkemesi yeni bir haksızlık yarattı. Dedi ki: "Tayyip Erdoğan,
Rahşan affından önce cezasını yattı ve çıktı. Cezasını çektiği için, ertelemeden yararlanamaz, milletvekili olamaz, hatta partisinin Genel Başkanlığı'nı bile yürütemez" (27
Aralık 2002).Buna mukabil, Hasan Celâl Güzel Yeniden
Doğuş Partisi'nin Genel Başkanı'ydı. Aynı Erdoğan gibi miting konuşmalarıyla 312. maddeyi ihlâl etmekten dolayı hapse girmiş ve cezasını çekmişti. Anayasa Mahkemesi, "Rahşan affının kabulünden sonra, Hasan Celâl Güzel'in cezası
infaz edildi; dolayısıyla bundan yararlanır ve milletvekili olabilir" dedi.
Bu sadece bir örnek. Tayyip Erdoğan, bugün geldiği noktaya, sıradağları aşarak ulaştı. Bunu unutmayalım.