ktisat kitapları yeniden yazılmalı;
krizden çıkartılacak derslerden en önemlilerinden birisi bu olsa gerek.
Geçen senelere kadar faizlerin 'yakında' yükseltileceğini düşünenler çoğunluktaydı. 2009 yılında İstanbul'da yapılan IMF toplantılarının ana konusu, krizin sonlanmaya yüz tuttuğu varsayımıyla genişleyici para ve maliye politikalarının ne zaman tersine döndürülmesi gerektiğiydi.
Krizin ulaştığı en son noktada artık sürecin uzayacağı konusunda hemfikir olundu. ABD'de faizlerin uzun süre yükseltilmemesi kararı alınırken etkisiz olacağı belli olduğu halde üçüncü parasal genişleme konuşulmaya başladı. Avrupa'da ise durum daha kötü. Kurtarma mekanizmasının nasıl ve ne kadar fonlanacağı bilinmezken risk çevre ülkelerden merkeze (
Fransa) doğru yayılıyor. Dahası ABD'de görünürde bankalarda sıkıntı kalmamışken AB'de risk büyük.
Joseph Stıglıtz ne diyor?
Nobel ödüllü iktisatçı
Joseph Stiglitz uzun bir 'hastalık' dönemine hazırlıklı olmamız gerektiğini düşünüyor. Dahası, krizi öngöremeyen makro ekonomi literatürünün temelinde hatalar olduğunu ve değişen
ekonomik yapıya da ayak uyduramadığını söylüyor. Dolayısıyla Stiglitz, makro ekonomi modellerinin '
tamir edilmesi' gerektiğini söylüyor.
Stiglitz'in Journal of European Economic Association isimli saygın akademik derginin son sayısındaki makalesinden alıntılayalım:
"Adam Smith'in izinden gittiklerini iddia edenler son yıllarda olanlardan dolayı üzüntülü olmalılar. [Örneğin] bankacıların kendi menfaatlerine göre hareket etmeleri [sanki görünmez bir el tarafından] diğer tüm
oyuncuların refahını artırıcı etki yapmadı; hatta tam tersine çalışanlar,
vergi ödeyenler, ev sahipleri ve genelde tüm ekonomi için yıkıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Görülen o ki kendi menfaatlerini takip etmekle sadece bankacılar kazandı.
... Bilgi dağılımının oyuncular arasında asimetrik dağıldığı ve risk piyasalarının tam olmadığı ortamlarda (ki her zaman öyle) piyasalar [beklendiği gibi işlemediği teorik çalışmalarla ortaya konmuştu.] Ancak
modern makro iktisat literatürü bu bulguları unuttu. Piyasaların her zaman verimli işlediği ve dengede olduğu özel durumları modelledi. [Sonra da bu modellerin her zaman her yerde işlediğini varsaydı.]
Ekonomik teorinin testi öngörüdür. Bu en önemli testte standart teoriler başarısız oldular. Standart modele dayalı çalışan iktisatçılar krizi öngöremediler. Hatta kriz patlak verdikten sonra dahi FED Başkanı krizin etiklerinin sınırlı kalacağını söylüyordu.
Bazıları standart modelin eklemelerle düzeltilebileceğini düşünüyor. Ben o fikirde değilim. Standart modelin iyi bir başlangıç noktası olmadığını düşünüyorum.
Kapitalist ekonomiler balon üretiyorlar. Stiglitz makalesinde bu konuya da dikkat çekmiş. Standart modellerde konjonktürel hareketlerin (iş döngüleri) ekonominin dışından üretildiği varsayılıyor. Stiglitz diyor ki:
"Bu krizi dışsal şoklara bağlamak ve bu şoklar olmasa her şeyin yolunda gideceğini düşünmek zor. Diğer birçok önemli krizde olduğu gibi bu kriz de insan yapımı. Krizi ekonomik
sistem üretti. Kriz de ekonomik durgunluğu. Bu tür sonuçları ortaya çıkartan insan davranış tarzı yeterince çalışılmadı iktisatçılar tarafından."
Ekonomi kitapları yeniden yazılacak mı?
İnsan davranışının modellenmesinden makro ekonomik modellere, finansal piyasaların işleyişinden makro ekonomik modeller içinde finansal piyasalara uygun görülen yere, yüz binlerce iktisatçıya öğretilen iktisat teorileri krizde pek işe yaramadığına göre krizin etkisiyle yeni iktisat kitaplarının yazılması gerekiyor. Ancak bu olacak mı; teori değişecek mi pek de emin olmayalım. İşler düzelince Stiglitz'in çağrısının etkisi azalacak. Yeniden kriz çıkana kadar.
Rogoff: Problemi enflasyona yedirelim
Bir diğer önemli iktisatçı da Harvard Üniversitesi'nden eski IMF Başekonomisti Ken Rogoff. Rogoff, yakın zamanda borç krizleri üzerine yine tanınmış bir iktisatçı olan Carmen Reinhart ile oldukça ses getiren bir kitap yazmıştı.
Kitapta, büyük finansal krizlerin hep benzer şekilde geldiği ancak kriz öncesinde oyuncu davranışının her defasında aynı olmasına rağmen durumu farklı gibi algıladığı anlatılıyor. Yani onlar da krizlerin kapitalist ekonomiye içsel olduğunu söylemiş oluyorlar. Rogoff son krizin büyük bir bilanço (borç) problemi ortaya çıkardığının altını çiziyor. Bu bilanço/borç krizinin çözümü için de yüzde 4-6'lık enflasyon oranlarına 'yedirilmesini' öneriyor. Bir başka deyişle '75 yılda bir' ortaya çıkan bu denli büyük bir krizde 'enflasyon korkusunu bir tarafa bırakılarak' para basmaya devam edilmesini öneriyor. Krizin en başlarında yazmıştık: reel büyümeye (sağlam kaynaklara) dayalı normalizasyon zor; Batı ülkeleri balonun patlamasını ancak yeni balonlar üreterek (bilançoları yeniden şişirerek) ödemek zorunda kalabilir diye. Rogoff resmi olarak dinlenecek gibi görünmüyor ama pratikte önerisi zaten uygulamada.
Muhalefet partilerinin
Suriye politikası
Hükümeti eleştirmekle her yaptığına karşı çıkmak arasındaki oldukça kalın olması gereken çizgiyi muhalefet partilerinin bir türlü yakalayamamaları ilginç geliyor bana.
Suriye'yi örnek olarak alalım. Meclis'teki muhalefet partileri hükümetin Suriye politikalarını eleştiriyor: Neden Suriye'nin iç işlerine karışıyoruz; hükümetin Suriye politikası belirsiz; ABD'nin taşeronluğunu yapıyoruz...
Muhalefete göre hükümet şunları mı yapmalıydı:
Suriye nasıl olsa Patagonya gibi Türkiye'ye uzak bir ülkedir diye varsayıp kendisiyle doğrudan ilgili bir konuyla hiç ilgilenmese miydi? Yani klasik pasif dış politikasına mı geri dönseydi?
Sınırının hemen yanı başında yüzlerce insanın öldürüldüğü, binlercesinin Türkiye'ye kaçtığı bir keyfi katliama
seyirci mi kalsaydı?
ABD de insanların Suriye'de öldürülmesine karşı çıkıyor. ABD'nin her yaptığı kötüdür, diyerek ve ABD ile aynı görüşü paylaşmıyor olmak için Suriye Hükümeti'ni yaptıkları için
tebrik edip başarılar mı dileseydi?