Emniyet Genel Müdürlüğü'nün (EGM) insansız
hava aracı alması için start verildi.
26.7.2011 tarihli "
Özel Harekât Sahneye Çıkarken Yapılması Gerekenler-1" başlıklı yazımda yapılması gerekenlerden bahisle şöyle demiştim:
"İç güvenlik tüm
modern dünyada polisin görev ve
yetki sahasıdır.
Öncelikle EGM'nin
bölge kırsalındaki
terörist hareketliliği tespit edebilmesi için İnsansız Hava Aracı alabilmesi sağlanmalıdır.
Ancak bu alımlar gerçekleşene kadar, TSK'daki İHA ve Heron görüntülerinin anında EGM
İstihbarat Daire Başkanlığı'na düşmesi, bu konudaki
operasyon inisiyatifinin EGM ve Özel Harekât Daire Başkanlığı'nca kullanılması gerekmektedir."
Yazıya paralel olarak, EGM'nin kendi
insansız hava araçlarını alabilmesi için hükümetçe düğmeye basıldığını duymak sevindiriciydi.
Fakat şu an Kara
Kuvvetleri'nden alınıp
Hava Kuvvetleri'ne verilen Heron inisiyatifi konusunda da eksik düzenlemenin giderilmesi gerekiyor.
Kuzey Irak kırsalında
terörist hareketlilikle ilgili Heron görüntü ve tespitlerinin Hava Kuvvetleri inisiyatifinde olması tabiidir.
Böylelikle HKK bünyesindeki İHA'lar özellikle
Kuzey Irak ve
Kandil bölgesini tarassut altına almalıdır.
Ama konu iç güvenlikse Hava Kuvvetleri ancak
destek konumunda olabilir.
Ülke sınırları içinde HKK bünyesindeki
Heronlar'ın terörist hareketliliği tespit etmesi, Hava Kuvvetleri'nden de önce, iç güvenlikte birinci aktör olan Emniyet Genel Müdürlüğü'nü ilgilendirmektedir.
Şu halde HKK bünyesindeki Heronlar
ülke içi terörist intikal tespiti yaptığında bu görüntüler sadece HKK komuta merkezine değil, EGM İstihbarat Daire Başkanlığı'na da aynı anda düşmelidir.
Zira hareketli
hedefler için F-16'lar devre dışıdır.
Ama tespit edilen hareketli terörist hedefler için saldırı helikopterleri ve Özel Harekât Daire Başkanlığı ekiplerinin vuruş yapabilme iktidarı vardır.
Ayrıca Özel Harekât Daire Başkanlığı'nın elinde mevcut kara intikal araçları, Shortland, Dragon, Akrep ve Land Rover'lardır.
Hepsi 92-93
model eski araçlar olup aşırı
yakıt tüketimiyle beklenen hizmeti verememekte ve yoğun arızalar vermektedir.
Özellikle bunların modernizasyonu süratle sağlanmalı.
Sorumluluğu size ait olmak üzere sıcak sahaya
sivil kart sürüyorsanız, sürdüğünüz kartın üst seviyede donanımına önem vermeniz gerekir.
Yani teröristle silahlı mücadelenin 4 sacayağı üzerinde dikkatle durulmalıdır.
Birincisi özel eğitimli gayrinizamî harp unsurları ve gerilla harbinin ustalarının sahaya sürülmesidir ki, bunun gerçekleşmek üzere olduğu bir süreçteyiz.
İkincisi,
arazi/alan hâkimiyetidir ki, bu hususta insan bedeni yerine İnsansız Hava Araçları ve askarat cihazları gibi teknolojik aygıtlar azami randımanla kullanılmalıdır.
Özellikle ilk özel harekât yazımda belirttiğim hedef arazideki tüm hareketlilik ve sesleri alabilen sabit askarat cihazlarının portatif hale getirilip sahadaki muharip özel harekât unsurlarının kullanımına verilmesi çok önemli bir gerekliliktir.
Üçüncüsü; nokta vuruşlu operasyonlardır. Bu minvalde Özel Harekât'ın sıcak çatışma bölgesine
seri intikalle terörist gruba vuruş yapabilmesinin sağlanması için kendilerine ait nakliye helikopterleri olması gerekliliği unutulmamalı.
Dördüncüsü ise
PKK için cephe gerisi olan Kuzey Irak'ı cephe haline getirmektir.
Türkiye bu konuda Ortadoğu'daki etkin pozitif imajını kullanmalı, aynı derde müptela olan İran'la rasyonel mutabakatların yolunu aramalıdır.
İlker Başbuğ, "Kandil varken terör bitmez" diyor ve Kandil'deki silahlı kanadın Öcalan'dan da önemli bir aktör olduğunu söylüyor.
Büyük ölçüde doğru da söylüyor.
Peki, İlker Paşa kendi döneminde Kandil'e yönelik ne yapmak istedi de hükümet engel oldu?
Hava Kuvvetleri'nin elinde bulunan İHA'lar, Kandil Dağı'na kadar uçuş yapabilip
mağara içi hedefleri bile işaretleme yeteneğine sahip.
F-16'lar İHA'ların lazerle hedefi işaretlediği andan itibaren 7-15 dakika arasında hedefi
imha hızına sahip.
Fakat Hava Kuvvetleri'nin İHA'ları hiçbir zaman Kandil'de hedef belirlemekle görevlendirilmedi.
Feraset ve basiret yoksa dünyalıların bilmediği üstün teknolojilerde silahlara bile sahip olsanız, en adi eşkıyalara
boyun bükersiniz.
Aktütün'de evlatlarımız haince katledildiğinde
Org. Başbuğ'un Hava Kuvvetleri Komutanı Babaoğlu golf oynuyordu ve saldırıdan 30 saat sonra haberi oldu.
Eleştirel medyayı savaş gemisinden tehdit ettin de, golfçü kuvvet komutanını yerin dibine soktun mu Sayın Başbuğ?
LAW silahına
boru,
ihanet planına kâğıt parçası deyip her defasında
yargıya müdahale etmekten ve refüze olmaktan başka ne yaptın Paşa?
Ergenekon ve Balyozcular'ı himaye etme sevdasından Kandil aklına yeni mi geldi?