Amerikan ekonomisinin savaşla ayakta durduğuna, yaşadığına inanılırdı.
Savaş, stokta bekleyen malları eritir ve böylece piyasaya mal arzını çoğaltmak için
üretim hızlanır ve ekonomi büyürdü.
ABD yöneticileri de işte bu nedenle savaşmak için fırsat arardı. Ama son yıllarda olaylar tam aksine gelişti.
Irak ve
Afganistan savaşları
ABD ekonomisine çok pahalıya mal oldu.
Hazine son iki savaşın
maliyetini karşılayamadı.
Peki niye ABD Hazinesi savaş masraflarını karşılayamadı? Çünkü George W.
Bush döneminde başlatılan Irak ve Afganistan savaşları Hazine'ye 1.3 trilyon dolar gibi devasa bir doğrudan maliyet getirdi. Bu yük, borçlanmayla karşılandı.
Ayrıca savaş malullerine ve diğer askeri ihtiyaçlara da sırasıyla 428 milyar dolar ve 663 milyar dolar ödeme yapıldı. Bu giderler de borçlanma yoluyla karşılandı.
Askeri harcamalar böyle
füze hızıyla yükselirken, Bush
yönetimi bir de
zenginler için 1.7 trilyon dolarlık
vergi indirimine gitti. Böylece kamu gelir ve gideri arasındaki fark daha da açıldı.
Federal vergilerin milli gelire oranı yüzde 15'e gerilerken, Federal harcamaların milli gelire oranı yüzde 24'e yükseldi. Dolayısıyla ABD ekonomisini hep canlandırdığı düşünülen savaş, bu defa devleti mali
krize sürükledi ve bugünlere gelindi. ABD'nin, uzun dönemli borçlarını ödeyemeyeceği düşünülerek, tarihinde ilk defa notuna dokunuldu.
Gelelim ABD ekonomisinin yeni dünya düzenindeki yerine...
ABD askerleri,
2. Dünya Savaşı'na 16 milyon mevcutla katıldı. Ünlü iktisatçı
Joseph Stiglitz ve Linda Bilmes'in hesaplamalarına göre, 2007 fiyatlarıyla 2. Dünya Savaşı ABD'ye 5 trilyon dolar maliyet getirdi. Oysa bugün Irak'ta görev yapan bir askerin maliyeti 400 bin dolar tutuyor. Asker öldüğü takdirde ailesine 500 bin dolar veriliyor. Dolayısıyla sadece
Irak savaşı Amerikalılara 3 trilyon dolara mal oldu.
Ayrıca Irak savaşına "petrol fiyatlarını düşüreceğiz" diyerek giren ABD yönetiminin evdeki hesabı da çarşıya uymadı. Yükselen petrol fiyatları nedeniyle Irak savaşı öncesi günlük 238 milyon dolar olan petrol ithalatı maliyeti, günlük 1.4 milyar dolara yükseldi. Anlayacağınız savaş ekonomi de her dengeyi bozdu. Irak savaşının ardından artan enerji maliyetleri ABD'nin
ihraç mallarının
rekabet gücünü azalttı. Gelelim ABD'nin tutmayan hesabının yansımalarına... Başta da dediğimiz gibi, geçmişte ABD ekonomisi hep savaşla canlanıp büyürken, bu defa tam tersi yaşandı, savaşın olumsuz etkisi küresel
piyasaları da sardı.
Gerçi
Türkiye gibi maliyesi sağlam ülkeler iyi durumda ama Avrupa'nın maliyesi zor durumdaki ülkeleri
Yunanistan,
İrlanda,
Portekiz,
İspanya ve
İtalya daha da sarsılacak gibi görünüyor. Çünkü IMF ve
Dünya Bankası gibi uluslararası örgütleri yöneten ABD, bu kuruluşları fonlamada artık zorlanacak.
Avrupa'nın sorunlu ülkeleri, "
kurtarma fonu" bulamadıkları için mali krizlerini kısa vadede çözemeyecek. İşte bu nedenle küresel yatırımcılar, bu ülkelere gitmeyecek ve Türkiye'ye daha fazla gelecek.
Şimdi gelelim Türkiye'nin acilen neler yapması gerektiğine...
Ankara hemen uzun vadeli
sermaye girişini
teşvik kararları almalı. Yeni anayasanın yatırımcıya güven verecek demokratik ilkelerini hiç
vakit kaybetmeden açıklamalı.
Yargı ve asker vesayetinin,
yabancı yatırımları geçmisteki gibi keyfi olarak engelleyemeyeceğini bütün dünyaya duyurmalı.
Unutmamalı! Bu kriz Türkiye'de çıkmadı. Bu kriz Avrupa'da ve ABD'de çıktı. Bu bizim krizimiz değil, onların krizi. Nasıl onlar gecmişte bizim krizimizden hep yararlandıysa şimdi aynısını Türkiye yapabilir. Artık küresel ekonomide ibre Türkiye'den yana döndü. Bu lehimize gelişen koşulları değerlendirmemiz şart.
Yoksa aksi sadece yönetim hatası olur, başka bir şey olmaz!