Ekonomi gazeteciliğimizin çok eleştirilecek yönü var.
Kuşku yok ki bunda en büyük pay muhabire, habere yatırım yapmayarak ekonomi servislerini sadece basın bültenlerine ya da pr şirketlerinin "pseudo-event"lerine (
sanal olay) mahkûm eden patronların payı büyük.
Ama ekonomi gazeteciliğimizdeki haber takibi, araştırmacı gazetecilik gibi temel gazetecilik reflekslerinin dumura uğramasının tüm nedenini patronlara yüklemek de yanlış. Popüler kültür sörfüne ekonomi gazetecilerinin de bindiği bir gerçek, bu gerçek de erozyonun diğer nedeni.
Bir örnek vereyim.
TMSF Toprak Grubu'na ait "Toprak
Sağlık Gereçleri
Bozüyük Ticari ve İktisadi Bütünlüğü"nü 13 milyon 925 bin dolar muhammen bedelle 3 Temmuz'da
ihale usulü
satışa çıkardı. Söz konusu satış için ihale 20 Temmuz
Çarşamba günü saat 11.00'de gerçekleşti.
Geleneğin aksine TMSF satışı izlemek için medyaya davette bulunmadı. İhaleye Seramiksan ve Ece şirketleri girdi.
Adil bir şekilde yapılan açık artırmada ihale 11 milyon 150 bin dolara Seramiksan'da kaldı.
Kısa süre sonra TMSF'nin satışı onaylamadığı duyurusu geldi. Ama söz konusu duyuruda hiçbir neden belirtilmedi. İşin ilginci hiçbir gazetemiz de haberi takip edip TMSF'ye "neden" diye sormadı. Oysa TMSF kamuoyuna eylemlerinin nedenlerini açıklamak zorunda.
Medyanın görevi de şeffaflıktan saptığında
halk adına TMSF'yi uyarmak.
Halis Toprak-TMSF uyuşmazlığı her gün gündemi meşgul ederken ekonomi basının bu kadar duyarsız olması gelecek adına beni oldukça karamsar hale getirdi.
Bir şey daha söyleyeyim. Bu haberi izlemek için birkaç kez TMSF'nin
sitesini ziyaret ettim. Satışı yılan hikâyesine dönen Toprak Holding Binası'nın ihale ilanını da bir gördüm bir daha göremedim. Üstelik ilan TL üzerindendi. Anlamadığım şu: TMSF ne zaman ihaleye, ne zaman TL, ne zaman dolarla çıkıyor? Buna kim karar veriyor. Her şeyden önemlisi TMSF niye böyle davranıyor?
Nef'in aldığı risk iyi ama...
Genel olarak gazete kategorisinde iyi reklam bulmak zor.
Konut sektöründe de bütün reklamlar birbirine benzemeye başladı.
Projelere bile herkese, her kişiye verilebilecek isimler veriliyor. En azından isimler lokasyon ya da
mimari proje ile bağlantılı seçilse konutun
marka olması sağlanabilir. Ne yazık ki buna dikkat eden
firma sayısı az.
Bu hafta En İyi Gazete reklamı listemize Timur isimli konut geliştirme firmasının Nef isimli projesinin reklamını aldık. Tam sayfa yayınlanan bu reklamın listeye girmesinin nedeni aldığı risk. Kullandığı beyaz boşluk ve leke ilişkisi ile dikkat çekiyor. Fiyat çekiciliğiyle meraklandırıp internet adresine yönlendiriyor. Yeni bir şey değil ama farklı olma adına alınan risk listeye girmesini sağladı. Sorun ise internet sitesinde. Öncelikle burada da
fiyatın göze sokulması yanlış. Site çok karmaşık, görseller
küçük ve projenin ayrıntısını vermiyor.
İnternet sitesinde ağırlık projenin ayrıntıları üzerinde olsaydı üç hafta yayında kalmak gerekmeyebilirdi.
Dünyayı
Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google yönetiyor
ComScore'un haziran ayı raporunda Türkiye'nin en çok ziyaret edilen web siteleri listesi de yer aldı. Ev ve iş yerlerinden erişimlerin hesaplanmasıyla oluşturulan listeye göre Google.com.tr yaklaşık 23 milyon farklı ziyaretçiye yaptığı ev sahipliği ile ilk sırayı aldı.
Facebook ise yaklaşık 21.5 milyon farklı ziyaretçi ile ikincilikteki yerini korumakla kalmayıp Google ile aradaki farkı oldukça kapatmış durumda.
Listede, belki siz de fark etmişsinizdir, asıl dikkati çeken nokta Türk girişimi sitelerin gösterdiği yükseliş. İnternet kullanıcı sayımızdaki artışla birlikte
Avrupa liginin önemli oyuncuları arasında başı çekmekle kalmayıp dünya devi olmuş projelere en azından şimdilik kendi pazarımızda kafa tutuyor olmamız çok önemli.
Bir an önce teknoloji borsasına açılmayı ve büyümeyi hızlandıracak parayı bu kaynaktan elde etmeyi başarırlarsa dünya devi projeler üretebilen çok önemli bir üs haline gelmememiz için hiçbir sebebimiz olmaz. Zaten devlette bazı zorlamalarla da olsa bu konuda önemli adımlar atıldı. Geçiş süreci kazasız belasız atlatılabilirse güzel günler göreceğe benziyoruz. Merak edenler için buyurun ilk 20 listesi:
1.Google.com.tr 2. Facebook.com.tr 3. Live.com 4.Google.com
5.
Youtube.com 6.
Dailymotion.com 7.İzlesene.com 8.Mynet.com
9. Msn.com 10. Blogcu.com 11.Msn.com.tr 12.Blogger.com
13.Sahibinden.com 14.
Hürriyet.com.tr 15.
Milliyet.com.tr 16.Ekolay.net
17.
Wikipedia.org 18.
Microsoft.com 19.Donanımhaber.com
20.Gittigidiyor.com
Reklametre (31 Temmuz - 6
Ağustos)
En İyi TV
1. Davul yerine CRM (
Avea)
2. Burhan Öcal (
World Card)
3. Coban (
Turkcell)
4.
Ramazan Sofrası (
Coca-Cola)
5. Üstü kalsın (Maksimum)
En İyi Gazete
1.Denize
Sıfır (Milliyetemlak.com)
2.Jazzın Ramadan (Hakan Erdoğan P.)
3.Çok Yakında (
Kuzey Kıbrıs)
4. Ev Alabilirsiniz (Nef)
5. Sonsuza Kadar (BMW)
En İyi İnternet
1.THY - THY ile kazan
www.winwiththyturkishairlines.com
2.
Efes Pilsen - İçerim Ben Bu Akşam
www.icerimbenbuaksam.com
3.Algida - Fruttare
Facebook.com/Fruttare
4.
Pegasus - Dünyanın en güzel hediyesi
www.dunyaninenguzelhediyesi.com
5.Arko - Sevgiliyi Geri
Kazan
Facebook.com/arkomen
Özgür Karaçak'tan Özgürce
Twitter'da
şantaj dönemi
Girişimcileri yatırımcılarla bir araya getiren Dragon's Den programının
İngiltere versiyonunda, yatırımcı koltuğunda oturan Duncan Bannatyne adında bir İskoç ağabey var. Bu ağabeyin
otel, medya, sağlık kulüpleri gibi önemli yatırımları mevcut.
Aslında ağabey dediğime bakmayın kendisi tam bir para babası. Bu arada adamın kazandığı her
kuruş "
miras değil alın teri" başlığı altında okullarda okutuluyor.
Geçen hafta bu adamcağızın başına enteresan bir iş geldi. Twitter'da bir şahıs Duncan'a, kızı Hollie'yi izlediğini ve 35 bin sterlin vermezse zarar vereceğini yazdı. Bunun üzerine bizim çılgın İskoç olaya delirip, bu kişiyi bulana 25 bin sterlin ayrıca bulup kolunu kıracak kişiye de 50 bin sterlin ödeyeceğini açıkladı.
Anlayacağınız Duncan işi bir anda çılgın bir kelle avcılığına çevirdi. Daha sonra çokça gelen olumsuz tepkiler karşısında geri adım atıp yazdığı mesajı sildi ama gösterdiği
girişimci ve çözümcü ruh sevenleri tarafından takdir gördü.
Türkiye'de Twitter'ı yakından takip edenler bilirler, bu aralar bizde de insanların gizli bilgilerini ifşa ederek onlara şantajvari yaklaşımlarda bulunmak moda oldu.
Bizde bunu magazin ve araştırmacı gazetecilik adıyla yapıyorlar. Duncan'ı tehdit eden adamdan tek farkları bunu yaparken ne istediklerini açık açık söylememeleri, o kadar!