İnternet Andıcı iddianamesini hazırlayan
Savcı Cihan Kansız, "TSK değil,
Ergenekon yargılanıyor" dese de, aslında yargılanan "cumhuriyeti koruma kollama" zihniyetidir. İnternet Andıcı'nı ya da
İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı, "Ergenekon" başlığı altına koymak mümkün değil.
Balyoz veyahut
Sarıkız/
Ayışığı gibi
darbe girişimleri Ergenekoncuların işiydi diyebilir miyiz? Ortaya çıkan, bütün
fişleme belgeleri ya da Jandarma bünyesinde kurulan
Cumhuriyet Çalışma Grubu ve işlevi, 28
Şubat sürecinde rastladığımız
Batı Çalışma Grubu faaliyetlerinin bir devamı mahiyetinde değil mi? Şemdin Sakık'ın "
itiraf"larına eklenen kara
propaganda malzemesi, bize, internet sitelerinin yürüttüğü
psikolojik harekâtı hatırlatmıyor mu?
Fadime Şahin,
Müslüm Gündüz ve Aczmendiler, irtica paranoyasını güçlendirmek için kullanılmıştı.
Danıştay saldırısı da farklı bir amaç gütmüyordu.
Ümraniye bombaları ortaya çıkana kadar suikastçı
Alparslan Aslan "Allah'ın askeri" olarak takdim edilmedi mi?
Ergenekon, askerin, "cumhuriyeti koruyup kollarken" (darbeleri hazırlarken) başvurduğu bir yöntem. Ağırlıklı olarak Özel
Harp ve
Genelkurmay 2. Başkanları bu işin içinde; bazı
sivillerden yararlanıyorlar. Kara propagandayla, icap ederse suikast ve sabotajlarla, korkular besleniyor, güçleniyor. Müdahaleye zemin hazırlanıyor.
Asker faaliyetini yürütürken, medyadan ve sivil
toplum örgütlerinden yararlanıyor.
"TSK değil, Ergenekon yargılanıyor." Peki bu Ergenekon'un ucu nereye kadar gidiyor? TSK'nın komuta kademesinde, "cumhuriyeti koruma kollama" adına siyasete bulaşmayan isim bulmak kolay mı? Ergenekon başlığı altında, yargılanan, aslında, askerin kökleşmiş
vesayetçi anlayışıdır.