Ağustos ayı gelince geriliyoruz...
Sıcaktan değil, YAŞ’tan!..
Askeri teamüller mi galebe çalacak?... Yoksa
sivil irade mi?.. YAŞ savaşlarını bu sene kim kazanacak?!...
Bu kadar saçma sapan bir soru olabilir mi?.. ‘Sivilin dediği mi olacak, yoksa askerin dediği mi?..’
İşte bütün anormallik burda... Çağdaş demokratik bir
ülkede böyle bir şey tartışılabilir mi?..
Tartışılmaz... Tartışan kişi, faşist, militarist dangalak muamelesi görür, hatta ciddiye bile alınmaz..
Aslında bu konuda yazmak bile
demokrasi adına utanç verici bir durum...
Başbakan’a.., yani sivil iradeye.., yani seçilmişe bağlı bir kurum, kime karşı neyin mücadelesini verir ki?!..
Biz hala bunları tartışıyorsak eğer, daha normalleşmemişiz demektir..
Geçen seneki YAŞ’ta da benzer tartışmalar yaşanmamış mıydı?..
O zaman ne demiştik; ‘ezberler bozuldu..’
Nasıl bozulmuştu?..
Hükümet yetki kullandı!..
Garâbet burda işte..
Hükümet kendisine bağlı bir kurum üzerinde yetki kullandığı zaman ezber bozmuş oluyor!..
Sonra ‘YAŞ’ta
krizi’ çıkıyor!.. Ardından normalleşme sürecimiz devam ediyor.. Ne anormal bir durum!...
Öyle ya da böyle geçen seneki YAŞ, sivilleşme, normalleşme adına bir milattı..
Ama yeteri kadar normalleşmediğimizi Ağustos ayın gelince anladık!..
Ağustos geldi.. Bir gerginlik, bir tedirginlik vardı yine...
Bu YAŞ’ta neler olur diye merak ediyorduk.. ( Bu ‘yaş’ıma kadar hep merak etmişimdir zaten!..)
Oldu, oldu... Bu sefer de komutanlar ezber bozdu.. Genel
kurmay Başkanı ve
Kuvvet Komutanları
emekliliklerini istediler.. ( Memur emekliliğini istemiş.. Gayet normal bir şey aslında!..)
Ortalık ayağa kalktı... YAŞ’ta tarihi kriz.., Ankara’da deprem.., TSK’da sarsıntı... Öldük, bittik.., piyasalar...
N’oluyoruz yahu?... Üç beş
general emekliliğini istedi diye ülke battı mı?...
Ülkede general mi yok?!.. Dünyanın en büyük ordusuna sahip Çin’de bile daha az general var...
Üçü gider beşi gelir.. Nitekim yenisi atandı aynı gün içinde..
Neticede komutanlar emekliliklerini istemişler.., lüzumundan!..
Gerçi
Koşaner neden emekliliğini istediğini açıklayan bir
veda mesajı da yayınladı;
"Şu anda 173‘ü
muvazzaf, 77‘si emekli olmak üzere 250 general-
amiral,
subay,
astsubay ve uzman
jandarma çavuş, hürriyetlerinden yoksun olarak
tutuklu bulunmaktadır.
Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması Genel Kurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etme imkanını ortadan kaldırmıştır...”
Koşaner çok açık bir şekilde ‘lüzumu’ açıklamış..
Ergenekon,
Balyoz,
Kafes,
İrtica ile mücadele
eylem planı..vs, den sonra üzerine bir de internet
andıcı eklendi ya, ‘bunlar bize fazla geldi..’ diyor..
Anlaşılan o ki artık
hesap vermek istemiyor...
‘Darbeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklanmış askerlerimi
kurtarma imkan ve kabiliyetim yoktur, ben gidiyorum..’ diyor..
Geçmişi
darbelerle,
muhtıralarla dolu bir ordunun komutanı ve arkadaşları hesap vermek istemiyorlar artık.. Hesap vermeyi de lüzumsuz buluyorlar!..
Kendi paylarına haklılar da!..
Onca darbe yaptılar, muhtıra verdiler ama şimdiye kadar hesap vermediler, yapılmamış daha doğrusu yapılamamış darbenin hesabını mı verecekler şimdi?!...
Demokrasiye balans ayarı çekmeye alışmışlar kendilerine ‘demokrasi ayarı’ çekilmesine tahammül mü etsinler?!..
Kısaca, daha normalleşmediğimizin resmidir bu..
Lakin demokrasinin ‘yaş’ı başı olmaz.. Her zaman ve her ‘yaş’ta lazımdır!..
Umarım bu YAŞ’tan(!) sonra normalleşiriz..