Açıkçası başlıkta
terör gibi
vahşet ile bir dinin adını yan yana koymak hiç hoşuma gitmedi. Aksine çok zorlandım ve üzüldüm.
Çünkü bir kişinin işlediği büyük bir suçtan dolayı o kişi ve işlediği suçla en
küçük ilgisi olmayan milyonlarca insanı ve o insanların canları kadar değer verdiği dini inançlarını töhmet altında bırakmak hiç mi hiç şık değildi. Ancak yıllardır Batı medyasının, terör ile
İslam'ı bir yudum
kahve içme rahatlığıyla kullanmasının ne kadar vahim bir
cinayet ve ne kadar masum insanın hakkına
tecavüz olduğunu göstermek için başka yol yoktu.
İslam ve terör kavramlarının her gün kitle
iletişim araçlarında defalarca kullanılmaya başlandığı 11 Eylül'ün tam da 10'uncu yılında
Norveç'te patlayan
Breivik faciası, en itibarlı medya kurumlarından İslam'a karşı nefreti körükleyen
bloglara kadar Batı'daki ibretlik derecedeki önyargıyı bir kez daha kanıtladı.
Norveç'teki
katliam haberinin duyulmasından itibaren Batı medyasının olaya nasıl yaklaştığının karnesini tutan
Selçuk Gültaşlı'nın haberi, bu tehlikeli önyargıyı anlatmak için dünya iletişim fakültelerinde
ders olarak okutulacak nitelikte. (27 Temmuz, Zaman)
Mesela, anlı şanlı CNN'in sunucusu Tom Lister, daha ortada hiçbir ipucu yokken failin
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide olduğunu ilan etmekte sakınca görmediği gibi saldırının sebepleri üzerine bir nutuk bile atıyor. "
Saldırı El Kaide'nin işiydi çünkü Norveç
gazeteleri Hz. Muhammed'e
hakaret eden karikatürleri yayınlamıştı." CNN'in terör uzmanı Paul Cruickshank da saldırıda, El Kaide'nin "bütün izlerinin" bulunduğunu söylüyordu.
Batı'nın en saygın gazetelerinden
Wall Street Journal ise başyazısında cihat gruplarının periyodik katliamlarını meşrulaştırmak için kullandıkları argümanları incelerken, saldırıyı Norveç'in "çok hür ve hoşgörülü" bir
ülke olmasına bağlıyordu. Katilin Norveçli çıkmasından sonra bile El Kaide bağlantısında ısrar eden gazete, şu inanılmaz yorumu yapıyordu: "Norveç saldırısı ile irtibatlı olmasa da ilham kaynağı El Kaide."
Washington Post'un blog yazarı Jennifer Rubin de katliamın cihat gruplarına karşı mücadelenin çok pahalı olduğunu düşünenlere "ciddi bir ikaz" olduğunu yazdıktan sonra hükmünü vermişti: Saldırı kesinlikle 'çok başlı yılan olan cihat gruplarının işi'.
İslam karşıtı bir blog yazarı olan ve Norveçli
katil Breivik'in, İslam karşıtı hezeyanlarından yararlandığı ortaya çıkan Pamela Geller, saldırı haberini duyar duymaz sitesine "Norveç'te cihad" başlığını atmakta gecikmemiş. Ardından eklediği nottaki
mesaj şu: "
Cihadla mücadeleyi
ihmal etmenin sonuçlarına katlanılamaz". Bu notun yanına yerleştirdiği haberin başlığı ise şöyle: "Norveç: Son 5 yıldaki tüm tecavüzleri 'Müslümanlar' yapmış."
Halbuki biraz beklese, katliamı yapan kişinin Müslümanlardan nefret eden ve kendisine hayranlık duyan bir Norveçli olduğu ortaya çıkacak. Saldırıyı, 'Hıristiyanlık' adına yaptığını söyleyen Tapınak Şövalyesi Breivik, manifestosunda Robert Spencer, Jihad Watch, Islam Watch gibi İslam karşıtı kişi ve oluşumlarla birlikte Geller'in bloguna 250 kez atıfta bulunuyordu. Güya radikal İslami gruplarla mücadele eden bu sitelere yakından bakıldığında, "İslam'ın özünde şiddet içerdiği, asla ılımlı olamayacağı"; "İslam'ın terörizm olduğu, marjinalleştirilmesi veya yok edilmesi gerektiği" gibi açıkça İslam düşmanı içerikler göze çarpıyordu. Vicdanları tamamen iflas etmemişse Pamela Geller ve benzerlerinin, dünyadaki 1,5 milyar Müslüman'ın 10 yıldır çektiklerini anlamasına yardımcı olacak gelişme, Breivik'in kendisine yaptığı referanslar nedeniyle Amerikalı blogcunun Norveç'teki katliamın ilham kaynağı olarak gösterilmesi.
Suçlamaya çok hiddetlenen Geller, birkaç kişinin yaptığı terör ile İslam'ı ve Müslümanları hiç irtibatlandırmamış gibi şu anlamlı sözleri sarf ediyordu: "Sırf manifestosunda bizden bahsettiği için Breivik ile beni irtibatlandırmak absürd. Yaptıklarından sadece ve sadece Breivik sorumludur. Norveç'le ilgili CNN ve BBC'nin haberlerini izlerken, defalarca Hıristiyanlık kelimesini kullanmalarını çok rahatsız edici buldum. Çünkü Norveç'teki saldırının, Hıristiyanlıkla hiçbir alakası yok."
Evet, Norveç'te yaşanan bir katliam, bir facia. Ama aynı zamanda, özellikle iyi değerlendirilmesi halinde muhasebe yapmak ve 10 yıldır yapılan yanlışları görmek için ibretlik bir boy
aynası...