Fenerbahçe gibi büyük bir câmianın başkanı '
şike' iddiasıyla
tutuklu; bu durum, kulübe gönül vermiş herkesi herhalde derinden yaralıyordur. Bir Fenerbahçeli olarak beni yaralıyor...
Buna rağmen, aklımı başımdan uzaklaştıracak, etraftakilere "Delirdi mi bu adam?" dedirtecek türden
uçuk kaçık ithamlarda bulunmak hiçbir zaman aklımın ucundan geçmiyor. Sabırla, gerçeğin bütün çıplaklığıyla anlaşılmasını bekliyorum. Gelin görün ki, şu sıralarda aklı başında olması gerekenler arasından zırvalayanlar çıktığı gibi, câmianın öndegelenleri de önlerinde dillendirilen zırvaları alkışlayabiliyorlar.
Şu sözler kulübün
Yüksek Divan Kurulu toplantısında, kurulun başkanı tarafından sarf edilmiş: "Fenerbahçe Spor Kulübü Türkiye'nin en yaygın, en güçlü
sivil toplum kuruluşudur; hiçbir tarikat, İslâm örgütü zemininde bir yapılanmayı bu kulübün içinde yapamaz."
Gazeteler bu bayat yakıştırmanın çılgınca alkışlandığını yazıyor.
Kulübün başı 'şike' iddiasıyla belâda; kamuoyu hergün bir yerlerde karşısına çıkan iddiayı güçlendirici haberlerle şaşkına dönmüş bulunuyor: Gol atmasın diye
rakip takım oyuncusuna, gol yesin diye rakip kaleciye para verilmiş... Teşvik primi dağıtılmış... Hakemler ayarlanmış, sindirilmiş, yanlış kararlara sevkedilmiş...
İddialar bunlar, ama Yüksek Divan Kurulu, içinde 'İslâm' sözcüğünün de geçtiği bambaşka bir telden çalarak kulübün 'onuruna' sahip çıkabileceğini sanıyor... "Zırva tevil götürmez" derler de, 'şike' iddiası ile tarikat yapılanması arasındaki ilişki 'zırva' sözcüğünü bile olağanüstü masum kılıyor...
Norveç'te yaşanan
terör olayının üzerinden sis perdesinin kalktığı gün bu konuşmanın yapılmış olması, FB'ye sirayet etmiş çarpık zihniyetin zavallılığını daha iyi görmemizi sağlıyor...
Avrupa'nın barış, zenginlik ve
refah sığınaklarından olan Norveç'in başkenti Oslo'da kamu binalarına bombalı bir saldırı gerçekleştirildi. Yalnızca bu
eylemle yetinseydi
terörist, dünyamız birkaç gündür yeniden başını gösteren 'İslâmi terör'ün en keskin sözcüklerle kınanmasına ve Avrupa'da yaşayan Müslümanlara karşı aşırı tedbirler alınmasına tanıklık edecekti.
Oslo'da kamu binalarını bombalayıp yedi kişinin ölümüne yol açan terörist yakındaki bir adaya çıkıp rastgele açtığı ateşle 85 genci de öldürünce işin rengi değişti. Kuzeyli bir Viking'di terörist; ırkçı,
yabancı düşmanı, İslâm-karşıtıydı...
Yabancı düşmanı, ırkçı bir Norveçli kolayından el-Kaide'ye mal edilebilecek bir eylem yapabilmişti işte. Hem de kendi ırkından insanların bulunduğu kamu binalarını bombalayarak, kendi gibilerin üzerine kurşun yağdırarak...
İlk eylemin ardından dünyanın dört bir tarafında yapılmaya başlanan "İslâmcı fanatiklerin eylemi" türünden yorumlar, ikinci eylemle birlikte havada kaldı.
Kendilerini 'İslâm terörü' konusunda uyaran bir câmianın içinden gelen 'terör' ile karşılaştıkları için Norveçliler müthiş şaşkınlar...
FB'liler de artık 'İslâm' sözcüğünün olumsuz anlama geldiği bir
zihin kamaşmasından kendilerini kurtarmalılar. Açılan soruşturmanın 'tarikat' ve 'İslâm yapılanması' türü yakıştırmalarla olduğundan farklı algılanmasını sağlayamaz, takımın adını yerlerde süründüren yanlış davranışlardaki kendi paylarını gözlerden saklayamazlar...
Norveçliler saklayabiliyor mu?