Bugün, dün, önceki gün...


Önceki gün... Bundan tam 18 yıl önce, temmuz ayında Van'ın Sündüs Yaylası'nda 24 kişiyi katlettiler. Aradan 18 yıl geçmiş olmasına rağmen ne saldırıyı kimin yaptığı belli oldu ne de bununla ilgili herhangi bir çalışma kamuoyuna yansıdı. Ölenlerin yakınları anma töreni düzenlemese, ateşin düştüğü yer feryat etmese böyle bir olay olduğunu kimse hatırlamayacak. Hayvanlarını otlatmak için çıktıkları yaylada saldırıya uğrayanlardan tamamı kadın ve çocuk olan 24 kişi hayatını kaybetti. Olayda yakınlarını kaybedenler katliamın Ergenekon-PKK işbirliğiyle işlendiğine inanıyor. Ama bugüne kadar bunu ispat edecek, olayın arka planının nasıl olduğunu öğrenmemizi sağlayacak hiçbir çaba gösterilmedi. Ölen öldüğüyle kalmış, o ölümlerle, Türkiye gerekli olan kaotik ortama sürüklenmişti. Ama kimse bunun hesabını sormadı. Savcı olay yerine gitmeye bile gerek görmedi. Sadece iki sayfalık bir tutanak tutuldu. Dün... Geçen yıl temmuz ayında Hakkâri'nin Çukurca ilçesine bağlı Hantepe bölgesinde yedi askerin şehit düştüğü, 8 askerin de yaralandığı bir baskın olmuştu. Teröristlerin bölgeye gelişinin ve yaptıkları saldırının Heron'lar tarafından saniye saniye görüntülendiği ortaya çıkmıştı. Buna rağmen herhangi bir önlem alınmadığı, yardıma da 4 saat gecikmeli gidildiği anlaşılmıştı. Bu olay basına yansıyınca Genelkurmay soruşturma başlattığını duyurmuştu. Ancak aradan bir yıl geçmiş olmasına rağmen soruşturmanın ne olduğunu, nasıl sonuçlandığını, varsa ihmal ve açık kusuru bulunanların nasıl bir ceza aldığını bilmiyoruz. Olayın perde arkasının ne olduğuna, yenilen bu baskından nasıl dersler çıkarıldığına dair de herhangi bir bilgimiz yok. Bugün... Silvan'da yine göz göre göre, göstere göstere 13 fidanımız toprağa düşüyor. İhmallerin, beceriksizliklerin bini bir para! Biz aynı cümlelerle aynı olayı tartışıp duruyoruz. Sesler biraz daha yükseliyor; "Şehitler ölmez, vatan bölünmez''... Sonra ses "şehitler ölmez, vatan bölünmez ulan''a dönüyor. Temmuz ayında aşağı yukarı aynı günlerde meydana gelmiş üç olay var önümüzde. Tabii ki 18 yıl içinde yaşanan saldırıların hepsi bu kadar değil. Şimdi sadece hafızalarımızdan bile yüzlerce bu tarz olay sıralayabiliriz. 18 yıl önceki olayla bugünkü arasında bir fark var mı? Hayır yok! Alınmış hiçbir ders, strateji farklılığı, yeni bir çözüm arayışı var mı? Yok! Yıllarca hep bunu konuşuyoruz, sonrasında hep aynı toplumsal olaylar tezgâhlanıyor. Bu tezgâh hep aynı toplumsal sonuçları veriyor ve biz seyretmeye devam ediyoruz. Terör ne zaman biter? Terör biter mi? Terör biterse Türkiye'de neler olur? Ya da bu ülke neden hep aynı yerden ısırılıyor ve ısırılırken herkes seyrediyor? Korkarım ki, Türkiye her geçen gün terörden daha vazgeçemez hale geliyor. Çünkü eskiden, zaman zaman Meclis'le, yeri geldiğinde askerle, yeri geldiğinde Anayasa Mahkemesi'yle, Yüksek Yargı'yla, çoğunlukla da terörle dizginlenebilen, hizaya getirilebilen ülkede, bazı odaklar bütün mevzilerini birer birer kaybediyor. Bugün gelinen noktada artık terörden başka bir yolla hizaya getirilmesi(!) mümkün değil Türkiye'nin. Bu sözü çok tekrar ettiğimin farkındayım ama terörü bitirmenin tek yolu da, bölgede gerçekte neler olduğunun bilinmesinden geçiyor.
<< Önceki Haber Bugün, dün, önceki gün... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER