Aynı yerden bu kaçıncı
darbe yeyişimiz? Dünyanın hangi yerinde yaşananlardan bu denli
ders alınmaz? Gözlerimizin içine baka baka bu pis oyun oynanıyor ve yetkililer hiçbir
hesap vermeksizin bu oyunu seyrediyor...
Çocuklarımız şehit ediliyor, biz ise sadece beylik cümleler duyuyoruz. Dağlıca'da, Aktütün'de, Reşadiye'de, Kemah'ta, Sarıyayla'da,
Gediktepe'de şehit olanların arkasından söylenenleri bu saldırının arkasından da aynı şekilde dinliyoruz. Yetkili olanlarımız, oturup
terörle mücadelede alınacak önlemleri konuştuklarını yeniden duyuracak. Biz, bir sonraki can acımıza kadar terörle mücadelede izlenecek yollar konusunda ne tür yeni önlemler alındığını, nasıl bir strateji değişikliğine gidildiğini bilemeden ya da umursamadan rutin hayatımıza devam edeceğiz. Darbeyi, yeri ve zamanı geldiğinde aynı yerden ve aynı oyunla yine alacağız ve biz yetkililerin bize söylediklerinin birer yalan olduğunu bir kere daha anlayacağız.
Bu kadar
ihmal ve
ihanet içinde yenilen baskınların arkasından yürütülen
soruşturmalarda neler oldu hiç bilmeyeceğiz.
Geçtiğimiz günlerde
Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde 12 kişinin öldüğü patlamadan sonra genelkurmay başkanı ve milli
savunma bakanı
istifa etti. Suçları var mıydı, bilemiyoruz. Böylesine bir olay meydana gelmişken sorumluluğu üstlerine alıp emaneti devrettiler.
Bizde Silvan'da 13 erin şehit olmasında 'sorumluluk, bilgisizlik, cahillik, bendedir' deyip istifa eden kimse var mı? Eğer varsa böyle bir ihanetin ya da en azından beceriksizliğin sorumluları hakkında soruşturma bile açılmıyor. Bir önceki
Genelkurmay Başkanı'nı hatırlayın: Kendi sorumluluk alanında iki yılda 64 askerimizin şehit olduğu
Gürbüz Kaya'nın terfisi için nasıl da uğraşmıştı. Söz konusu General Gürbüz Kaya 11 askerimizin şehit edildiği Gediktepe saldırısından sonra, onca Heron görüntüsüne, saldırı istihbaratına rağmen, Başbakan'a brifing verirken, "Gelenleri
çoban zannettik." demişti. Teröristleri çoban zanneden bir
generalin terfisi için
Genelkurmay Başkanı'nın canla başla çaba gösterdiği bir ülkede terörün üstesinden gelmek mümkün müdür?
Bu ülkede bugün niye Uğur
Mumcu gibi, Turan Dursun gibi
faili meçhul cinayetler işlenemiyor? Cevabı çok basit: Failleri meçhul kalmayınca bu cinayetler de bitti. Olayın arka planı aydınlatıldıkça amaca yönelik cinayetler işlenemiyor.
PKK terörünü önlemenin en kesin yolu, gerçekte nelerin olduğunun aydınlatılmasından başka bir şey değil.
Başta hükümet olmak üzere hepimizin sorması gereken en önemli soru şu: Güneydoğu'da neler oluyor? Silvan'da gerçekte neler oldu? Oradaki -eğer varsa- askerî beceriksizliğin gerçek sebebi nedir? Bu ve buna benzer eylemlerin olmasına kimler müsaade ediyor? Bu sorulara yetkili ağızlardan cevaplar verilmezse, hükümet şehirleri güven altında tuttuğu gibi kırsaldaki olayları da
kontrol altına almazsa, bu terörü bitirme ihtimali yok.
Bugün Türkiye'de
Kürt meselesinden çok farklı bir terör meselesi vardır. Eğer her olay tek tek aydınlatılırsa, olayların hiçbirisi örtbas edilmeden üzerine gidilip gizli kapaklı bütün olaylar gün yüzüne çıkarılırsa, tıpkı 90'lı yıllardaki faili meçhul cinayetler gibi biter. Bu kontrolü sağlamadıkça terör bizi yönetmeye devam edecek.