Amigolar gene mosmor oldular...
Sık sık, döne döne bu rengi tutturdukları için artık kalıcı sayılır.
Üstelik
seçim fırtınasında kimi köşesinden oldu, kimisi düpedüz işinden...
Şimdi "bu
CHP'den bir şey çıkmaz galiba" sızlanması, kapalı kapılar ardından taştı, açık açık
gazete sayfalarına, ayakta kalmayı başaranların sütunlarına döküldü.
Kimisi de "bu Kılıçdaroğlu'ndan bir şey çıkmaz" düşüncesine gelerek hidayete erdi.
Bu Kılıçdaroğlu denilen adamcağızdan bir şey çıkmayacağını daha Deniz
Baykal'ın devrildiği günlerde söylemiştik ama heriflerde bize karşı haset ve nefret o kadar derin ki, "
Allah bir" desek onlar hemen "Allah üç" diyecekler. (Tövbe ıstağfirullah, insanı da günaha sokuyorlar.)
CHP'nin o acıklı
yemin güldürüsünü belki yıllarca sürdürebileceğini, böylelikle meclisi kilitleyebileceklerini, yeni bir anayasanın yapılmasını bu şekilde engelleyebileceklerini umacak kadar da saftırık adamlar bunlar... "Sonuna kadar diren Kemal" dediler, Kemal her zamanki gibi birdenbire çark ediverince bozuldular.
Şimdi ne olacak? Bir "arayış içine" girecekler tabii...
Hani Ecevit'in darbeden sonra çıkardığı Arayış dergisi vardı (hangi darbeydi o çocuklar, 1980 mi 1971 mi?), onun gibi... Ecevit aradı aradı, hayatının son yıllarında tıpkı Attila
İlhan gibi faşizmi buldu, darısı başlarına.
İşleri zor...
Düşünüyorum, ben CHP amigosu olsam ne yapardım?
Az okunan gazetemin çok etkili olduğunu, şişik egomla
küçük dağları kendimin yarattığını ve kamuoyuna yön verdiğimi falan varsayarak tabii! (Dört tane fanatik ve cahil okuyucu mektubu kendimden geçmeme yetiyor...) Bu Kılıçdaroğlu'dan
kaset bile çıkmaz ki, adamı nasıl devirelim?
İşte gördük, Baykal-Sav hizibi beklendiği şekilde hemen yeni bir kurultay arayışına girdi (kurultay severler), gerekli 600 imzayı toplayamadı, 280 imzada kaldı, yeni bir hamle fırsatına kadar sütre gerisine çekildi...
Acaba Mustafa Sarıgül'e mi oynasam?
Ama bunu daha önce denedim, gene morardım.
Sarıgül'ü belediye seçimlerinde
İstanbul Büyükşehir'e
aday gösterecekler, kaybedecek, ama
oy oranı CHP'nin genel seçim oranından elbette daha yüksek çıkacağı için "CHP oylarını arttırdı, demek ki başarılıdır" şeklinde edepsizlik edeceğim gene, orası kolay da...
Sonuçta kaybetmiş olacak adam yahu, bana ne yararı var?
Süheyl Batum atına oynayayım...
Daha önce Batum'u birleşik DP-
ANAP ucubesinin başına aday göstermiş, tutturamayınca CHP'ye monte etmiş, sağcıyı solcu gibi pazarlamaktan da utanmamıştım.
Demek ki gene yapabilirim.
Fakat ya gerçek sosyaldemokratlar bu rezaletlere daha fazla dayanamayıp ayrılmaya kalkarlarsa?
CHP ve CHP'den ayrılan Öz-CHP...
Kuaför Vili'den ayrılan manikürcü Perihan gibi...
İyi işte, iki Kemalist kanat...
Sağ Kemalistler, sol Kemalistler...
Kemalistler çoğalıyor! (Kemal Atatürkçüler anlamında... Partide "Kemal Kılıçdaroğlucu" kalır mı bilmem.)
2014 seçimlerine ayrı ayrı girerler, ikisi de yüzde 10 dolaylarında kalır, seçimi de gene AKP kazanır. (Ayrılmasalar da seçimi gene AKP kazanmayacak mı?)
Utanma duygum varsa
emekli olur, gider
çiçek sularım.
Fakat utanma duygum olmadığından, lagalugaya devam ederim.