Ulan bayağı da korktuyduk ha!...
Adamlar baştan söylediler.. ‘
Ergenekon sanıkları için teminat verilmezse (ne demekse!).., yargı çözmezse,
AK Parti müdâhele etmezse.., falanca filanca olmazsa
yemin etmeyiz..’ dediler...
Ne zamana kadar direnirsiniz diye sordular... El
cevap; ‘Gerekirse 4 yıl!..’
Erdoğan ise açıkça; ‘
Yargıya müdahele etmeyiz, yasaları çatlatmayız, yarmayız, delmeyiz..’ deyip durdu..
Neyse ki korkulan olmadı..
Dün güzel güzel
Meclis’e geldiler,
teker teker yemin ettiler!...
Son yazımda sormuştum; ‘Pazartesi (dün) gelip yemin edecekler, tamam da geçen haftadan bu yana değişen ne,
CHP’yi ikna eden şey nedir?..’ diye...
Bendeki de saftiriklik işte!..
Mutabakat elbette!!.. Geçen hafta mutabakat yoktu... Dün anlaştılar ve imzaladılar...
Artık bir mutabakat var!...
‘Peki, bu mutabakat üzerinde neden ilk günden bir çalışma başlatılmadı?..’ diye sormayın ama.. Zira o işe hala aklım ermiyor...
Lakin mutabakatın
demokrasi adına iyi bir şey olduğunu CHP’nin yemin etmeme direnişinden sonra anladım!!...
Kılıçdaroğlu mutabakat sonrası bir açıklama yaptı; ‘Milli iradeye duyduğumuz saygının gereği yerine geldi..’
Ne mutabakatmış yahu?!... İmzalıyorsun,
milli irade anında tecelli ediyor!...
Çok merak ettim ve hemen mutabakat metnini okudum...
‘Halkın egemenliği ve milletin iradesinin, seçilmiş ve vekalet verilmiş milletvekilleri aracılığıyla
TBMM'de hayata geçirilecektir!..’
Neyse bunu da öğrenmiş olduk!!.. Sonra?..
‘Bu çerçevede tüm
siyasi partilerin ve milletvekillerinin, milletimizin kendilerine verdiği bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM'de olmaları gerektiğine inanıyoruz...’
Doğru.. Biz de öyle inanıyoruz.. Eee sonra?..
‘
12 Haziran seçimleri sonrasında bazı milletvekillerinin yemin etmeyerek, yasama faaliyetlerine katılmamaları eksikliktir. Son seçimlerle birlikte yüzde 95 seviyelerinde yüksek bir temsil oranını yansıtan TBMM, milletimizin yeni bir anayasa yapılması talebiyle birlikte birleştirilerek değerlendirildiğinde, tüm siyasi partiler için uygun bir uzlaşma zemini oluşturmaktadır...’
Aksini söyleyen yoktu zaten.. Evet.., sonra?..
‘Siyasi partiler, sorunların çözümü için TBMM zemininde olmalıdır...’
Allah Allah!.. Yemininizi ‘
Zimbabwe Parlamentosu’nda edin, sorunlarınızı ‘
Kongo Cumhuriyeti Meclisi’nde çözün!..’ diyen mi oldu?!.. Ya
sabır!.. Peki sonra?..
‘
Anayasa dahil, tüm mevzuatın özgürlüklerin genişletilmesi yönünde, kuvvetler ayrılığı ilkesi dikkate alınarak çalışmalar yapılması..falan filan...’
Aferin.., Çok güzel.. Eeeee ?!!!...
‘Sonuç olarak, Meclisin açılışından bugüne kadar yasama faaliyetlerine katılmamış olan milletvekillerinin yemin ederek, Meclis çalışmalarına iştirak etmelerini ve katkı sağlamalarını arzu ediyoruz..’
Bu kadar mı?.. Valla bu kadar!..
Al sana mutabakat!..
Hani Haberal,
Balbay nerde bu mutabakatta?!...
Yoklar...
Yemin krizinin çözülmesi için iki haftadır bu mutabakatı mı bekledik yani?...
Ben yine bir şey anlamadım.. Şimdi Silivri’deki arkadaşlar çıkacak mı, çıkmayacak mı?...
CHP, ‘satmam’ dediği arkadaşlarını, ikbal kaygısıyla satmış mı oldu bu mutabakatla?...
BDP’nin durumu ne olacak peki?... Dımdızlak ortada kaldılar!..
Seçim öncesi yapılan ‘kutsal
ittifak’.., seçim sonrası başlayan ‘boykot kardeşliği’ bu mutabakatla sona mı ermiş oldu?...
Hadi bunları geçelim de..
Şimdi CHP tükürdüğünü yalamış oldu mu?...
Yok canım, olmadı!.. Direndiler, bastırdılar mutabakatı kaptılar!..
Ortada kapı gibi mutabakat var!...
Boru değil, mutabakat bu!!!..