Özel üniversiteye dikkat


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uzun bir süredir özel üniversiteden yana tavır koyuyor. Nitekim, AK Parti 2011 Seçim Bildirgesi'nde özel üniversite sözü verdi. İki gün önce de Sabancı Üniversitesi'nin bir etkinliğinde yaptığı konuşmada yine "Nasıl kolejler kuruluyorsa özel üniversiteler de kurulmalı" mesajı verdi. Öncelikle vakıf üniversitesi ve özel üniversite arasındaki farkı açıklayayım. Vakıf üniversitesi kurmak için önce bir vakfın olması, topluma hizmet amacıyla da eğitimi iştigal alanı olarak görmesi gerekir. Vakıf üniversitelerinde finansmanın nasıl yapıldığı YÖK'ün denetimindedir. Vakıf üniversiteleri kâr amaçlı değildir. Kurumlar Vergisi'nden muaftır. Her vakıf üniversitesinin de bugün için bir "koruyucu devlet üniversitesi" vardır. Eğer maddi açıdan sıkıntıya düşerse üniversite, söz konusu devlet üniversitesine devredilir. Özel üniversite ise tamamen kâr amaçlı çalışan gelirinden, giderinden kendi sorumlu olan üniversitedir. Başarısızlık durumunda da her özel sektör şirketi gibi iflas etme hakkına sahip olacağı için devletin özel üniversite üzerinde bir "bütçe-harcama" denetimi olmayacaktır. Bu noktanın özellikle özel üniversitelerde eğitim alacaklara iyice öğretilmesi, belletilmesi gerekir. Peki özel üniversiteleri "içerik" açısından kim denetleyecektir? Yine bölüm açmak için YÖK gibi bir üst kurumdan izin alacaklar mıdır? Kontenjanları YÖK tarafından mı belirlenecektir? Ortada bir "kâr" varsa, bu tür izinleri özel sektör beslenmesi için gerekli olan piyasa ekonomisinin çarklarından çıkarıp devlet kurumlarına vermek başka "güç-ilişki" alanı yaratmayacak mıdır? Gördüğünüz üzere özel üniversite deyince hemen "Bırakınız yapsınlar, bırakınız etsinler" diyen bir modelden söz etmiyoruz. Bırakın özel üniversiteyi, üniversite dediğiniz kurum, yönetimiyle çok özel bir kategori. Çikolata, gazete, süt, kot pantolon, inşaat şirketi yönetmeye hiç benzemez. Bu saydığım şirketlerin bile kategori kategori yönetim dinamikleri farklıdır. Hiçbirinin yönetimi diğeri gibi yapılamaz. Bu nedenle de sadece sağdan soldan topladığınız yetişmiş hocaları bir isim altında, bir kampüste toplayarak üniversite yaratamazsınız. Üniversite, alt kurumları ve kurulları ile farklı bir kültürdür. Bir üniversitenin çıktıları bu kültürün nasıl oluşturulduğuna ve yönetildiğine bağlıdır. Kolej gibi üniversite kurabilirsiniz ama kolej yönetimi mantığıyla bir üniversiteyi yönetemezsiniz. Yönetmeye çalışırsanız da başarılı olamazsınız. Bu nedenle Özel Üniversite Kanunu çıkarılırken mutlaka özel üniversitelerin yönetim süreçleri, pazarlama faaliyetleri, reklamları, akreditasyon süreçleri çok iyi analiz edilmeli ve gelecekte sorun alanı oluşturacak yaklaşımlardan kaçınılmalı. Özellikle STK'ların özel üniversiteleri akredite etme yolu açılır ya da özendirilirse özel üniversitelerin hatta diğer üniversitelerin de eğitim kalitesi üzerine daha fazla odaklanmaları sağlanabilir. Bu arada Özel Üniversite Kanunu çıkarılırken bir ek madde ile de vakıf üniversitelerine beş yıllık süreç içerisinde özel üniversite statüsüne geçme hakkı verilmeli. Beş yıl diyorum çünkü vakıf üniversitelerinin varolan statülerinde aldıkları öğrenciler var ve onların seçimlerine, kazanılmış haklarına saygı duymak şart. Çekirgelik "İnsanın bilgisi arttıkça huzursuzluğu da artar." (Goethe)
<< Önceki Haber Özel üniversiteye dikkat Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER