Libya'daki
halk hareketi başladığında bunu
yabancı komplolara bağlayan kalemler oldu.
Bunlardan bazıları komployu
İsrail'e kadar bile uzatabildiler, yazdıkları yazılarda bunu ima edip 'İsrail Libya'da devrede' gibi laflar ettiler.
Bunlar şüphesiz saçma sapan laflardı. Üstelik
Kaddafi ve baskıcı rejimine karşı ayaklanan yüz binlere de hakaretti. Aynı şey
Suriye için de geçerli elbette. Bu
ülkede sokağa dökülen yüz binleri de yabancı
ajan, onun bunun kuklası, uşağı gibi görenler aynı hakareti tekrarlayıp duruyorlar.
Libya'ya dönersek, buradaki Kaddafi ve rejiminin İsrail'e yıllardır düşman olduğunu, Filistinlileri desteklediğini cümle âlem biliyor. Zaten iki ülke arasında herhangi bir resmi ilişki de yok. İki ülke arasında var olan ilişki gayri resmi boyutta ve bu son yıllarda biraz daha gelişme eğilimi gösteriyordu.
Esasen, Libya-İsrail gayri resmi ilişkilerinin temeli Libyalı
Yahudilere dayanıyor. 1911 İtalyan işgali sırasında çoğunluğu
Bingazi ve Trablus'ta olmak üzere Libya'da 20-30 bin civarında Yahudi yaşıyordu.
İkinci Dünya Savaşı, İsrail devletinin 1948'de kurulması ve 1967 Arap-İsrail Savaşı sonrasında Yahudi nüfusun çoğu İsrail,
Amerika ve İtalya'ya göç etti.
Söylenenlere göre, bugün İsrail'de yaşayan Libyalı Yahudiler ve yakınlarının sayısı 100 bin civarında. İtalya'da da hayli önemli bir nüfus var. Belki 10-15 bin kadar. Amerika'da önemli bir nüfus yaşıyor. İngiltere'de de...
Bunlar bugün çok iyi bir şekilde organize olmuş durumdalar. Hepsi evvel emirde Libya'yı terk eden Yahudilerin geride bıraktıkları mal ve mülklerin Libya tarafından tazmin edilmesini istiyorlar, bu amaçla faaliyette bulunuyorlar. Özellikle İtalya'daki gruplar bu konuda çok çalışıyorlar. Hatta çeşitli ülkelerdeki gruplar Libya Yahudileri Diasporası çatısı altında toplanmış bulunuyorlar. Bunların liderleri zaman zaman gayri resmi yollardan Kaddafi'nin temsilcileri ile değişik yerlerde buluşup görüşüyorlar. Bunlardan
İngiliz Libya Diasporası Başkanı Raphael Luzon geçen yıl eylülde bizzat
Muammer Kaddafi ile baş başa görüşmüş bulunuyor ve basına verdiği demeçte Kaddafi'nin Yahudilere karşı tavrının yumuşadığını, Libya hükümetinin isteklerine daha olumlu bakmaya başladığını söylüyor.
Muammer Kaddafi geçen yıl Roma'ya yaptığı ziyarette de Libyalı Yahudilerle görüşmüş, Libya'yı terk eden Yahudilerin ülkeye geri dönebilecekleri
çağrısını tekrarlamıştı. Kaddafi'nin dış ilişkilerde sözü geçen oğlu Seyfülislam'ın da geçmişte benzer çağrıyı yaptığı, hatta Yahudilerin tazminat alabileceklerini söylediği zaten biliniyor. Ancak, tazminatların İsrail'de yaşayan Yahudileri kapsamayacağını da söylüyor Seyfülislam.
Kısacası son yıllarda Kaddafiler İsrail'e karşı duydukları husumetten vazgeçmeye başlamış, Libyalı Yahudiler vasıtasıyla İsrail nezdinde avantaj sağlamak için kolları sıvamış görünüyorlar. Nitekim, Libya Yahudileri Dünya Organizasyonu adlı kuruluşun Başkanı Meir Kahlon 2005-2007 yılları arasında kendisi dahil 3 yetkilinin Amman'da gizlice Libyalı yetkililerle görüştüğünü, görüşmede tazminatlar konusunun öne çıktığını söylüyor. Kahlon, ayrıca Libyalı yetkililerin İsrail'de yaşadıkları için kendilerine doğrudan para veremeyeceklerini; ancak İsrail'de Libya Partisi kurmaları halinde para verebileceklerini söylediklerini ifade ediyor ve 'Bunu elbette reddettik.' diyor. Bu ifadelerden Kaddafilerin İsrail'de Libyalı Yahudiler vasıtasıyla nüfuz elde etmeyi planladıkları açıkça anlaşılıyor.
Libyalı yetkililer ile Libya Yahudileri Diasporası arasındaki temaslara son örnek de çok yeni. Bu ay başlarında bir İsrail gazetesinde yer alan habere göre, yukarıda söz ettiğim Raphael Luzon 29
Mayıs 2011 günü kendisine Libyalı yetkililerden Libya'nın geleceği ile ilgili olarak düzenlenecek
diyalog konferansına katılma çağrısı ihtiva eden bir
faks mesajı aldığını, bunun üzerine Libya
Dışişleri Bakan Yardımcısı
Halit Kaim'i telefonla aradığını, onun da kendisine çağrının bizzat Muammer Kaddafi tarafından yapıldığını belirttiğini söylüyor. Sonuçta kendilerinin kaybeden ata oynamayacağını da belirtip çağrıyı kabul etmediklerini de ekliyor ve
muhalif lider Mustafa Abdülcelil'den de benzer bir çağrı beklediğine, zaten kendisinin Bingazi'deki devrim liderleri ile yakın ilişkileri olduğuna işaret ediyor.
Kaddafiler ve Libyalı Yahudi Diasporası arasındaki ilişkiler ve ayrıntıları böyle. Diaspora ile güçlü ilişkiler kurmak için can atan da Kaddafiler. Bütün bunlardan isteyen istediği sonucu çıkarabilir; ama Libya halk hareketinin arkasında İsrail'i asla arayamaz; arasa da zaten bulamaz....