Fenerbahçe'nin odağında olduğu "
şike operasyonu" giderek boyutlanıyor...
Nereye gideceği de az çok belli oldu. Sporun "
Ergenekon"u diyebileceğimiz bir sürecin daha başındayız.
Tutuklamalar işin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor ama asıl çarpıcı olan ve altı çizilmesi gerekeni Aziz
Yıldırım ve Aykut
Kocaman söyledi.
Radikal gazetesinin verdiği habere göre Fenerbahçe Başkanı
Aziz Yıldırım, çevresine çok konuşulacak şu tespiti aktarıyordu:
"Gördüğüm kadarıyla
ihale benim üzerime kaldı. Beni harcamak istiyorlar, her şeyi benim üzerime yıkmaya çalışıyorlar; ama konuşursam herkes yanar. En başta da..."
Anlaşılan konuşulacak çok şey var ve başı yanacak çok insan var.
Siyasette sık söylendiği gibi "Cin şişeden çıktı" ve
sporu kirleten ilişkiler ağına dokunuldu. Bundan sonra geri dönüş mümkün değil.
Mümkün değil çünkü kirli ilişkiler herkesi
esir almış durumda... Bunu da en açık biçimde
futbol dünyasında saygınlığıyla bilinen Fenerbahçe Teknik Direktörü
Aykut Kocaman söylüyor;
"Daha önce de söyledim, Türk futbolu her alanda çökmeli ve yeniden inşa edilmelidir. Yapısı itibariyle futbolumuz yanlış zemindedir. Bunu son olaylarla bağdaştırarak söylemiyorum.
Yanlış anlaşılmasın. Büyük Türk futboluna baktığınız zaman zemin hakikaten
bataklık."
"Futbol her alanda çökmeli ve yeniden inşa edilmeli" içinden geçtiğimiz süreci en iyi özetleyen tespit bu...
Geç de olsa
Türkiye, tıpkı
siyaset ve idari yapısında olduğu gibi futbolda da değişimin gerekliliğini anladı.
Artık
muvazzaf generallerin tutuklandığı, eski kuvvet komutanlarının cezaevine konulduğu yeni bir Türkiye var.
Kirli ilişkiler üzerine kurulu "kâğıttan kaplan" imparatorluklar dönemi geride kalıyor.
Önceki gün konuştuğum, spor camiasını da iyi bilen bir
işadamı şöyle diyordu:
"Bu tutuklamalar Fenerbahçe'nin küme düşeceğini gösteriyor. Beşiktaş'ın da elinden
kupa alınacak. Ama asıl bundan sonra ne olacağına bakmak gerekiyor. Eğer açıktan para ödemeleri incelemeye alınırsa çok sayıda insanın başı yanar..."
Milyarların döndüğü devasa bir futbol pazarından söz ediyoruz. Hiçbir denetimin olmadığı, kimsenin
hesap vermediği bir futbol düzeni bu...
Aslında eski Türkiye, baştan sona bir yenilenme ihtiyacı içinde...
Şeffaf, hesap verebilen ve hesap soran yeni bir dönemin eşiğindeyiz.
Geçmişe takılıp kalan, kendisini yenilemeyen kurumların işi gerçekten zor...
Milyonlarca taraftarı olan kulüpler bu geçiş sürecinde ağır bedeller ödeyecek, bu çok açık.
O kulüpleri asıl büyük yapacak olan da bu süreci bir şansa dönüştürmeleri.