Gazeteci milleti kendi mesleğine sahip çıkarsa,
gazetecilik etiğini sonuna kadar savunabilirse ne olur?
Bu konuda gerçekten çarpıcı bir örnek şu günlerde İngiltere’de yaşanıyor.
Üstelik öylesine yaşanıyor ki, 2.6 milyonluk tirajla ülkenin en çok satan hafta sonu gazetesi News of the
World 168 yıllık yayın hayatına son vermek zorunda kalıyor.
Bir telekulak skandalı bu.
Gazete yıllar içinde tam dört bin kişinin
telefonlarını dinlemiş. Bu yasadışı, ahlak dışı telefon dinlemelerinden sürekli şok haberler yapmış.
Üstelik, bu insanlık dışı skandal gizli kalsın diye bazı kurbanlarına da üstü örtülü hesaplardan ödemeler yapmış...
Bir başka deyişle:
2.6 milyon tirajlı
News of the World, medya etiğini hiçe saymış...
Özel hayatları parçalamış...
Mahremiyeti delik deşik etmiş...
Bunu da gazetecilik sanmış...
Rupert Murdoch’un sahip olduğu News of The World’un bu korkunç gazetecilik ayıbını önce
Guardian gazetesi yakalıyor, inatla üstüne gidiyor.
Önce
yaprak kıpırdamıyor.
Ama gazete vazgeçmiyor.
Sonra devreye BBC, Financial
Times ve
Independent giriyor.
Bizim mesleğin klasik deyişiyle fikri takip elden bırakılmıyor.
Skandal boyutlandıkça, Daily
Telegraph ve
Daily Mail de, ‘sarı gazetecilik’in bu rezil örneğine el atıyorlar.
Kısacası:
Gazeteci milleti bir yerde kendi mesleğine sahip çıkmaya, kendi meslek ahlakını savunmaya başlıyor.
Telefon dinlemeleri için polis teşkilatındaki görevlilere 20-30 bin sterlin arasında rüşvet verildiği de ortaya çıkıyor.
Kamuoyu tepkisi gitgide büyüyor.
Siyaset dünyası ayağa kalkıyor.
Reklamverenler de ayaklanıyor.
Aralarında
Ford, Virgin, Halifax,
Mitsubishi gibi önemli markalar bundan sonra gazeteye reklam verilmeyeceğini açıklıyorlar.
Gazetede çalışan beş kişi hakkında acil
yakalama kararı çıkıyor.
Bundan bir süre önce News of the World’ün eski genel yayın yönetmenini kendisine medya
iletişim direktörü olarak almış olan, bu nedenle zor durumda kalan Britanya Başbakanı David Camerun olaya parlamentonun el koyacağını açıklıyor.
Skandal, Rupert Murdoch’ın sahip olduğu medya şirketinin hisselerini yüzde 5 düşürürken, Murdoch’ın tamamını satın almak istediği dijital uydu kanalı BSkyB’nin satışı da erteleniyor.
Ve nihayet 168 yıllık News of the World gazetesinin yarın son kez çıkacağı Murdoch ailesi tarafından açıklanıyor.
Şimdi
İngiliz basını medyada ‘değişim’le, kamuoyunda ‘güven bunalımı’yla, ‘etik sorunu’yla çalkalanıyor.
“Siyaset kurumu medyaya sakın el atmasın, biz kendi kendimizi daha çok
kontrol edebilir hale gelelim” çağrıları kulaklara çalınıyor.
Bu yazıyı neden yazdığım malum.
Bizler, bu ülkenin gazetecileri, hepimiz, İngiltere’de yaşanmakta olan gazetecilik skandalından çıkaracağımız çok
dersler var.
İstersek, çok şey öğrenebiliriz.
Ama bu derslerin en başında, hiç aklımızdan çıkarmamamız gereken bir numaralı ders var:
Kendi mesleğimize, gazeteciliğin etiğine, temel ilkelerine sahip çıkmak, hatta gerektiğinde bu mesleği patronlara karşı da savunabilmek...
Bu açıdan, News of the World çok çarpıcı bir örnek...