Fenerbahçe-Ergenekon bağlantısı


Hatırlar mısınız 1990’ları? Polisin, siyasilerin, hukukçuların ve askerlerin yanında karanlık tipleri sıkça gördüğümüz yılları hatırlar mısınız? Karakolların işkencehane gibi olduğu, Güneydoğu’da hemen her gün birkaç kişinin kim vurduya gittiği, ekonomi dibe vururken siyasetin kendisini devletin üzerinde gören silahlı bürokrasi ve adamlarına teslim edildiği, açlıktan ekmek çaldı diye kimilerinin canı çıkarılırken, bazıları ne yaparsa yapılsın dokunulamayan yılları hatırlar mısınız? Bence Türkiye o yılları çok ama çok iyi hatırlıyor. Bundan dolayıdır ki hiç kimse Fenerbahçe başkanının içeri alınmasına şaşırmıyor. Fenerbahçeliler bile. 1990’ların ‘çeteler Türkiyesi’ni çok iyi hatırladığımız için koca koca paşalar tutuklanıp içeri alınırken bile sokaktan ciddi bir tepki gelmiyor. İnsanlar eski Türkiye’ye sahip çıkmıyor. Ergenekon ve Balyoz davalarının siyasileştirilmiş olmasına rağmen bu durum sokakta bir karşılık bulmuyor. Gidin kahvelere, aile sohbetlerine... Herkesin dediği “kim ne yaptıysa cezasını çeksin”. Geçmişin dokunulmazlarına dokunuldukça Türkiye rahatlıyor, işler yoluna giriyor. Ekonomi tıkırında, insanlar daha huzurlu. İster Aziz Yıldırım olsun, ister Veli Küçük, isterse Mehmet Haberal... İster elinde koca bir ordu olsun, isterse koca bir futbol takımı, suç işlediği vakit herkese dokunulacağı güvencesi insanları rahatlatıyor. Bazılarının sandığı gibi Türkiye heyecanı bol, gündemi her gün değişen bir ülke de değil... Ortada birbirinden kopuk olaylardan oluşan büyük bir kaos yok... Tam aksine devasa bir çete-mafya-vesayet düzeni çatırdıyor... Anlayacağınız yaşadıklarımızı spor olsun diye yaşamıyoruz, tam anlamıyla yapısal bir dönüşüm (transformasyon) geçiriyoruz. Ergenekon’dan Balyoz’a, Fenerbahçe’den KCK’ya, ekonomik büyümeden yemin krizine kadar yaşananların birbiriyle güçlü bağları var. Belki bugün bunu görmekte zorlanıyoruz, fakat yakın bir gelecekte hepsi birer birer ortaya çıkacak. Aslında ortada bir tek olay var... Eski düzen yıkılıyor, yenisinin ise doğum sancıları yaşanıyor... Çeteler düzeninden hukukun herkese aynı şekilde uygulandığı hukukun üstünlüğü düzenine geçiliyor... Zorbalığa dayalı bir düzen yıkılıyor, yerine demokrasi ve hukuk geliyor... Yolumuz uzun Bir düzen yıkılıyor yıkılmasına, ancak eski düzenin güçlü kalıntıları hala aramızda... Medyadan sanata, ekonomiden siyasete kadar eski düzen belli dehlizlerde hala güçlü. Belki Ergenekon davası gibi, Fenerbahçe soruşturması gibi örneklerden korkarak sinmiş durumdalar, ancak kesinlikle pes etmiş değiller. İşin kötüsü zorbalık ‘kötü huylu bir ur’ gibidir. Birazcık taviz verirseniz tüm bünyede yayılmaya başlar. Başka bir deyişle birkaç dava ve soruşturma bizleri “artık vesayet rejimi de çeteler de sona erdi” rehavetine sürüklememelidir. Eski düzen yıkılıyor, fakat yenisi henüz kurulmuş değil. ‘Yeni Türkiye’ kavramı gerçekleşmiş, tamamlanmış yeni bir düzenden çok ideal olana bir yolculuk gibi. Bu nedenle tüm kazanımların birkaç hata ile elden kayıp gitmesi ihtimali her zaman var. Kısacası eski henüz tam olarak yıkılmadı, yenisi ise henüz tam olarak kurulmadı.
<< Önceki Haber Fenerbahçe-Ergenekon bağlantısı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER