Hükümete...
Savcıya...
Ve polise neden bravo?
Çünkü Türkiye’nin en karanlık alanlarından birine neşter atıp, çok geniş kapsamlı bir
şike operasyonu başlattılar.
Bu kez sıkı tutulur ise operasyon bir yandan ‘suçlu ile suçsuzu’ ayrıştıracak, diğer yandan da ‘
Susurluk ile
Ergenekon’ bağlantısını ve bu bağlantının
spor ayağını aydınlatacak...
Bu arada, boş yere ‘sıkı tutulur ise’ kaydı koymuyorum; çünkü 2004 yılında da muhtemel isimler üzerinden benzeri bir operasyon başlamış ama arkası gelmemişti.
***
‘Mafyanın Sporu, Sporun Mafyası’ konularında medyayı geriye doğru taramak çok önemli ipuçları da veriyor...
Örneğin eskileri karıştırırken ‘
Çarşı Cinayetini’, ‘bedava bilete’ bağlı ‘
rant cinayeti’ olarak niteleyen analizleri okurken, 2004 yılına dönük gelişmelere de atıf yapan pasajlara rastladım:
“Yine 2004’te Engin’in ismi organize suç
örgütü lideri Alaaddin Çakıcı’nın yurtdışına çıkması olayında da geçti. İddiaya göre Engin,
Beşiktaş Kulübü’nün antetli kağıtlarıyla Çakıcı için saht
e pasaport çıkarılmasını sağladı ve yurtdışına kaçmasına yardımcı oldu. Engin, Çakıcı’yı tanıdığını ancak söz konusu iddianın
komplo olduğunu söyledi.
Beşiktaş Başkanı
Serdar Bilgili, ‘yanlış iş yapanlar Beşiktaş’ta asla barınamaz’ diyerek Engin’in görevine son verdi.
Uzun süre kulüpten ayrı kalan Engin bu sezonun başında menajer olarak Beşiktaş’a geri döndü.”
***
Önceki günkü operasyonun da başlangıç noktasını hatırlatmakta fayda var...
Biliyorsunuz; 14 Nisan’da yürürlüğe giren ‘Sporda
Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Yasa’ya göre belirli bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına
kazanç veya sair menfaat temin eden kişiye 5 yıldan 12 yıla kadar
hapis cezası veriliyor...
Yasanın ‘Şike ve Teşvik Primi’ başlığındaki 11. madde de ‘suçun; kamu görevinin sağladığı güven veya nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle, kulübünün
yönetim kurulu başkan veya üyelerince, örgüt faaliyeti çerçevesinde,
bahis oyunlarının sonuçlarını etkilemek amacıyla işlenmesi halinde verilecek cezanın yarı oranında arttırılacağı’ vurgulanmakta...
***
Bir süre önce eski
Giresunspor Başkanı Osman Çırak dövülünce, çerçevesini anımsattığım yeni
yasa bağlamında kapsamlı bir
soruşturma açıldı...
Geçmişe yönelik takip başlatılarak daha önce oynanan ve şaibeli olduğu iddia edilen maçlar Emniyet tarafından incelemeye alındı.
İstanbul Emniyeti
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü sekiz aylık bir
teknik takip sürdürdü.
Medyada yazılıp çizilenlere göre, ‘Çırak’ın dövülmesi olayında Sedat Peker’in manevi oğlu olduğu belirtilen Olgun Peker’e ulaşan polis kısa süre içerisinde şike yapılanmasına ulaştı.’
***
Susurluk gibi...
Ergenekon da, çok uzun süredir hem futbolun prestijini, hem de şike sayesinde dünkü yazımda parasal boyutlarını verdiğim
akıl almaz kaynakları kullanıp duruyor...
Bu operasyon sonuna kadar izlenir ise yukarıda da söylediğim gibi bir yandan ‘suçlu ile suçsuzu’ ayrıştıracak, diğer yandan da ‘Susurluk ile Ergenekon’ bağlantısını ve bu bağlantının spor ayağını aydınlatacak...
Bu nedenle bu operasyonu başlatan hükümete, savcıya, polise bravo diyorum; çünkü bu sefer bu operasyonun 2004 yılındaki gibi akamete uğramayacağını düşünüyorum...
En azından umut ediyorum...