Kürt açılımı konusunda bu kez hükümet değil, aydınlar devrede.
Oldukça cesur
rapor ve röportajlar art arda yayınlanıyor.
Tartışmaların fitilini gazeteci
Cengiz Çandar'ın
TESEV için hazırladığı "Dağdan İniş-
PKK Nasıl Silah Bırakır?" raporu ateşledi.
Çandar, ezber bozan oldukça cesur bakış açıları getiriyor.
PKK merkezli yürütülen
silahlı mücadeleye bakışın "
terör örgütü" olmaktan çıkarılarak, "son Kürt
isyanı" olarak değişmesini öneriyor.
Bu tezinde kullandığı referans
Amerikan Kara
Harp Okulu'nun düşünce kuruluşu Strategic Studies Institute tarafından yakın zamanda yayınlanan "21'nci Yüzyılda İsyan ve Karşı-İsyan" isimli çalışma.
"İsyan" tanımının "keyfi" kriterler taşıdığını kabul eden Çandar, bu değişikliğin PKK'ya uluslararası algıda kazandıracağı avantajların ise pek üzerinde durmuyor.
Böyle bir değişiklik, PKK'yı "
terör örgütü" olmaktan çıkaracağı gibi PKK'lı teröristleri de "
özgürlük savaşçısı"na dönüştürüyor.
Bir yönüyle terör örgütüne açık uluslararası
destek verilebilmesine de imkân sağlıyor.
***
Çandar, PKK il
e devlet arasında 18 yıldır temaslar kurulduğunu,
Öcalan tutuklandıktan sonra da asker ve
sivil bürokrasi üzerinden devam ettirildiğini aşamalarıyla anlatıyor.
Çözüm için artık "Öcalan ile diyalogdan müzakereye geçiş" yapılması gerektiğini vurguluyor.
Yüz yüze müzakerelerin "Öcalan'ın geleceği üzerinde görüşmeleri de kapsaması" üzerinde duruyor.
Öcalan'ın
ev hapsine çıkması ya da aşamalı olarak tahliyesi gibi hususların da müzakere edilmesinin, onun PKK üzerindeki otoritesini "dağdan iniş"i sağlayacak şekilde kullanmasına kapı aralayacağını öne sürüyor.
PKK'ya siyasi hayatın yolunun açılması ve "
genel af" ilan edilmesi gerektiğini de dile getiriliyor.
***
Sürecin ilerlemesi için silahların susmasının şart olduğunu belirten Çandar, PKK'nın
eylemsizlik halinin sürekli kılınmasını, Silahlı Kuvvetler ve güvenlik birimlerinin de PKK'nın silahlı unsurlarına yönelik saldırıları durdurması çağrısında bulunuyor.
Yasal düzenlemeler ile vatandaşlık tanımının yeniden yapılması, anadilde eğitim, Anayasa'da "Kürtler'e statü" sorunlarının halli ve
seçim barajının da düşürülmesini istiyor.
Çandar'ın üzerinde durulması elzem bir diğer önerisi de KCK terör örgütü davasında
tutuklu bulunan sanıkların serbest bırakılması.
KCK'nın silahlı eylem ve sabotajlarını tamamen yok sayan Çandar, tutuklananların yasal alanda örgütlenme ve siyasi mücadeleyi
tercih eden isimlerden oluştuğunu ileri sürüyor.
Bununla birlikte Çandar, bugüne kadar olduğu gibi "dağdan iniş" gerçekleşmediği ve geçici ateşkesin ardından yeniden şiddete dönüldüğü durumlar için bir
analiz ortaya koymuyor.
Oysa bu kadar adım atıldığı halde, silah tehdidi ve baskılar devam ederse kontrolü mümkün olmayan bir maceraya girilmiş olur.
"Dağdan iniş, barışçıl bir çözümün son aşaması olabilir mi?" sorusu
cevap bulmadan, böyle cesur adımlar beklemek çok zor.
KCK'nın 4 maddelik çözüm önerisi...
Van Ağır
Ceza Mahkemesi, Cengiz Çandar'ın KCK yaklaşımı ile bire bir ters yönde düşünüyor.
KCK'nın "
siyaset değil, terör yaptığını" ilk kez karara bağlayan
mahkeme, KCK adına eylemler organize eden şahsa 6 yıl ceza verdi.
İlgi
çekici bir şekilde Çandar'ın ortaya koyduğu çözüm önerilerinin bir kısmı, Van'daki KCK davasının karar metninde yer alıyor.
Mahkeme mahkûmiyet kararının gerekçesinde, "KCK Yürütme Konseyi'nin 'Kürt Sorunu' ile ilgili 4 maddelik çözüm önerisi" adı altında şu hususlara yer veriyor;
*Karşılıklı olarak silahların susturulması için askeri ve siyasi operasyonlara son verilmesi,
*Kürt siyasetçilerin hemen serbest bırakılmasının sağlanması,
*Öcalan'a ev hapsi gibi bir statü kazandırılması,
*
Kürt sorununun çözümüyle ilgili Kürt siyasetçilerin muhatap alınması.
Bu maddelere bakılırsa, Çandar'ın ortaya koyduğu çözüm önerileri KCK beklentilerinin ilerisinde adımları da içeriyor.
Dolayısıyla rapordaki önerilerin uygulanırlılığı konusunda sorun yaşayacak olanlar da dağdakiler değil, "devlet" ve "millet" olacaktır.