TRT
sözleşmelileri, 2954 sayılı
kanunun g bendinde tanımlanan "kadro karşılığı sözleşmeli
personel" statüsüne geçmek istiyor.
Ayrıca, belediye ve özel idarede çalışan
sözleşmeli personel de kadro bekliyor.
5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 49. maddesine göre, her yıl yenilenen sözleşmelerle çalışanlardan gelen talebi ilgililere iletiyorum. Bakın ne diyorlar: "Bizler, Devlet Personel Başkanlığı'nın görüşleri ve yargı kararlarıyla 657 sayılı Kanun'un 4/b maddesi hükümlerine tâbi tutuluyoruz. Son çıkan 632 sayılı kanun hükmündeki kararnameyle (KHK) tüm 4/b çalışanları kadroya geçti; biz KHK'nın dışında kaldık. Sebeb olarak 'Siz 4/c'siniz' dediler. Bugüne kadar bütün özlük haklarımız 4/b'ye göre düzenlendi. Bizler, işgüvencesinden yoksun sözleşmeli personel, bugüne kadar 4/b'li statüsündeyken, KHK'nın dışında tutulmamızı büyük bir haksızlık olarak görüyoruz."
Bu kişiler, mühendis, mimar,
avukat, teknisyen, tekniker gibi meslek mensupları... Haksızlığın giderilmesini bekliyorlar. Dedim ya ateş düştüğü yeri yakıyor. Hiç değilse birkaç sağduyulu milletvekili, bu sese
kulak verip, onların sorunlarının takipçisi olamaz mı?
Twitter'dan gelenler
Twitter üzerinden o kadar çok talep bana ulaşıyor ki! Türkiye'nin bir büyük meseleleri var..
Anayasa gibi;
tutuklu milletvekillerinin durumu ya da
Kürt sorunu gibi. Bir de ateş düştüğü yeri yakar misali, her evde beklentiler, her hanede tazelenen umutlar var.
Bunları bir bir kaleme alacağım.
YÖK ve
yabancı öğrenciler
Bu talebi de YÖK karşılayacak. Biliyorsunuz Türk üniversitelerine
yabancı öğrenciler geliyor. Böylece,
ülkemiz, bir kültür merkezi olma vasfını kazanıyor. Son olarak, YÖK, bu öğrencileri
mağdur eden bir uygulamaya geçti.
Yabancı öğrenci Eren Özkardeniz'in şikâyetlerine kulak verelim: "Öğretim yılı başında Türklük belgelerimizi (
mavi kart) kabul ettiler. 1ay sonra
harç bedelleriyle ilgili yönetmelik değiştirildi ve bize 'okula borçlusunuz' denildi. TC vatandaşı olmayan talebeleri, neden para kaynağı gibi görüyorlar? Bizler okuyup hem bu ülkeye, hem kendi ülkemize yararlı olmak isteriz. Çoğumuz, ailelerin aylık maaşı 300 $'ı geçmeyen fakir ülkelerden (
Özbekistan,
Türkmenistan,
Kazakistan,
Afrika ülkeleri) geliyoruz. Ailelerimiz, bir umut, bizi, iyi okuyalım, hayırlı evlatlar olarak yetişelim diye, kardeş ülke bildikleri Türkiye'ye yolladı. Harçlar, Türk öğrencilerin ödediklerinin 4 ilâ 10 katına çıkarıldı. Yılda 3 bin ilâ 10 bin lira harç ödüyoruz. Oysa, özel değil devlet üniversitesine gidiyoruz. YÖK bizi mağdur ediyor. Bu yetmiyormuş gibi, şimdi de yaklaşık 1300 lira SGK'ya borçlu çıkarıldık. Geçen seneye kadar bizlere sağlık karnesi veren bu ülke, şimdi bizden
sigorta yaptırmamızı istiyor. Özel sigorta şirketleri yıllık 300 lira ile sigorta yaparken, ayda yaklaşık 120 lira SGK'ya ödeme yapmamız isteniyor. Bu haksızlık değil mi? Kardeşliğe sığar mı?"
Yabancı öğrencilerin durumunu özetledim. Hem YÖK'ten, hem de Sosyal Sigortalar'dan
cevap bekliyorum. Konuya sahip çıkan milletvekillerine ve gayretlerine, sütunumda yer vereceğim.
1 Ocak ve 35 yaş
Bir de 35 yaş meselesi var. Hâkimlik, kaymakamlık, uzmanlık, denetmenlik gibi mesleklere girişte yaş 35'e çıkarıldı. Çok olumlu bir gelişme, hatalı uygulamadan dolayı gölgeleniyor. 35 yaşta 1 Ocak tarihi esas alınmalı,
KPSS tarihi değil. Zira, sınav tarihinin birkaç hafta oynaması, hatta bir gün
erken ya da geç yapılması, yüzlerce kişinin kaderini etkiliyor. "1 Ocak" denirse, tarih sabitlenir. Bu talebi karşılamak çok kolay. Milletin vekillerini, kendilerine vekâlet veren vatandaşların bu işini hal etmeye davet ediyorum.
POMEM alımında yaş sınırı
Polis Meslek Eğitim Merkezlerine (POMEM) alımlarda yaşanan sıkıntıları da ilgililerin bilgisine sunmak isterim.
KPSS A grubu için "30 yaşından gün almamak" olan sınır "35 yaşını doldurmamak" olarak değişti. Bu değişiklik POMEM alımlarını kapsamakta mı diye soranlara maalesef hiç bir kurum cevap vermiyor.
Başbakan "Halkın hizmetkârıyız" diyor ama
bürokrasi demek hâlâ o kıvama gelememiş; hizmette ağır kusur var.
Şimdi POMEM sınavlarına girmek isteyenlerin yaş ve askerlikle ilgili taleplerini sıralayayım:
* 35 yaşını doldurmamak ilkesinin POMEM'e de uygulanmasını istiyoruz
* Polislerimizin
emeklilik yaşı 52'den 55'e çıkarıldığına göre, alımlarda yaş 35'e çıkarılmazsa, hiç değilse, astsubaylık alımlarındaki gibi 32 olarak belirlensin.
* Bu da olmazsa yaş sınırında, itfaiye alımlarındaki 30 yaş emsal alınsın.
* Bu da olmazsa, 1982 doğumlular arasındaki adaletsizlik giderilsin. 1982 doğumlular arasındaki adaletsizliğin sebebi, "30 yaşından gün almamış olma" şartıdır. Meselâ, mülâkatın 10
Eylül'de yapılacağını varsayarsak, 9 Eylül 1982'de doğmuş biri, 30 yaşından bir gün aldığı için bu şansı kaybediyor. Hangi ayda doğduğuna bakılmadan 1982'lilerin hepsi 29 kabul edilmelidir.
* 28 ve 29 yaşındakiler için askerlik yapmış olma şartının da kaldırılmasını talep ediyoruz. 6109 sayılı kanun sayesinde artık polisler, askerlik yapmıyor. Buradan hareketle sınava girenlerin askerlik yapmış olmaları mecburiyetine son verilirse, daha çok sayıda üniversite öğrencisine umut doğacaktır."
Kendilerini "POMEM mağdurları" olarak niteleyen bu grup acil cevap bekliyor. Çünkü hiçbir değişiklik gerçekleşmeyecekse, ağustosta askere gitmek için, evraklarını 30 Haziran sonuna kadar teslim etmek zorundalar.
***
Kadrodan yaş sınırına kadar, toplasanız, yekûnu 100 binleri bulacak bir kitle ile karşı karşıyayız. Anlaşılıyor ki muhatap bulamayıp son çare bana yazmışlar. İstedikleri yerine getirilemeyecek kadar zor değil. Gerçekten "hizmetkârsanız" umut edenleri sevindirirsiniz.