Hint asıllı ünlü kadın yönetmen Deepa Mehta’nın yönettiği, ‘Ateş’ ve ‘Toprak’ filmleriyle başlayan üçlemesinin son filmi olan ve bizim televizyonlarda da oynatılan ‘Su’yu görmüş müydünüz?
Film,
Hindistan’da 1930’ların sonunda ‘ashram’ denen bir dullar evinde yaşamak zorunda kalan kadınların öyküsünü anlatır.
Hindistan’daki kırk milyon dulun kötü kaderi bugün de maalesef değişmiş değil; Hindular, dul olmanın etraftakilere de kötü şans getireceğine inanarak dulları sefalet içinde bir yalnızlığa terk etmeye devam ediyor...
***
Sadece Hindistan mı?
Yanı başımızdaki Irak’taki savaş ve şiddetin de dört milyon kadını dul ve kimsesiz bıraktığı tahmin ediliyor...
Dünya genelinde eşlerini kaybetmelerinin ardından
yoksulluk ve ayrımcılıkla karşı karşıya kalan, türlü haksızlıklara uğrayan 245 milyon dul kadının olduğu tahmin ediliyor...
245 milyon dulun, 500 milyon çocuğu,
bulaşıcı hastalık, şiddet ve diğer krizlerden etkilenirken, 100 milyondan fazla dul kadın da
yoksulluk içinde hayatını sürdürüyor...
***
İnsanı insan yapan nedir?
Duyarlılık...
Hassasiyet...
Sezgi ve empati yapma kabiliyeti...
Allahtan günümüzde de bu özelliklere sahip, ‘daha fazla insan’ olma mertebesine erişmiş olanlar var da yaşamın kara noktalarına ve insanların kararmış yaşamlarına projektör yakılmaya devam ediyor...
Başkanlığını eski
İngiltere Başbakanı Tony Blair’in eşi Cherie Blair’in yaptığı, 2005 yılında kurulan Loomba Vakfı da bunlardan biri... Vakıf, dul kadın hakları konusunda dünya genelinde öncü
sivil toplum kuruluşlarından biri olarak biliniyor.
Uluslararası Dullar Günü’nü yıllardır
Birleşmiş Milletler’e kabul ettirmek için çaba sarf eden Loomba Vakfı sonunda bu amacına ulaştı...
Aralık ayında
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda alınan karar doğrultusunda, bundan böyle her yıl 23 Haziran ‘Uluslararası Dullar Günü’ kabul edildi...
Beatles üyesi ünlü
yıldız John Lennon’nın dul eşi Yoko Ono da Birleşmiş Milletler’in ilk Uluslararası Dullar Günü için 23 Haziran’da özel bir sergi açtı.
John Lennon’nın dul eşi olması dışında, aynı zamanda ünlü bir
Japon sanatçısı ve barış atkivisti olan Ono, ‘Anneler ailelerin kahramanlarıdır. Ancak birçok toplumda dul annelerin sesi çıkmıyor ve insan olarak bir değer verilmiyor’ demiş...
Ono, ayrıca, Birleşmiş Milletler’e kurum olarak öncesinden daha fazla ihtiyaç olduğunu bildirerek, ‘çünkü bize gerçeği ifade etmeyi ve
iletişim kurmayı sağlıyor’ vurgusu yapmış...
Artık, her 23 Haziran’da dul kadınların sorunları masaya yatırılacak.
***
Kendi derdini yere tükürür gibi ortalığa bırakıp, başkalarının dünyalarına ve sorunlarına hiç
kulak kabartmadan ilkel, sığ bir bencillikle hoyratça yaşamayı olağan kabul eden bir ortamın, çoğunluğu nasıl dörtnala
esir aldığını görüyoruz...
Ne Kütahya’daki
siyanür, ne Afşin Elbistan’da hala göçük altındaki
madenciler, ne
Tuzla tersaneleri, ne mezralarda fakir doğup fakir ölenler, ne de sefaletin çukurunda yaşayan orman işçileri, hiçbirimizin gündeminde değil...
***
Allahtan, insanı gerçek insan yapan duyarlılık, hassasiyet, sezgi ve empati yapma kabiliyeti gibi hasletlerini kaybetmeyen birey ve kurumlar var...
Üç gün önce, yeryüzündeki bitmeyen kanlı marazalarda eşlerini ve erkek çocuklarını kaybederek bu dünyada tek başına kalmış çaresiz ve dışlanmış dulların sorunlarına dikkati artırmak için Birleşmiş Milletler’in ilk kez hayata geçirdiği ‘Uluslararası Dullar Günü’ydü...
***
Bugün Pazar...
Dünyadaki, çaresiz, dışlanmış ve yoksul dul kadınlar Pazarları nasıl geçirir?