Bundan önceki yazımızda Kılıçdaroğlu’nun son polemiği ‘Stockholm Sendromu’ üzerinde durmuş; “halk olarak bizde böyle bir maraz var mı, yok mu”; ele almıştık. Bizde umumen yok, dedik. Fakat CHP şu an hangi psikoloji içindedir, onu irdelemeye çalışmıştık. Görme ve algılama üzerine bir problemi içeren ve yine İsveç menşeli Sjogren-Larsson Sendromu (SLS) üzerinde durduk. Ve yazının sonunda, Cumhuriyetimiz ile yaşıt bu partimizin patolojik durumunu ortaya koyma açısından, başka tahlil ve tespitleri olanlar varsa bizlerle paylaşmalarını istemiştik. Birbirinden değerli, kayda değer yorumlar aldık. Hepsi üzerinde durulabilir. Lakin Mehmet Emin isimli okuyucumuzun “Down Sendromu” mu acaba?” sorusu üzerinde durmak istiyorum. Evet, CHP’nin ta varoluş kromozomlarından beri gelen bazı genetik handikaplar olabilir. Bu da onu yanlışlıklara itebilir. Ama bu Down Sendromu olamaz kanımca... Bu sendrom içinde olan bazı tanıdıklarım var ve onlar belki de dünyanın en sempatik, en pozitif insanları, çevresinin neşe kaynağılar.. CHP’de var mı böyle bir karakteristik? Hiç sanmıyorum. Gerçi taze genel başkanı Kılıçdaroğlu, halk için (özelde Ak Parti’ye oy veren ve ülke genelinin yarısını oluşturanlar için) ‘Stockholm Sendromu’ içinde olma yakıştırmasının bir şakadan ibaret olduğunu söylemiş. Yani, millet boşuna alınmış.. Biz de boşuna Kılıçdaroğlu’nu ciddiye almışız.. Kendisi, yani aslında sözleri hep bir şakadan ibaretmiş… Down Sendromu şirinliğine bürünme çabası mıdır acep, M.Emin Bey’in iddia ettiği gibi..? … Onu bilemem ama Zaman Gazetesi’nin röportaj habercilikte duayen gazetecisi Nuriye Akman’ın Kılıçdaroğlu ile yaptığı ve “Aslında şaka yaptığı” açıklamasıyla paralel, bir başka “şaka” açıklaması daha geldi. Hani, Kılıçdaroğlu’nun, seçim çalışmaları esnasında; İktidar olur olmaz ilk olarak bozuk olan ilişkileri düzeltme sözünü ve taahhüdünü verdiği İsrail’den geldi, bir başka şaka açıklaması..! Alçak koltuk skandalının kahramanı İsrail Dışişleri Bakan yardımcısı Danny Ayalon; O alçak işin aslında bir şaka olduğunu söylemiş, ülkemizden bir grup gazeteciyi karşısına alıp da.. Arada da şirinlikle, şakalaşmalar filan da yaparak… Hani; o kadar ümit et CHP’nin başa geçeceğini.. O gelirse, özür dileme zahmetinden kurtulup, o akıl almaz kibri kırmaya gerek kalmayacağını umarak… 13 Haziran sabahı evdeki hesap çarşıya uymayınca… Aynı anda şakaya bağladı hazretler… Yoksa Mavi Marmara baskını da mı şakaydı? Bu doğrultuda bir açıklama bekliyorum. Bu pişkinlikle, neden olmasın..? “Yaw kardeşim, biz şakacıktan geminize baskın düzenledik, ama siz fazla ciddiye aldınız…” türü bir açıklama şimdi iyi giderdi.. Ölenler, yaralananlar hep şakadan olmasın? Bu ne şakasıysa artık..?! Neyse… CHP’deki bu acayiplikleri; seçim öncesi girdikleri aşırı güven havasının bozmasına bağlı şok ve şaşkınlığa vermek gerek. Çünkü gerek Kılıçdaroğlu’nun, gerekse Gürsel Tekin’in, seçim öncesi, “En az yüzde ile geliyoruz, yoksa istifa ederiz” tarzı kesin ve iddialı sözlerini hatırlarsak… Çok havaya sokmuşlardı onları birileri.. … Gidip bir yüzlerini yıkamalarını, açılmalarını tavsiye ederim. Sıcaklar bastırdı, sahiller coşmuştur, CHP’ye de iyi doping verir sahiller şimdi… (Böyle bir enerji depolamaya da ihtiyac var haddizatinda.. Malum, CHP'de artık kurultaylar vakti...) Ayalon ve onun gibi şakacılara da tavsiyem; “ağlama duvarı”nın karşısına geçip biraz muhasebe yapmaları, “Biz nerede hata yapıyoruz, bu gidiş nereye?” diye… (25.06.2011) AV.RAMAZAN KERPETEN (www.kerpeten.biz , [email protected] )