YARSAV’I ve Ömer Faruk
Eminağaoğlu’nu en çok eleştiren yazarlardan biriyim.
Yargıtay savcılığından alınıp
İstanbul’a atanması üzerine TV’lerde yaptığı konuşmaları izledim. Kendisine ve arkadaşlarına siyasi kıyım yapıldığını anlatıyordu, o her zamanki ateşli belagatiyle...
“
Eş durumu” Ankara’da kalmasını gerektirdiği halde İstanbul’a atanmıştı üstelik.
“Bu kadar da olmaz” diye düşündüm.
Yıllardan beri ben “yargının tarafsızlığını” savunmuyor muydum?
Bu olay karşısında susabilir miydim?
‘Yandaş’ savcı?!
Dün gazetelerde okudum ki, Yargıtay’ın yeni
Başsavcısı Hasan
Erbil, Eminağaoğlu dahil 16 Yargıtay savcısının illere atanmasını istemiş, bu atamalar onun için yapılmış...
“Yeni” Başsavcı, yani “
yandaş” olmasın?! Birçok kimsenin aklına bu soru gelebilir.
Zihnimde böyle soru işaretleri, araştırmaya başladım.
Evvela yeni Başsavcı
Hasan Erbil, Yargıtay’da yapılan seçimlerde 386 oydan 283’ünü almış; yüzde 73, yüksek bir orandır.
Yargıtay’a atanan yeni üyelerin sayısı 160 olduğuna göre, bunlar “blok” oy kullanmış olsa bile Hasan Erbil Yargıtay’ın eski üyelerinden 123’ünün de oyunu almış... Kaldı ki
oylama gizli olduğu için “blok” durumunun olup olmadığı bilinemez.
Eminağaoğlu’nun durumu
Peki, Eminağaoğlu dahil 16 savcı niye Yargıtay’dan illere atandı?
Yargıtay’daki
dosya yığılması sorunu malum...
Ceza dosyalarında tutuklular vardır, zaman aşımının eşiğine gelmiş olanlar vardır.
Ama
Savcı Eminağaoğlu iki yıldır dosyalara bakmamış! Hatta AKP hakkında
kapatma davası açan eski Başsavcı
Abdurrahman Yalçınkaya, tutanakla tespit etmiş bunu.
Dosyaları eritmek isteyen bir başsavcının daha çalışkan bir
ekip kurmak istemesi normal değil mi?
Kaldı ki 16 Yargıtay savcısının başka görevlere atanmasına
HSYK oybirliğiyle karar vermiş, sadece atama yapılacak iller konusunda birkaç farklı oy kullanılmış.
Eş durumuna gelince... Bayan Eminağaoğlu
Genelkurmay’da çalışıyor. HSYK da Genelkurmay’a yazı yazarak atama yapılabilecek illeri sormuş. Bayan Eminağaoğlu’nun Genelkurmay tarafından atanabileceği iller arasında İstanbul da bulunduğu için Ömer Faruk Bey İstanbul’a atanmış.
Eş durumu gözetilmiş yani.
Eminağaoğlu’nun gösterdiği tepkide haklı yönler olabilir ama bu tür mesleki gerçekleri de gözden kaçırmamak lazım.
Performans değerlendirmesi
Atanmaları basının dikkatini çeken diğer isimler TV ekranlarında tartışmalara girmediler. Kimin hangi gerekçeyle atandığı “özlük” bir meseledir zaten.
O sebeple isim vermeden sadece şunu belirteyim, 145 gün süreyle üst üste “bel ağrısı” raporu alıp dosyalara bakmayan hâkim ve savcıyı siz olsanız başka bir ile atayarak
yaptırım uygulamaz mısınız?!
Hakkında “dosyaları teraküme uğratmak” yani tembellik edip dosyaların yığılmasına yol açmak suçundan teftiş geçirip idari ceza alan bir hâkim ya da savcıyı siz olsanız görmezlikten gelir misiniz?
Başsavcı olarak atandığı ile gitmemek için üst üste raporlar alan birini siz savcı olarak atamak suretiyle yaptırım uygulamaz mısınız?
Çağımızda “performans değerlendirmesi” sadece işletmecilikte değil, kamu hizmetlerinde de önemli bir kıstastır.
Demek ki, hemen siyasi diye damgalamak doğru değil.
Belki çözüm şeffaflıktır. Belirli durumlarda atamaların gerekçeleri kamuoyuna açıklanırsa, yapılan atama siyasi mi, mesleki mi diye kamuoyunun denetlemesi daha kolay olur.