AK Parti yeni anayasayı yapar. Hem de bal gibi yapar. Adı üstünde yeni anayasa diyoruz. Meclis’de %50 gibi oy oranı olan bir parti (AKP), sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerle görüştükten sonra, parlamentoda oluşturacağı komisyonda bunun alt yapısını yapar ve Meclis Genel Kurulu’na getirir. Sonrası eli vicdanında olan vekillere düşer. Bu arada birilerinin sesi çok çıkıyor diye dayatmalar alıp başını gidiyor! Kimse; ne oluyor, bu mahalle baskısı da neden demiyor? Halkın yaşam alanlarının ve hayat standartlarının yükseltilmesi adına yapılacak yeni anayasa yapımı ile ilgili tutturmuşlar ‘toplumsal mutabakat’ diye! Peki kim söylüyor bunu, ya da kimler yapılan her yeni icraatların önünü kesmek için sesini yükseltiyor? Kiminle toplumsal mutabakat, Ya da hangi muhalefet ile? Canan Arıtman’ın CHP’si ile mi, Süheyl Batum’un CHP’si ile mi, Kılıçdaroğlu’nun yeni CHP’si ile mi, Hangisi ile? Önce CHP kendi içinde bir mutabakatı sağlasın sonrası gelir. Veya Seçmenlere 'cahil cühela' yakıştırmasında bulunan vekil Ruhsar Demirel’li MHP ile mi? Ya da elinde taş-sopa- Molotof kokteyli BDP ile mi? Vatandaşı yakanlar, vatandaşın geleceğine neden ışık yaksın ki? Maalesef muhalefetin görüntüsü bu! Bu arada nedense milletin %50’sinin mutabakatı hiç görülmüyor, yoksa ben mi yanılıyorum? Hem söz konusu taraflar, yeni anayasayı yeni meclis yapsın dememişler miydi? İşte size %86 katılımlı, %90 temsil kabiliyeti olan kapı gibi meclis. CHP ve MHP 26 maddelik anayasa değişiklik paketine böyle karşı çıkmamışlar mıydı? Siyasi partiler ve STK’ lar başta olmak üzere herkesin zaten ortak birer anayasa taslak metinleri var. TÜSİAD başta olmak üzere, TUSKON’un, Anayasa Platformu Girişim Grubu ve Üniversitelerin birer yeni anayasa taslak metinleri ortalıkta cirit atmıyor mu? Meclis’de oluşturulacak anayasa komisyonu bunları alır önüne, gerekeni yapar ve Meclis Genel Kurulu’na getirir. Ve oylamaya sunar. O zaman bakarız kim kimin vekili, Halkın mı, kendinin mi yoksa güç odaklarının mı? Dört yıl sonra cevabı ise halkın net şekilde vereceği ortadayken, sözü de daha fazla uzatmaya hiç gerek yok. Hem nerede görülmüş yeni bir anayasa yaparken eskisinin kural ve şartları çerçevesinde ele almak gerekiyor diye. Sahi siz yeni bir ev yapmak istediğinizde, babanızın kullandığı kerpici mi kullanırsınız, yoksa ytong tuğlayı mı? Hangisini tercih edersiniz? Haliyle anayasa yaparken de elbet evrensel insan hakları beyannamesi ekseninde ve demokratik haklar ve kurallardan oluşan bir sistem göz önüne alınacaktır. Referans da evrensel insani değerler olacaktır. Yeni anayasa yapımında eskisinin gölgesi ve baskısı olmayacaktır ve olmamalı da! Ki İstanbul Eski Baro başkanı Yücel Sayman bilirkişi olarak bunun adını zaten koydu. Doç. Dr. Yücel Sayman, yeni anayasa konusunda, Meclis'in 330 milletvekiline ihtiyacı olmadığını savunuyor. Mevcut Anayasa hükümlerine bağlı kalınarak yeni anayasa çalışılamayacağını belirten Sayman, "Ortadan kaldırmak istediğiniz bir anayasanın hükümlerine bağlı kalarak sanki o anayasanın maddelerini değiştiriyormuş gibi ele alamazsınız. Yoksa o yeni bir anayasa olmaz. Yapılması gereken şudur; Meclis yeni anayasa sürecini başlatmak için bir yöntem belirlemeli ve karar almalıdır. Kurucu Meclis gibi hareket etmelidir." (19.06.2011-Zaman) tezini ortaya koydu. Çok mantıklı bir tespit ve yerinde bir kuram. Çünkü, sayesinde insan haklarının ayaklar altına alındığı, faili meçhullere, hortumlara, darbelere kaynaklık yapan bir anayasanın enformasyon çağında bugünün ve yarının insanına verebileceği/sağlayabileceği yasal hiçbir hak yok. Zaten geçmişte de olmadı! Doç. Dr. Yücel Sayman’ın altını çizdiği gibi; "Önemli olan halktan gelen bilgi ve verileri toparlayarak herkesi kucaklayan, Meclis'e girmiş veya girememiş bütün parti, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve akademisyenlerin çalışmalarına değer vererek." Yeni anayasayı bu meclis’in yapacağıdır. Hem de halkın %50’lik mutabakat desteği ile AKP yeni anayasayı bal gibi yapacaktır. [email protected] http://twitter.com/maomazhar