Yeni bir ana
yasa istemeyenler ama istermiş gibi yapanlar (yani
CHP'den sözediyoruz efendim), bir yandan AKP'nin mecliste bu işe yeterli
koltuk sayısını bulamaması için dua ediyorlar, bir yandan da "ne olur ne olmaz" diye birtakım "yokuşa sürücü alternatif projeler" yumurtluyorlar...
Önce bir "kurucu meclis" fikrini ortaya atmışlardı.
Sonra bunun adını değiştirdiler, "anayasa meclisi" yaptılar. İkisi aynı şeydir.
Bu dâhiyane buluşun babası Profesör
Süheyl Batum, yani Kılıçdaroğlu'nun yardımcısı.
TBMM'nin yanısıra, ona "paralel" ikinci bir meclis kurulacakmış, ama buna yalnızca seçilmişler girmeyeceklermiş... Atanmışlar da bulunacaklarmış, eski
senato gibi!
TBMM'ye girememiş ya da grup kuramamış da olsa diğer
siyasi partiler, üniversite hocaları falan... Bunlar da olacaklarmış. Ama bunları kimin nasıl belirleyip oraya göndereceği hiç belli değil!
Kenan Paşa iktidarda olsaydı kolaydı... "Şuna değdi buna değmedi netekim" diye seçer yollardı, 1982
Anayasası'nı hazırlayan Danışma
Meclisi'ne yaptığı gibi. (Geniş
katılım teranesini sürdüren birçok hokkabaz, 1982 Anayasası'nı yapan meclisin tamamen cuntanın atadığı kişilerden oluştuğunu unutmuş görünüyor!)
CHP medyasındaki parti amigolarının pek beğendikleri ve vargüçleriyle destekledikleri bu "vizyona" göre (bu bir vizyonmuş), ancak bu "alternatif meclis" yaparmış yeni anayasayı.
Hatta, Profesör Zafer Üskül koltuk sayısı bile belirlemişti bir zamanlar. Bu ikinci meclis 150 kişilik olmalıydı. Neden 130 ya da 180 değil, o da belli değil. Herhalde "yuvarlak rakam"
tercih edilmiş ama niçin 250 ya da 350 değil, bu da karanlık. "Fazla kalabalık etmesinler" mi deniliyor?
TBMM üyeleri de bu mecliste olamayacaklar tabii bu durumda, halkın oyunu toplayıp iktidara gelmiş kişiler de muhalefete düşmüş kişiler de TBMM sıralarında elleri böğürlerinde kalakalacaklar, Anayasa Meclisi'nde bulunamayacaklar.
Höst!
O kadar uzun boylu değil!
Önerdikleri "diğer" meclis
kanun yapacak, hem de anayasa, yani temel yasa, "esas
teşkilat kanunu"...
Bunun ne ağır bir suç olduğunun farkındalar mı?
Böyle bir meclis kurmaya kalkmanın cezası idamdır efendiler.
Hiçbir serseri, bu konuda tek merci olan TBMM'nin kanun yapma yetkisini elinden alamaz, bir kısmını devredemez, hiçbir sergerde TBMM'ye "paralel" bir meclis toplamaya kalkışamaz!
Bunu yapan asılır.
Ya da müebbet yer ama asılması için elimden geleni yaparım.
Eğer TBMM böyle bir meclisin toplanmasına kendisi karar verirse, yani yetkilerinden bir kısmını devrederse, o da gayrımeşru duruma düşer.
Böyle bir ikinci meclisin toplanmasına karar verecek ya da oy verecek babayiğidi analar henüz doğurmamışlardır.
İster
muhalif olsun ister muvafık, hele bir denesinler de görelim bakalım, güçleri yetecek mi?
Güç dedim de aklıma geldi...
TBMM'yi kapatmaya
Yunan ordusunun gücü yetmemiştir ama Türk ordusunun bazı subaylarının gücü iki kere yetmiştir, bunu da ayrıca belirteyim efendim, "alternatif meclis" kurmak
yasak ama "alternatif tarih" yazmak serbest.
Genelkurmay pek sevmese de...