İlginçtir uluslar arası ekonomi dergisi The
Economist seçimler öncesi
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarını
demokrasi için
CHP’ye oy vermeye çağırıyor.
Başbakan Erdoğan’ın deyimiyle hakikaten Türkiye’ye ‘fransız’ bir
çağrı bu. CHP’nin milli şeflik döneminde bu milletle neler yaşattıklarını bilmiyor olsalar gerek ki ‘demokrasi çağrısını’ CHP üzerinden yapıyorlar, ya da işlerine mi öyle geliyor? Diyesi geliyor insanın.
Yetmedi
Amerikan medyası da devreye girdi.
New York Times “Türkiye’nin seçimi” başlığıyla yer alan Katinka Barysch imzalı makalede Erdoğan’ın asıl isteğinin muhalefete takılmadan yeni anayasayı getirebilecek bir çoğunluk elde etmek olduğunu savunuyor ve
AK Parti’nin 330 sandalyeye ulaşması halinde muhalefetin desteğine gerek kalmadan anayasada değişiklik yapabileceği, 367 sandalyeye ulaşması halinde ise parlamentoda yeni bir anayasayı kabul edebileceğini belirtilerek “tek partili” bir anayasanın Türkiye’de bölünmelere neden olabileceği uyarısında bulunmuş.
Ve “Erdoğan’ın mecliste süper çoğunluğa ulaşmamasının Türk demokrasisi adına iyi olacağı” kehanetini yazmış.
Canım Türkiyem. Ne çok sevenin varmış da bilmiyormuşuz?
Yıllardır millet içindeki ayrımcılığı, cepheleşmeyi, kavgayı ve terörü
destekleyenler şimdi demokrasinin bir siyasi parti üzerinden tehdit altında olduğunu iddia edebiliyorlar.
Evet, memleketi kendi arzu ve isteklerine göre yönetmek isteyenlerin hedefleri için; ’birileri dışarıdan birileri içeriden’ hesabıyla hemen diğer planlara bakmakta fayda görüyorum.
Sabah Gazetesi(04.06.2011),
Gölcük belgeleri arasında bulunan yeni plan belgelerine dayandırdığı “AK Parti'ye 2 çelme planı” başlıklı haberinde; Ak Parti’yi vurma planlarını yayımladı.
Plan iki adımdan oluşuyor.
Birinci plana göre: "AK Parti"yi içerden vurma hedeflenirken, ikinci plana göre ise: . "İrticai Faaliyetler
Şubat 2005- 3" isimli belge üzerinden, "T. C Hava
Kuvvetleri Komutanlığı 1. Hava Kuvveti Komutanlığı
Eskişehir" ve "irticai faaliyetlerin izlenmesi" başlıklarını taşıyan beş maddelik bir adımdan bahsediliyor.
Belgeye göre irticai tehditlerin 2002'den beri AK Parti hükümetinden destek alarak artmakta olduğu iddia edilirken, İrticai faaliyetlerle mücadele kapsamında bir
takım ek önlemler alınmasının kararlaştırıldığı anlatılıyor.
Ve devamında gelecek ilk seçimde AK Parti'nin zayıflatılması ve TSK'ya arka çıkan siyasi partilerin desteklenerek başarı elde etmelerinin sağlanması gerektiği yer alıyor.
Ve bunu yaparken de "AK Parti içinde haber alma sistemlerinin kurulmasıyla birlikte, milletvekillerinin takibi ve zayıf noktalarının ortaya çıkarılması sağlanmalı talimatları yer alıyor.
İlginç olan ise yine TSK merkezli planda Kuvvet komutanlıklarının devreye girerek, 'AK Parti temas grupları' oluşturulması" isteniyor.
Sabah’ta yayımlanan Mutlu Çölgeçen imzalı haberin detayında;
“BİLGİ TOPLANMALI:
Tehdit bellidir. Ancak niyetlerini tespit edebilmek için bilgi toplamaya ihtiyaç vardır.
Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat imkanları arttırılmalı, AKP içinde haber alma sistemi kurulmalıdır.
MİLLETVEKİLİ ZAAFLARI: AKP niyet ve politikaları
erken tespit edilmeli, AKP içindeki çekişme ve bölünmeler belirlenmeli, milletvekillerinin takibi ve zaaflarının tespiti sağlanmalı, temasta bulundukları iş adamlarının kaydı çıkarılmalıdır.
KUVVETLERDE TEMAS GRUPLARI:
Hükümetin yaptığı
eylem ve işleri takip etmek maksadıyla kuvvet komutanlıkları içersinde özel gruplar oluşturarak bilgi mübadelesi sağlamalı. İrticai-bölücü faaliyetlere destek,
ekonomik faaliyetler( yeşil
sermaye) ve biyografik istihbarat sağlanmalıdır.
AK PARTİ BÖLÜNMELİ: Baskı altında ya da partisi ile sorunları olan AKP milletvekillerinin partiden ayrılmalarını
teşvik etmek. AKP'ye kısa vadeli çıkarları nedeniyle giren laik tandanslı siyasetçilerin geri dönmelerini sağlanmalıdır.
28 ŞUBAT BRİFİNGLERİ: İrticanın yaygınlığı ve neler kaybetmekte olduğumuz hakkında kamuoyu oluşturmak ve kamuoyunu aydınlatmak maksadıyla tanınmış bilim , kültür ve sanat adamlarına beyanat ve konferanslar verdirmeli. Bu tip toplantıları 28 Şubat sürecinde olduğu gibi
Genelkurmay Başkanlığı ve Akademiler bünyesinde de yapılmalıdır.
MEDYA DESTEĞİ SAĞLANMALI: Jandarma Genel Komutanlığı'ndan veya başka yollardan temin edilecek irticayı net gösteren her türlü bilgi ve görsel malzeme medyaya dağıtılmalıdır.
HALKLA DİYALOG ARTTIRILMALI: AKP'nin yaptığı gibi
halkın ayağına giderek, halk ile
diyalog arttırılmalı. Avrupa'da uygulandığı tarzda gençleri
gençlik kamplarında ve TSK kamplarında eğitmek ve bu yaz kamplarında ilk ve orta öğretimde üstün başarı sağlayan gençler bilinçlendirmelidir.
YÜKSEK YARGI:
Anayasa Mahkemesi,
Yargıtay ve
Danıştay gibi
yüksek yargı organlarında kendimize müzahir zemin oluşturulmalı ve güçlendirilmelidir.
SP FORMÜLÜ!: İktidar partisi dışında kalan partilerin, ana muhalefet partisi ile ulusal hareket platformunda birleşebilmeleri için gerekli çalışmaları yapmak. Saadet Partisini bir şekilde harekete geçirilmelidir.
MİLLİ BİRLİK HÜKÜMETİ:
Ulusal hareket platformunu meclis içinde oluşturmak ve bu hükümet yerine yeni bir hükümet kurulması teşvik edilmeli. Yerel seçimlerden (2004) önce dağınık olan AKP dışındaki partileri birleştirilmelidir.”
TOPLUMSAL BASKI OLUŞTURMAK:
Konferans, gösteri ve toplantı düzenleyerek
iktidar partisi üzerindeki
baskıyı arttırmak ve medyada bu faaliyetlere yer verilmesi sağlamalıdır.
ÖĞRENCİ HAREKETLERİ BAŞLATILMALI: Üniversitelerde barışçı ve yasal öğrenci hareketleri başlatılmalı ve desteklenmelidir.
EMEKLİ SUBAYLARI KULLANILMALI: Emekli güvenilir subaylar vasıtası ile
sivil dernekler amacımız doğrultusunda harekete geçirilerek kullanmalıdır.
KADINLAR BİLİNÇLENDİRMELİ: Kadınları, AKP ideolojisi
topluma hakim olduğunda enjekte edildiğinde neler kaybedecekleri konusunda bilinçlendirmeli ve örgütlenmelidir.” Bilgileri yer alıyor.
Doğrusu uluslar arası saygın bir ekonomi dergisi Economist ve
New York Times’ın açıktan CHP’ye oy verin diye çağrıda bulunduğu bir dönemde, TC. Vatandaşlarının nasıl bir ‘toplum mühendisliği’ ile karşı karşıya kaldıklarını anlamaları için,
Sabah Gazetesi’nin (04.06.2011) “AK Parti'ye 2 çelme planı” başlıklı haberi çok anlamlı duruyor.
Bakalım sandıktan kim çıkacak? Türkiye Cumhuriyet vatandaşları bu sınavlardan çok geçti ve istikrar ve istikbal için ne yaptığını ve yapacağını çok iyi biliyor.
Ancak plan-proje ile milletin başına ‘çöreklenmek’ isteyenler ne zaman akıllanır bilemem.