"Nasıl bir dünya istiyorsak ona göre davranmalıyız" demişti Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun adaylarından
Ufuk Uras...
Bugün ona sormak isterdim... Ve tabii blokun diğer "
özgürlükçü solcu"larına:
Bu mu sizin istediğiniz dünya?
İttifak yaptığınız güç, "tek taraflı özerlik ilanı"ndan, iki hukukluluktan, 15 Haziran'da demokratik özerkliği fiilen hataya geçirmekten bahsediyor. Elindeki belediye başkanlıkları il
e devlet içinde devlet kurma hayalleri kuruyor. Sizi de pekâlâ biliyorsunuz ki, bu bir felaket senaryosudur; Türkiye'yi kan gölüne çevirme, Türkler'le
Kürtler'i birbirine kırdırma planıdır.
Neden hiç sesiniz çıkmıyor? Pek mi beğeniyorsunuz bu planı?
Siz böyle bir dünya mı istiyorsunuz?
Yoksa bütün bunları ciddiye almıyor;
seçim öncesi adet olan kuru sıkı tehditleri, palavralar olarak mı görüyorsunuz?
Peki, PKK'nın açıkladığı Demokratik
Özerklik Taslağı'nı da mı okumadınız? Orada onların nasıl bir
Güneydoğu hayal ettiği açık açık yazılı. Bugünkü devleti mumla aratacak Stalinist bir rejimin organları anlatılıyor o taslakta. Öz
savunma örgütleri adı ile kurulacak faşist örgütlenmeyle altında Kürt halkının nasıl hizaya getirileceği tasvir ediliyor.
"Özgür solcular" olarak, dönüp dolaşıp yine Stalinizm'in yedeğine düşmekten hiç gocunmuyor musunuz?
Evet... Nasıl bir dünya istiyorsak ona göre davranmalıyız.
Ey
Ufuk Uras; bu mu sizin gibi karınca incitmez birinin istediği dünya?
İmam hatipli çocukların ateşe verildiği; sabah namazına duran imamların kahpece kurşunlandığı bir dünya istemediğinizi biliyoruz. O halde neden susuyorsunuz?
Kurduğunuz
ittifak cephesinin adında yer alan özgürlük sözcüğü, insanların çalışma özgürlüğünü,
oy verme özgürlüğünü içermiyor mu? Müttefikleriniz esnafa tehditle
kepenk kapattırdığında, "Filanca ilden
AK Parti'ye bir tane oy çıkarsa bilin ki kötü olur" yollu tehditleri duyduğunuzda utanç duymuyor musunuz?
Bu
baskı ve tehditlere meydan okuyan Kürt aydınlar hakkında
ölüm listeleri çıktığında bile aklınız başınıza gelmiyor mu?
Demokrasi bloku, "Dinci milliyetçi blok ile ulusalcı blok karşısında
demokrasi özlemi duyanların oluşturduğu blok" olacaktı; öyle diyordunuz...
Ama kasetteki ses öyle demiyor. Kasetteki ses AK Parti kazanmasın diye MHP'ye oy vermekten bahsediyor.
Hani şu Kürt sorununda en ufak bir ilerleme ihtimali çıksa ülkeyi böldürmeyiz diye ortaya çıkıp her türlü reforma göğsünü
siper eden MHP...
Miting meydanlarında yağlı urgan gösterileri yapan; Kürt haklarından bahseden herkese
Ermeni dölü diye saldıran MHP...
İşte sizin müttefikleriniz,
Cumhuriyet tarihi boyunca Kürt meselesinde en cesur reformları yapmaya cesaret etmiş bir partiye karşı bu partiyi desteklemeyi konuşuyor ve sizden yine çıt çıkmıyor.
"Demokrasi özlemi duyanların" blokuydu ha?
X x x
'Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku'na verdiğimiz siyasi desteğin, solun yeniden şekillenmesi açısından önemini biliyoruz ve görüyoruz. Bunu Türkiye'nin her köşesinde gerçekleştireceğiz... Siyaset tarzımız ve anlayışımız, üslubumuz yeni ve demokratik bir politik kültür üretmenin en önemli karinesi olacaktır."
Böyle demiştiniz...
Ve şimdi hep beraber, bu ittifakın "solun yeniden şekillenmesinde", "demokratik bir politik kültür üretiminde" oynadığı rolü görüyoruz.
"Özgürlükçü sol" dönüp dolaşıp kürkçü dükkânına dönüyor.