Asur Kraliçesi Melitene'nin 2 bin yıl önce adını verdiği
Malatya, Yeni
Anadolu sürecinde yıldızını; "baht dönencesine"
taşıma gayretindeki bir
kent.
Biz insanlar, durduk yerde bir yerleri
yurt edinmeyiz. O yurdun bizi koruyor, besliyor, geliştiriyor olması gerekir.
Malatya'yı kadim uygarlıkların kavşağında var eden iki dinamik bulunuyor. Bundan 8 bin yıl öncesinde göçerleri burada konaklatan,
doğal kaynakları, faunası, florası olmuştu.
Rahmetli Turgut Özal'ın burayı "
bölge sağlık merkezi" yapma gayretini hatırlıyorum. O zamanki
algı düzeyimize göre "devasa" boyutlardaki tıp merkezi ile bizlere "farklı bir vizyon" sunuluyordu.
Hastane deyince aklımıza gelen, kentin veya
beldenin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış binalardı. Cumhuriyetin ilk yıllarında kıt kaynaklarla kurabildiklerimize "numune
hastanesi" denmesi, ihtiyaç odaklı bakışımızdı.
Bugün "ihtiyaç", belde ve kent ölçeğinin ötesine taşmış bulunuyor. Malatya, yalnızca etrafındaki şehirlere değil, aynı zamanda bölgesel güç olma yolundaki
Türkiye'nin yakın coğrafyasına da "sağlık hizmeti" vermeye
aday...
Anadolu'nun bazı
ürün kentleri vardır. Bu;
Giresun ve
Ordu için fındık,
Rize için çay, Aydın için
incir, Malatya için de
kayısıdır. 1980 öncesine dek, Türkiye'nin başlıca
ihraç ürünleri de zaten bu ve buna benzer ürünlerdi.
Şükür ki Türkiye, geleneksel tarım ürünlerini, hem de işlemeden satan
ülke olmanın ötesine taşabildi. Fakat temel sorun, hâlâ sürüyor. O da ürün kentlerimizin, kendi zenginlikleri üzerine daha fazla katma değer koyabilme becerisi eksiği...
Fındık bizdedir fakat fiyatını
Hamburg belirler. İncir bizdedir ancak değer zincirinde hâlâ orta sıralarda yer alır. 1990'lı yıllarda kayısı için geliştirebildiğimiz
model; "acaba her Çinliye 1'er tane yedirsek..." temennisinden öteye geçemedi. Bugün "
pazar, müşteri, ürün, standart, teknoloji" birikimiyle Malatyalı, kayısıyı katma değerde "süper lige" çıkarma noktasına gelmiş bulunuyor.
Yalnızca kayısı değil, kentin sanayiden turizme tüm doğal avantajlarını; yeni zenginliğe dönüştürecek vizyoner işadamlarının sayısı artıyor. Bu da Malatya'nın yakın gelecekte uygarlıklar kavşağının zengin kenti olacağının habercisi...