Taraf gazetesinin yayınladığı Wikileaks belgelerine göre 2009'da, Koç Holding'in tepe yöneticileri ile ABD'nin o günkü Büyükelçisi
James Jeffrey, bir yemekte buluştu.
ABD'li yetkililer bu görüşmeyi telgrafla üstlerine
rapor ettiler. Telgrafta Mustafa Koç'un hükümeti, "derin
denizle
şeytan arasında sıkışmış" olarak nitelendirdiği, IMF ile tekrar
anlaşma yapmadığı için sert eleştirdiği ve seçimlerde
CHP-MHP koalisyonu beklediğini yazıyordu. Koç'lar AK Parti'nin gidici olduğuna inanıyordu.
Cuma günü yayınlanan Cumhuriyet'in manşetinde ise ilginç bir haber vardı. Gazete, 'Sonuçlar farklı olacak' başlığı attığı haberde, Beyaz Saray'ın bir üst düzey yetkilisine dayanarak AKP'nin yüzde 38 oranında oy alacağını ileri sürerek 367 milletvekilinin hayal olduğunu ifade ediyordu. Aynı gazetenin yazarlarından ve kendini "AKP'den bir an evvel kurtulmayı yıllardır özleyen ben" diye niteleyen Cüneyt Arcayürek, isim vermeden bir
işadamından naklederek, güvenilir kaynaklardan aldığı verilere göre, AK Parti'nin 'gidici' olduğunu yazdı. Bu güvenilir kaynaklar işadamına, CHP'nin birinci parti konumunda olduğunu söylemiş.
Yazar, sonra meseleyi açığa kavuşturdu. Meğer o işadamı ile bahse bile girmişler! Şöyle diyor: "İşadamı [bahsi kaybederse] 'ne istersek, ama ne istersek alacağını' altını çizerek söyledi. O kadar emindi CHP'nin birinci parti olacağından..." Bu kişinin İnan
Kıraç olduğunu yazdı Arcayürek.
Peki, kimdi bu çok güvenilir kaynaklara sahip işadamı
İnan Kıraç? İsterseniz bir fikir edinebilmek için, Sanem Altan'ın 'Peki siz İnan Kıraç'ı nasıl tanırsınız?' başlıklı yazısına -kısaltarak- bir bakalım: "İnan Kıraç'ı tanımam. Tanıyan da pek yoktur doğrusu... Kıraç, tanımamız gereken biri değil, adı geçtiği yerde büyük olduğunu düşünmemiz gereken biridir. Daha doğrusu böyle olması istenir. Adının geçtiği birkaç yer vardır.
Galatasaray, Koçlar'ın damadı ve
iş dünyası... İki ay önce eski Galatasaray Başkanı Adnan Polat'ı istemediğini bir televizyon kanalına bağlanarak rahatlıkla söyleyebilen ve bunu dinleyen herkese Adnan Polat'ın gidişinin bu noktadan sonra durdurulamayacağını düşündüren biri Kıraç. O dediyse, olacaktır.
Faruk Süren de İnan Kıraç'ın istemediği başkanlardandı ve Milliyet'i M. Yılmaz'ın yönettiği dönemlerde 'Naylon Süren' manşetleriyle görevinden ayrılmak zorunda kalmıştı.
İnan Kıraç, Süren'i istemiyordu. Süren gitti. Polat'ı istemiyordu, gitti. Kıraç;
Önder Sav'ı,
Onur Öymen'i, Mustafa Özyürek'i istemiyordu. Onlar da gitti... Haberi duymadınız belki de... Kıraç, Deniz
Baykal'ın
kaset skandalı patlamadan üç ay önce Baykal'a gidip o üç yöneticiyi seçime girerken listeye almamasını, dışarıda bırakmasını istiyor. Baykal da arkadaşlarını dışarıda bırakamayacağını hissettiriyor İnan Kıraç'a... Aradan üç ay geçiyor, Baykal bir kasetle gönderiliyor, yerine Kılıçdaroğlu geliyor ve istenen 'devrimi' yapıyor. Bunun kulağa çok tuhaf geldiğini
itiraf etmeliyim. Çetin Emeç'in eşi Bilge Emeç'le
röportaj yapmıştım. Röportajın yayınlandığı günün sabahı Bilge Emeç
telefon etti teşekkür etmek için, kızı Mehveş kolay unutulmayacak bir üslupla teşekkür mesajı attı.
Fakat ertesi gün Bilge Hanım'dan ağlamaklı bir sesle bir telefon aldım, 'Lütfen dediklerimi demediğimi söyleyelim, biliyorum dedim ama demedi deyin... Çok kızdılar bana' diyordu. 'Bunu yapamayız Bilge Hanım, bunları kasete de söylediniz ama kim kızdı size, ne oldu?' dediğimde şu yanıtı aldım: 'İnan bizim
aile dostumuz, Çetin'den sonra o bize kol kanat gerdi, çocuklarım onlarla büyüdü, o kızdı bana 'Bunu söylemen çok yanlış, bana nasıl sormazsın röportaj yapmadan önce' dedi, çok kötü oldu, çok...' Şaşırdım...
Kıraç'ı aramaya karar verdim. Ona 'Duydum ki Bilge Hanım'a kızmışsınız, niye kızdınız?' dedim. O da 'Tabii ki kızdım, bitmiş kapanmış bir konuyu açmaya gerek yok' dedi. 'Ama bu
cinayet aydınlatılmadı, kimler yaptı bunu bilmek istemez misiniz?' dedim. 'Biliyorum kim yaptı, şu anda da içerde, suçlular yakalandı, konuyu boşuna açmaya gerek yok' dedi. Bu sefer çok şaşırdım işte... Telefonu kapadıktan sonra 'Kim bu İnan Kıraç acaba?' diye düşündüm... Bu sorumun cevabını gittikçe daha fazla merak ediyorum bugünlerde."
Bizler de...