Dün gece
Kadıköy,
Fenerbahçe’nin 18.
şampiyonluğunu ve bunun
kupa seremonisini neredeyse tam kadro kutladı…
Yer gök
zafer nidalarıyla çınladı…
Üstelik Fenerbahçe bu sene sadece
futbolda değil, bayan basketbol, erkek
voleybol ve bayan voleybol
takımlarında da şampiyon oldu…
Aslında…
Ligi Fenerbahçe’nin ardından ikinci sırada tamamlayan Trabzon
spor’un Teknik Direktörü Şenol
Güneş:
“Futbolun
ekonomik tarafı olması da işi başka bir tarafa getiriyor. Bugün itibariyle
emek veren bir takım olarak, paraya karşı yetenek ve emeğin savaşını görmeye çalıştık. Bizden ancak bu kadar olabildi” demese, Fenerbahçe’nin bu sıra dışı başarısının ekonomik boyutuna biraz daha dikkatle bakmayacaktım…
Bu açıdan bakınca, ilk olarak Spor Toto Süper Lig’de 2010-2011 sezonunu zirvede tamamlayarak 18. şampiyonluğuna ulaşan Fenerbahçe Kulübü’nün kasasına yaklaşık 110 milyon TL gireceğini gördüm…
Anında borsa haberlerine de göz attım…
Şampiyonluğu Fenerbahçe’ye kaptıran Trabzonspor’un
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (
İMKB) işlem gören hisselerinin ilk seansın sonunda yüzde 11,80 değer kazandığını okudum...
Taraftarını sevindiren Fenerbahçe yatırımcısına kaybettirmiş gözüküyordu…
Çünkü İMKB’de ilk seansın sonunda Fenerbahçe hisseleri 6,75 puan düşerek 82 liraya gerilemişti…
* * *
Hâlbuki birkaç zaman önce, 2008 yılında, Fenerbahçe hisseleri yükselip 100 TL ile tarihi zirvesine çıkınca Fenerbahçe’nin piyasa değeri iki milyar doları aşmıştı…
Ve böylece Fenerbahçe, iki milyar 32 milyon dolarlık piyasa fiyatı ile dünyanın en değerli futbol kulübü unvanını ele geçirmişti…
Çünkü o günün değerleriyle Manchester
United 1,8 milyar dolar,
Real Madrid ise 1,3 milyar dolar ediyordu…
Galatasaray,
Beşiktaş ve Trabzonspor’un toplam değeri ise ancak 433 milyon dolar ediyordu…
2004 yılında 200 milyon dolar piyasa değeri ile halka açılan Fenerbahçe’nin piyasa değeri böylece dört yılda 10’a katlanmış oluyordu…
Yüzde 15’i halka açık olan Fenerbahçe’nin hisselerinin yüzde 82’sinin yabancıların hesabında bulunması da önemli bir özellik…
Tabii Fenerbahçe’nin piyasa değeri ile ezeli rakiplerinin piyasa değeri arasındaki bu büyük fark da üzerinde ciddi bir şekilde durulması gereken garip bir dengesizliği yansıtmakta…
* * *
Üzerinde ciddi şekilde durulması gereken bir gariplik demem boş yere değil…
Süper Lig ve 1. Lig’in 2010–2014 sezonları “
Medya Hakları İhalesi”ni anımsıyor musunuz?
Neredeyse durup dururken bedel yüzde yüz artarak 321 milyon dolara ulaşmıştı…
Hâlbuki İngiltere’de bu bedel 672 milyon pound düzeyinde... İtalya’da ise 700 milyon euroyu aşmakta...
Fransa’da
Ligue 1’in yayın hakkı bedeli yıllık 668 milyon euro,
Almanya ve İspanya’da bu bedel 500 milyon euro civarında.
Türkiye’deki futbol değeri topluca yüzde yüz artmış olmamasına rağmen medya hakları değeri bedeli adeta fırlamıştı…
Ama futbolun genel değeri yükselmediği için fırlayan kısmı yeryüzü ödemiyor, Türkiye halkı ödüyor…
* * *
Neyse ki 18. şampiyonluğu yakalayan Fenerbahçe uluslararası düzeydeki değer artışı ile bu gariplikten tek başına da olsa kurtulmuş gözüküyor…
Darısı tüm spor camiasının başına…
Bu vesileyle Fenerbahçe’yi ve tüm Fenerlileri bir kez daha kutluyorum…