Soru şu: MHP %10 barajının altında kalmalı mı, kalmamalı mı?
Cevabı 12 Haziran seçim gününden önce MHP lideri Devlet Bahçeli’nin ortaya koyacağı tavır netleştirecek.
Yani MHP’nin baraja takılıp takılmamasını Bahçeli belirleyecek.
Çünkü,
Anayasa'daki 27 maddelik değişikliğin
Meclis’te görüşüldüğü sırada MHP lideri Bahçeli’nin; ‘Anayasa değişikliğini yeni Meclis yapmalı’ çağrısı vardı.
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan; ‘12 Haziran’dan sonra yeni anayasa, yeni dönem’ vaadini miting meydanlarında dillendirdi.
Bu açıdan MHP lideri Bahçeli’nin bu çağrıya vereceği tepki önemli.
Nasıl,
cumhurbaşkanı seçimi sırasında,
demokrasi adına Meclis’e girdiyse ve demokrasi adına bunu yaptıysa şimdi de aynı tavrı göstermek zorunda ve kitlelere bunu net bir şekilde söylemeli.
‘Kaset siyaseti’ ni Türkiye’nin gündemine getirenler kuşkusuz, Bahçeli’nin Abdullah Gül’ün seçilmesine katkısından dolayı intikam peşinde ve seçimler öncesi Kürt-Türk çatışmasını Türkiye’nin gündemine almak isteyenler, Zaman’dan İhsan Dağı (17.05.2011 yazısı) ve Star’dan Sedat Laçiner (15.05.2011 tarihli yazı)’in yazdığı gibi, Bahçeli’yi devre dışı bırakmayı çalışıyorlar.
Çünkü MHP’nin olmadığı Meclis’in yapacağı bir anayasa, toplumun temsilinin eksikliği üzerine tartışmalı hale getirilecek ve Meclis’in meşruiyeti sorgulanacak. Her ne kadar yapılacak anayasa, referanduma götürülecek olsa bile!
Kaldı ki, Üniversitelerde eğitim özgürlüğünü düzenleyen yasanın meclis’te MHP’nin katılımıyla geçmesini ‘411 el kaosa kalktı’ mantığıyla veren aynı zihniyet değil miydi?
Diğer taraftan, “
AK Parti MHP’nin tabanına oynuyor, seçim barajının altında kalması için elinden geleni yapıyor. ‘Kaset siyaseti’ de bu şekilde başladı.” cümlesiyle devam eden
analizler, gün geçmesin ki medyada yer almasın.
Hemen söyleyeyim. Söz konusu iddia üzerine kurulan cümle ve analiz baştan
sakat duruyor.
Başbakan Erdoğan, ‘eğer en iyi milliyetçiliği ben temsil ederim’ havasına girmiş olsaydı, 12 Eylül referandumunda hayır kampanyası yürüten MHP yönetimi ile aralarına mesafe koyan mütedeyyin ve 12 Eylül mağduru ülkücülerin önde gelenlerini kafadan aday listelerine alırdı.
Ama yapmadı. Aslında Başbakan Erdoğan’ın doğru stratejisi olarak gördüğüm bu hareket, yerinde bir tavır.
Kaldı ki 12 Eylül referandumunda çıkan %58 evet oranında MHP tabanından, BBP, Saadet Partisi ve Has parti tabanının katkısı sebebiyle Zaman’dan Hüseyin Gülerce, söz konusu parti ileri gelenlerinin bu seçimlerde Ak Parti’nin aday listelerine alınmasını teklif ettiler.
Başbakan Erdoğan bu çağrıyı duymadı veya kendi bildiğini yaptı. Başka bir yazı konusu ama iyi yaptı diyebilirim.
Çünkü bu konunun arka planında Ak Parti için ne anlama geldiğini görmek için Taraf’ın (26.04.2011 tarihli Taraf’ın manşet haberi) yayımladığı Wikileaks internet sitesi belgelerine bakılabilir.
Hem
yeni Anayasa yapımı sırasında MHP’nin Meclis’de olmasının Başbakan’ın elini güçlendireceğini düşünüyorum. BDP’nin olacağı bir Meclis’de MHP tavrı kavgayı önler. Öncesinde olduğu gibi. Devlet Bahçeli’nin,
Ahmet Türk ile tokalaşması günlerce konuşulmadı mı?
Ayrıca MHP lideri Bahçeli’nin ‘okyanus ötesi’ hedefli açıklamalarının yanılmanın ya da yanıltılmanın ötesinde bir anlamı yok çünkü.
Bunun için Bahçeli’nin bir kez daha danışmanları ve yakın çevresinin ne söylediğini tartması önemli.
Sahi Bahçeli’nin istihbarat kökenli danışmanı Şenkal Atasagun kasetler konusunda ne düşünüyor acaba?
Sayın Bahçeli etrafını bir kez daha yoklamalı ve sorgulamalı bence?
[email protected]
http://twitter.com/maomazhar