Seçim öncesinde düştük yollara.
Kısmetime Doğu
Karadeniz;
Trabzon,
Rize ve
Artvin düştü.
İyi de oldu.
Sarp sınırından oy kullanmak için giriş yapanlara şahit oldum.
Gözlerim doldu.
Öyle ki onlar yüzlerce km yolu, saatler süren çileyi göze alıp geldiler oy kullanmaya..
Bir çift söz döküldü ağızlarından.
''Keşke Konsolosluklarda oy kullanabilseydik'' dediler.
Gürcistan'dan gelen bu 120 kişilik
ekip, her türlü engeli aşmaya hazırdı.
Yani mesafe 5 bin km bile olsa gelir oylarını kullanırlardı.
Vatandaşlık görevine bağlılığın böylesi..
Bu duygularla oradan ayrılırken
Hopa'da
bölgenin tek
alışveriş merkezine,
Gürcülerin de sık sık alışverişe geldiği İstanbulbazaar'a uğradık.
Sınırdaki Batum-Hopa ticari ortaklığının bir ürünü bu AVM.
Etrafta çok sayıda dükkan..
Artvin'in Kemalpaşa beldesi İstanbul'un Laleli'si olma yolunda.
Türkler Batum'a, Gürcüler de rahatça Hopa'ya gelip alışveriş yapabiliyor.
İşte bu kolaylık bu ay sonunda daha büyüyecek.
Sadece nüfus cüzdanıyla yani pasaport bile olmadan, her iki ülkenin vatandaşları rahatça sınırı geçebilecek.
Bu haber bölge esnafını sevindirmeye yetiyor.
Öğreniyorum ki
Dışişleri Bakanı Davutoğlu devreye girmiş.
Sınır illerimiz önümüzdeki yıllarda cazibe merkezine dönüşecek.
DPT tüm sınırlarda incelemelerini tamamlamış bile..
Dışişleri Bakanlığı hem Türkiye'nin itibarı hem de sınırlarımızdaki esnafın yüzünü güldürmek için düğmeye bastı.
Bunun için ilk etapta tüm sınırlarımıza;
Hastane,
Okul, Otel ve
Alışveriş Merkezi inşa edilecek.
Yatırım bedeli yaklaşık 300 milyon TL..
Gelelim
seçime..
Seçim Trabzon'da
futbol aşkına karışmış.
TS lig şampiyonluğunda FB ile çekişiyor.
Partilerse tanıdık isimlerle yarışıyor.
AK Partinin kozları; Bakan Özak ve
TOKİ Başkanı..
CHP'nin
Volkan Canalioğlu.
MHP'nin ise
Koray Aydın ..
AK Parti Baş
bakan'ın babaocağı Rize'de çok güçlü.
Artvin'de ise 2 vekili AKP ve CHP paylaşacak gibi..
Tabi seçim bahane oldu yeni dostluklar da kurduk.
6 gün boyunca kahrımızı çeken ve bize
yardım eden Trabzon'dan Abdullah Bey'e,
Artvin'den
Cevdet Bey'e
Rize'den ise Mustafa Bey ve
Rıdvan abiye sonsuz teşekkürler.
İnanın Karadeniz turu çok keyifliydi.
Yemekler çok güzel,
doğa müthişti.
Ankara'nın siyasete karışmış o gri tonları bir anda dağıldı.
Zihnimiz yeniden canlandı, renklendi.
Gülme krizim Rize şehir merkezinde başladı.
Çekim yaptığımız üst geçidin ne kadar meşhur olduğunu Polislerden öğrendim.
İşte otobanda geri dönüş yolunun uzun olduğunu düşünen o Rizeli bulduğu çözüm;
Pratik zekalı Karadenizli
şoför aracını yeterli genişlikte
olduğunu düşündüğü üst geçide çıkarmış ve karşıdan karşıya geçirmiş:)
İşte bizi Trabzon'da güldüren bir not..
Kente atanan
rahip, gideceği yere kendisini götürmesi için bir
gönüllü aramış.
Ve önüne ilk gelene şu teklifte bulunmuş.
Beni kilise'ye götür 100 dolar artı seni cennete götürecek yolun anahtarı ..
Trabzonlunun cevabı:
Daha kilisenin yolunu bulamıyor bana cennetin yolunu vadediyor:)
Ve gerçekten her anından keyif aldığım Rize Çayeli'li esnaflar..
Onlar deyim yerindeyse bizi kırdı geçirdi.
Yürüyen, nefes alan, ete kemiğe bürünmüş
Temel ve Durmuş'ları görebileceğimi hiç ama hiç düşünmezdim.
İşte mahalle imamının
Beşiktaş sevgisi..
Cemaatin sorusu;
Hocam camiye
bayrak asmak caiz midir?
Tahsin hocanın cevabı:
Bayrak renksizdir eğer renkli olsaydı caiz olmazdı:)
Ve Trabzon'un sevimli ilçesi Of'un Çin'e savaş kararı.
Çinliler bunlar da kim bize kafa tutuyor diye şok yaşarken,
Of'lulardan gelen gülümseten açıklama..
'
Savaş açtuk orasi basittur lakin o kadar adami nereye cömeceüz oni bilmiyruz' sözü:)
Gülen yüzlü, neşeli ve bir o kadar da yardımsever o isimlere;
Ömer,
Kadir, Fatih ve Osman abilere
iyi ki varsınız diyorum.
İnsan o bölgede kesinlikle yaşlanmaz.
Artık
yayla turizmine mi olur,
balığını, sütlacını,
laz böreğini yemeğe mi olur
bilmiyorum ama
bir kez daha oraları görmeli diyorum.
[email protected]