ORTALAMA 39 YIL YAŞANILAN BİR ÜLKENİN EKONOMİSİ


Bir kaç gündür Birleşmiş Milletler En Az Gelişmiş Ülkeler zirvesindeki toplantıları dikkatle izliyorum. Öncelikli olarak Türkiye’nin ev sahibi olmasına rağmen toplantılarda bu kadar az Türk konuşmacıya yer verilmiş olması Birleşmiş Milletlerin bir ayıbıdır. Türkiye’nin imkanlarından faydalanıyorlar, salonlar, otoparklar, güvenlik hizmetleri ellerinin altında. Bu kadar masrafa karşılık Türkiye’nin sözünü dinleyen yok. Aslında toplantıları dinledikten sonra bu duruma çok da şaşırmamam lazım. Yüzyıllar boyunca kolonileştirerek her türlü kaynağını sömürdükleri ülkeler, şu anda dünyanın en az gelişmiş ülkeleri kategorisindeki ülkelerden farklı değil. İronik olan, yetmezmiş gibi siz neden böyle en geride kaldınız diye soruyor olmalarıdır. Bu ülkelerde siyasi istikrar yok: Ya iç çatışma var, ya diktatör rejimler hüküm sürüyor. Siyasi istikrar olmayınca yatırımcı gelmez tabi, önce istikrar sağlamalısınız diyorlar. Bu ülkelere silah satan kim? Bu ülkelerdeki çatışmaları ilk başta çıkartan ve her gün körükleyen kim? Merak ediyorum. Bu ülkelerde yeterli yol yok, ulaşım zayıf, haberleşme yetersiz. Bu ülkelerde en temel sağlık hizmetleri, hastane, tıbbi malzeme yetersiz. Avrupa’dan giden bağışıklık sistemi farklı mikroplara alışık olmayan bir beyaz olarak, beş yıldızlı otelinizin dışına çıktığınızda salgın hastalalıklara yakalanma riskiniz var. Forumlardan birinde Kongo’nun Lubumbashi kentinde Yeryüzü Doktorlarının açtığı klinikleri anlatıyorlardı. Milyonların yaşadığı şehirlerde hiç bir sağlık kurumunun olmadığı bir ülkeden bahsediyoruz. Kongo kişibaşı milli geliri 352 dolar olan bir ülke. 57 milyon insan yaşıyor. Doğduğunuz zaman beklenen yaşam süreniz 47. Bu 47 yılın 39 yılının sağlıklı olarak geçmesi bekleniyor. Ortalama her 1000 çocuktan 217 tanesi, her 1000 yetişkinden 578 tanesi ölüyor. Bu ülkelerde finansal hizmetler, bankacılık zayıf. Diyelim Türkiye’den bu ülkelerden biriyle ticaret yapmak istediniz, size garantör olacak banka bulmanız çok zor. Toplantıların yapıldığı İstanbul Kongre Merkezinin en alt katında TUSKON’un organize ettiği bir iş fuarı var. Oraya stand açan iş adamlarımız dünyanın en az gelişmiş ülkelerinden gelen iş adamlarıyla bağlantı kurmaya çalışıyor. Onlardan birisinin şikayeti, Nijerya’ya perde satmak için müşteriyle anlaştığı ama garantör banka bulamadığıydı. Gerçi Nijerya krize doğru petrolün fiyatı artınca 2007 yılında en az gelişmiş ülkeler kategorisinden çıkmış bir ülke. Kişibaşı milli gelir 900 doları geçince bu kategoriden çıkıyorsunuz. Doğalgaz, petrol ve yeraltı zenginlikleri bol. Dünyanın en çok doğalgaz rezervi bulunan sekizinci, en çok petrol ihraç eden altıncı ülkesi. Amerika’nın petrol ihtiyacının beşte birini karşılıyor diyebiliriz. Fakat yer altı kaynaklarının zengin olduğu yerde rahat olmaz. Nijerya da yasadışı uyuşturucu trafiğiyle meşhur. Avrupa’ya, Kuzey Amerika’ya ve Asya’ya giden eroin ve kokainin transit noktasını oluşturuyor. Aynı zamanda kara para aklama ve yolsuzluk merkezi. Dünyanın en az gelişmiş ülkelerinin en büyük sorunlarından birisi de ürettikleri malları dünya pazarlarına satamamak. Ulaşım imkanları sınırlı ama asıl problemi gelişmiş ülkelerin bu ülkelere uyguladığı kotalar ve kısıtlamalar oluşturuyor. Gelişmiş ülkeler bu ülkelerden sadece ham madde almak istiyor. Girdiğim toplantılarda söz dönüp dolaşığ bu mevzuya geri geldi. Bu kotalar ve sınırlamalar kalkmalı. Daha insanca bir dünyada yaşamak istiyorsak bunun kesinlikle başarılması lazım. Fakat bu, yıllarca koloni olarak sömürmüş, şimdi de ticari olarak sömürmeye devam eden ülkelerin başarabileceği bir durum gibi gözükmüyor. Kendi insanı rahat ve uzun yaşasın diye başka ülkelerde sağlıklı ömür süresinin 39 sene olmasına göz yuman, kaynaklarını sömürdüğü ülkeyi suç batağının içine gömen bir anlayışın bunu yapması çok zor. Dünyamızın yeni bir ekonomik anlayış tanımlaması gerekmektedir. Kıt kaynakların güçlünün elinde kaldığı, her bireyin sadece kendi çıkarı için çalıştığı bir ekonomik anlayış, gelişmiş Avrupa ülkelerinin içine düştüğü borç batağından da anlaşılacağı gibi güçlüye bile bir fayda sağlamıyor.
<< Önceki Haber ORTALAMA 39 YIL YAŞANILAN BİR ÜLKENİN EKONOMİSİ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER