Diyanet İşleri Başkanı Prof.
Mehmet Görmez, geçen hafta içinde yaptığı konuşmada; bir
takım sorunların ve ön yargıların ‘’kardeşlik nutukları’’ atmak yerine, ‘’kardeşlik hukukunu’’ ön plana çıkarılarak çözülebileceğini vurguladı.
Önemli noktalara
parmak basan Prof. Görmez, özetle şunları söylemekte: ‘’Doğu ve Güney
doğu Anadolu’daki
Kürt kardeşlerimizle ilgili sadece kardeşlik edebiyatıyla sorunlar çözülmez. Kardeşlik hukukuna vurgu yapmak gerekiyor. Yani din kardeşliğinin getirdiği bir hukuk var. Bence eskiden olduğu gibi havadan ‘biz kardeşiz’ bildirileri atmak hiçbir zaman çözüm olmamıştır. Bilakis onlar da biz de kardeş olduğumuzu biliyoruz. O kardeşlik hukukunun ne olduğunu, karşılıklı oturup konuşmamız lazım. Kardeşlik ahlakı diye bir şey var. Kardeşlik hukuku, kardeşlik ahlakı bütün tarafların dikkate alması gereken bir hukuk ve ahlaktır. Kardeşlik hukuku tek taraflı çiğnenmiyor. Kardeşlik hukukunu sadece Diyarbakır’da ve
Hakkari’de değil aynı oranda İstanbul’da Edirne’de, Bursa’da,
Mersin’de de anlatmamız gerekiyor.’’
İslam’ın dininin evrenselliğine de parmak basan Prof. Görmez, dinin temel kavramlarının Türkiye’de konuşulan tüm dil ve lehçelerde aynı olduğunu vurgulayarak, “Müsaade edin her kim ki o kelimeler arasında hangi bağı kurmak istiyorsa rahat ve özgürce kurabilsin.
Kuran-ı Kerim’de ‘dillerinizin farklılığı, Allah’ın ayetlerindendir’ diye buyruluyor. Rabbimiz, ‘sizin dillerinizin farklılığı, benim yeryüzündeki ayetlerimden birisidir’ diyor. Yani Kuran’ın bir ayetini inkâr etmek ne ise Allah’ın bize verdiği diğer bir ayeti inkâr etmek de odur. Bunun izahı yok’’ diyor.
Şimdi biz bunları yazınca sevgili okurun aklına ilk gelen şeyleri şöyle olmalı; “kardeşlik hukukunda, polise pusu kurmak,
terör yaratmak da yok değil mi?” Bunları sen de uzatabilirsin, benim de verecek cevaplarım çok olur. Ama durun ne olur, bu gün başka bir konu üzerinden kardeşliğe vurgu yapalım, olur mu?
Hani şu üzerinden bolca spekülasyon yapılan YGS
sınav sonuçları açıklandı ya onun üzerinden. Benim derdim
kopya çekildi-çekilmedi, şifre vardı-yoktu hesabını yapmak değil. Kopyayı da çeken
Kürtler, hatta mucitleri de! Geçen yıllarda sırf bu yüzden kaç ilçe merkezinde sınav yapılmayıp, ta Kıbrıs’ta sınava girmek zorunda kalanları da biliyoruz ya; o da bir başka üvey kardeş hukuku, ona da değinmeyelim…
Doğrudan geçelim sınav sonuçlarına:
YGS-1 puan türünde en başarılı iller arasında sırasıyla
Yalova,
Ankara,
Kayseri,
Antalya, Aydın, Kırklareli, Denizli, Burdur,
Eskişehir ve
Kırşehir;
YGS-2 puan türünde Yalova, Ankara, Kayseri, Kırklareli, Antalya, Aydın, Eskişehir, Burdur, Denizli ve
Karabük;
YGS-3 puan türünde Kırşehir, Yalova, Aydın, Kayseri,
Nevşehir, Antalya, Denizli, Mersin, Kilis ve
Uşak;
YGS-4 puan türünde Kırşehir, Yalova, Nevşehir, Aydın, Kayseri, Denizli, Kilis, Antalya, Uşak ve
Karaman,
YGS-5 puan türünde Yalova, Kırşehir, Aydın, Kayseri, Antalya, Ankara, Denizli, Nevşehir, Mersin ve Uşak;
YGS-6 puan türünde ise Yalova, Kayseri, Ankara, Aydın, Antalya, Kırşehir, Denizli, Mersin, Burdur ve Kırklareli yer aldı.
Aslında geçen yılki sonuçların bir benzeri olan bu sonuçlarda hiçbir
sürpriz yok. Çünkü doğudan tek il bile sıralamada yer almıyor. Daha önceki yıllarda sonuncu olan illerde de yine hiçbir sürpriz yok. Onların tamamı da doğudan,
Şırnak, Hakkari,
Ardahan şeklinde kendi aralarında bir sıraya tabiler.
Şimdi de hazırsanız ve içinizi acıtmayacaksa sonuca geçelim mi?
Sınava giren öğrencilerin diliyle;
a) Doğulu vatandaşlarımız, ekseriyetle Kürtler ve geri zekâlıdırlar.
b)Aldığımız önlemeler sayesinde artık kopya çekememektedirler.
c) sınav şifreleri yol şartlarından dolayı doğuya ulaşmamıştır.
Şıkları arttırmadan bir ön bilgi daha verelim isterseniz:
Milli Eğitim Bakanlığı’nın istatistiklerine de baktım ben... Sınıf başına düşen en fazla öğrenci, doğu illerinde...
Öğretmen başına en fazla öğrenci de yine doğu illerinde... Ha bir de gerekçe olarak sayar mısınız bilmem ama bizim çocuklarımız 1.
sınıfta
okuma yazmayı öğrenirken ilk üç ayda, doğuda öğretmenlerimiz 3-5 yılı kapsayacak sürecin ilk yılında öğrenciye
Türkçe öğretme çabasından çok, çocukları anlama ve anlaşılma çabası içinde olurlar.
Her neyse!... Yukarıdaki sorumuza devam edelim en iyisi biz. Soruyu biraz da kolaylaştırma adına da son bir şık / seçenek daha verelim:
d) Kardeşlik anlayışımız ve ahlakımızda bir problem vardır.
Sevgili okuyucu biliyorum, bu kadar kopyadan sonra da doğru cevabı bulmama inadında olanlarımız varsa ne yapayım?.. Kanımızca onlar, kopyayı doğrudan
ÖSYM bile verse, doğruyu bulmamakta ısrarcı olanlar, olsa gerek, değil mi?..