Lamı cimi bir yana koyup,
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin tomografisini gerçekten çekmek istiyorsanız, dört yıldır
arpa boyu yol alınamayan
Hrant Dink cinayetini çok yakından izlemenizi
tavsiye ederim.
Bilmem izlediniz mi,
Rize Ağır
Ceza Mahkemesi,
Trabzon Başsavcılığı’nın Trabzon Emniyeti hakkında verdiği “
takipsizlik” kararına Dink ailesinin yaptığı itirazı kabul etmiş ve Trabzon Başsavcılığı’ndan Emniyet eski Genel Müdürü
Emin Arslan, Emniyet başmüfettişi Levent Yarımel ve
Dink cinayetinin işlendiği tarihte 9 aydır Trabzon Emniyet Müdürü olan Reşat
Altay’ın ifadelerinin alınmasını istemişti. Arslan ve Yarımel’in ifadelerinin ardından Altay’ın 28
Mart’ta
İstanbul Fatih Başsavcılığı’nda verdiği ifade de Trabzon Başsavcılığı’na ulaştı.
***
Altay, Dink ailesinin avukatlarının
savcılık aracılığıyla yönelttiği dokuz kritik soruya
yanıt vererek; cinayet öncesi Hayal’in Dink’i öldürmeye yönelik
hazırlık yaptığı konusunda Trabzon
Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürleri Engin
Dinç ve Faruk Sarı ile Terörle Mücadele Şubesi tarafından kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini, il
emniyet ve
asayiş toplantılarında da bu konunun gündeme gelmediğini ileri sürmüş... Göreve başlamasından üç ay önce Trabzon Emniyeti’nin Yasin Hayal’in Dink’i öldürmeyi tasarladığını anlatan 15
Şubat 2006 tarihli F-4 raporunu ve İstihbarat Daire Başkanlığı’na gönderilen yazıyı da görmediğini savunan Altay, Erhan Tuncel’in cinayetten bir gün sonra Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde 14 saat tutulduğunu da olaydan çok sonra öğrendiğini iddia etmiş...
***
Altay, cinayetten beş gün sonra
Organize Şube Müdürü İsa isimli şahsın bir uyuşturucu olayı sırasında elde ettikleri bir
telefon görüşmesinin kayıtlarını verdiğini de anlatmış... Altay, bu kayıtta, Asayiş Şubesi’nde görevli ve ismini hatırlayamadığı bir
polis memuru ile takip edilen bir şahıs arasında Dink cinayeti ile ilgili 20 ve 21 Ocak 2007’de yapılmış iki görüşmenin bulunduğunu belirterek, “uyuşturucu işiyle uğraşan şahıs, polis memuruna cinayeti işleyen kişiler hakkında bilgi sahibi olduğunu ima eder tarzda konuşuyordu” demiş... Altay, kayıtları Başsavcıya aktardığını ve adı geçen şahıslarla ilgili ek dinleme kararı aldığını söylemiş...
***
Dink ailesinin avukatı Hakan Bakırcıoğlu, Altay’ın bu ifadesine ilişkin olarak Rize
Ağır Ceza Mahkemesi’ne bir dilekçe vererek, Trabzon Emniyeti’nin Dink cinayeti hazırlığını önceden bildiğinin kesin olarak ortaya çıktığına dikkat çekmiş...
***
Bu haberleri okuduğum gazetelerden birinde rastladığım “tartışmalı polis müdürü” ara başlıklı bölümde şunlar da yazıyordu:
“Reşat Altay’ın ismi bugüne kadar birçok karanlık olayla birlikte anıldı. Mehmet Ağar’a yakınlığıyla bilinen Altay’ın ismi ilk olarak 1978’de, tarihe ‘16 Mart katliamı’ olarak geçen, İstanbul Üniversitesi’nden toplu olarak çıkan solcu öğrencilerin üzerine
bomba atılması ve taranması olayında geçmiş, o tarihte
komiser yardımcısı olan Altay’ın 7 öğrencinin öldüğü ve 47’sinin yaralandığı olaydan sonra öğrencilere saldıranların peşine düşen polisleri engellediği iddia edilmişti.
Altay, 1992 yılında Çiftehavuzlar’da 3 Devrimci Sol militanına yargısız
infaz yaptığı iddiasıyla İbrahim
Şahin ve Ayhan Çarkın’ın da aralarında olduğu 22 polisle birlikte yargılanıp
beraat etmişti. Abdullah Çatlı’nın o tarihte İstanbul Terörle Mücadele Şubesi Müdürü olan Reşat Altay’la 5 kez telefonda görüştüğü iddia edilmişti. Reşat Altay hakkındaki bu iddialara rağmen 2000’de
Gaziantep, 2001’de ise
Bursa Emniyet Müdürü olarak atandı. 2003’te Kırklareli Emniyet Müdürü olan Altay, Dink cinayetinden sonra Trabzon Valisi Hüseyin Yavuzdemir’le beraber merkeze alınmıştı. Altay halen Emniyet
Teftiş Kurulu İstanbul Bölge Başkanlığı’nda polis başmüfettişi olarak görev yapıyor.”
***
Reşat Altay’ın basına yansıyan ifadelerini okuyunca, aklıma bir soru takıldı... Acaba dedim, Hrant Dink cinayetini de içine alan o karanlık dönemin başlangıcı sayılan
Rahip Santoro cinayeti sırasında Trabzon Emniyet Müdürü kimdi?
Bu çok hızlı kapatılan cinayet dosyası yeniden açılsa, acaba orada da benzer bir ifadeye, “haber vermediler” türü bir ikrara mı rastlayacağız, doğrusu merak ettim...