AK Parti, Batılı sağcı liderlerle sorun yaşıyor.
Fransa Devlet Başkanı
Sarkozy ve
Almanya
Başbakanı Merkel, AK Parti'yi kendileri gibi sağ bir parti olarak görmedikleri için olsa gerek AK Parti'ye ve Başbakan Erdoğan'a
soğuk bakıyorlar. Çünkü AK Parti yönetiminde
Türkiye hızla yapısal bir değişime uğradı ve kamu harcamalarının bileşimi fakirlerden yana değişti. Eğitim ve sağlık harcamaları
savunma harcamalarının üstüne çıktı.
Bütün bunların yanında, Türkiye'nin
silah ithalatı da göreli olarak azaldı. Bu azalma, Fransa ve
Almanya ile olan
dış ticaret hacminin gelişme hızını yavaşlattı. Anlayacağınız,
Avrupalı sağcı liderlerin AK Parti'ye olan soğukluğuna bir de bu rahatsızlık eklendi.
Sonuçta Alman ve
Fransız sağının liderleri kendilerine
CHP'yi daha yakın görüyorlar. Zira CHP'nin AK Parti gibi sınıfsal bir dönüşüm talebi yok. CHP rahatlıkla
zenginler kulübü TÜSİAD'ın yanında yer alabiliyor. Çekinmeden demokratik anayasa değişiklilerine karşı çıkabiliyor.
Zaten Başbakan Erdoğan, Avrupa siyasetinin Türkiye siyasetine bakışını önceki gün Zonguldak'ta yaptığı konuşmasında anlattı. Sosyal Demokrat Alman lider Schröder, Başbakan Erdoğan'a "AK Parti'yi Sosyalist Enternasyonale alalım" diye önermiş. Düşünün, Avrupa'daki sosyal demokratlar bile CHP'yi sol bir parti olarak görmüyorlar. Nitekim
Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı
Hannes Swoboda, "CHP'nin daha fazla Avrupalı Sosyal Demokrat çizgiye gelmesini istiyoruz.
Ergenekon sanıklarının
aday gösterilmesi pek de masum olmadı" dedi.
Gelelim AK Parti ile Avrupa sağı arasındaki soğukluğu artıran olaylara... Türkiye,
politika değişikliğine giderek, komşu ülkelerle insanı ihtiyaçları öne çıkaran
doğal gaz ithali gibi ticari ilişkilere ağırlık verdi. Silah ithalini azalttı. Karşılığında Türkiye'nin ihracatı arttı. 2002'de
Rusya'ya olan ihracatımız 1.172 milyon dolardan 2010'da 4.632 milyon dolara yükseldi.
Son sekiz yılda Türkiye, Rusya ve komşu ülkelerle dış ticaretini hızla geliştirdi. Özellikle Fransa ve Almanya'nın
ihraç pazarlarına girdi ve
Irak,
Suriye gibi pazarlarda paylarını azalttı.
Polonya,
Romanya,
Bulgaristan ve
Ukrayna Türk mallarıyla doldu.
Bütün bunları dikkate alınca, Merkel ve Sarkozy'nin, sol politikalar uygulayan AK Parti'nin yerine, statükocu ve sağcı CHP'yi desteklemeleri çok da anlaşılmaz değil. Yanıbaşlarında, kendi ihraç pazarlarına giren, çevre ülkelerle vizeleri kaldıran, üretip
rekabet eden,
Anadolu sermayesiyle büyüyüp gelişen bir Türkiye istemiyorlar. Türkiye'de
ekonomik gelişmeyi durduracak olan sağcı CHP tabii ki işlerine geliyor.