Annem olmadan geçireceğim ilk anneler günü. Paylaşmasam bile, eksikliğini hep hissediyorum. Bazen Bebek'ten geçerken "Bir
koşu, ziyaretine gitsem" diyorum. Elini bir tutsam; özlediğimi söylesem... Kucağına alsa beni, sarılsa, okşasa... onunla birlikte yeniden çocuk olsam; derdiyle dertlensem; derdimle dertlense.
Ama biliyoruz ki, giden sevgililer geri dönmüyor. Ben çoğunu "Sessiz gemiyle" yolcu ettim bile. Kalanlar gidenlerden az! Yapraklar bir bir döküldü... Mevsim artık sonbahar.
Ama gençler, sizler için
vakit var. Çiçekler dallarında rengârenk; çimen yeşil,
gökyüzü bulutsuz.
"Annemi kucaklayacak daha çok zamanım var" diye düşünmeyin. Göz açıp kapayıncaya kadar akıp gidiyor seneler.
Bugün var; yarın yok... Bunu bilin ve koşun annenize, fırsat varken ona sarılın...
Zaman akıp gidiyor
Her sabah hesabınıza 86.400 dolar yatıran bir
banka düşünün. Gün boyu, istediğiniz kadar parayı harcamakta veya harcamamakta serbestsiniz. Parayı dilediğiniz şekilde kullanabilirsiniz. Oyunun sadece tek bir şartı var: Harcamayı başaramadığınız meblağ, ertesi güne devretmez;
akşam hesabınızdan geri çekilir.
Bu paranın hiçbir bölümünü, ne sebeple olursa olsun, saklayamazsınız. Bir önceki günün tutarının tamamını harcamış veya hiçbir bölümünü harcamamış da olsanız, ertesi sabah hesabınızda yine 86.400 dolar bulacaksınız.
Farkında olmasak bile, hepimizin böyle bir bankası var. Adı: ZAMAN... Her sabah 86.400 saniye hesaba yatıyor ve o gün daha fazlasını asla harcayamıyorsunuz. Kullanamadığınız kısım ise akıp gidiyor ve
hesaptan siliniyor. Ertesi güne devretmiyor. Her gün, size yeni bir hesap açılıyor. Her akşam, günün bakiyesi siliniyor.
Eğer günlük hesabınızı kullanmadıysanız, bu zarar sizindir. Geriye dönüş yok. Yarından avans çekmek yok. Bugünü, bugünkü hesaptan yaşamalısınız. Zaman akıp gidiyor, gününüzü değerlendirmeye bakın..!
BİR SENE'nin değerini anlayabilmek için, sınıfta kalan bir öğrenciye sorun.
BİR AY'ın değerini anlayabilmek için, prematüre bir bebeği dünyaya getiren anneye sorun.
BİR HAFTA'nın değerini anlayabilmek için, haftalık bir derginin editörüne sorun.
BİR DAKİKA'nın değerini anlayabilmek için, treni henüz kaçırmış bir kişiye sorun.
BİR SANİYE'nin değerini anlayabilmek için, bir kazayı kıl payı atlatmış bir kişiye sorun.
BİR MİLİSANİYE'nin değerini anlayabilmek için, olimpiyatlarda
gümüş madalya kazanan kişiye sorun.
Şunu unutmayın ki, zaman hiç kimseyi beklemez.
DÜN artık mazi oldu... YARIN ise muamma... BUGÜN, avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır... (Saim Güven'e teşekkürler)
Erol ve Murat Evgin'den yeni CD
Evgin ailesiyle aramızda kadim bir dostluk vardır. Bugün besteleriyle, dizi müzikleriyle öne çıkan Murat Evgin'i, 3-5 yaşından beri tanırım. Kızları Elvan'ı da... Zaman geçiyor dedik ya, şimdi her ikisi de evlendi, çoluk çocuğa karıştı. Ama maşallah
Erol Evgin aynı yaşta kaldı. Ailenin direği, temel taşı
Emel'den söz etmeden olmaz. Sanki "Her başarılı erkeğin arkasında fedakâr bir kadın var" sözü, Emel için sarf edilmiş.
Bu uzun girizgâhtan sonra sadede geleyim. Erol Evgin'in "Gözbebeğim Sen Çok Yaşa" isimli albümü çıktı. Parçaların pek çoğunun bestesini Murat Evgin yapmış. Bu
gençlik aşısı yüzünden şarkılar biraz daha tempolu fakat gene de Erol Evgin'in kadife sesinin romantizmi eksik değil. "Biliyor musun ne hallerdeyim? / Telli söğüt gibi titrer yüreğim / Baharım gelmez
yaprak beklerim / Hasretin filiz verir, filiz sürerim." (Söz: Aysel Gürel)
Baba-oğulu bu çalışması dolayısıyla hem kutlar, hem de hasretle, uzaktan da olsa kucaklarım.
Sınav soruları
Temizlikçi kadın, dışarıdan ilkokul diploması almak için sınava girer. Konu:
Hayat Bilgisi ve Vücudumuz.
Soru: Mide ne iş yapar?
Cevap: Sindirim... Yediklerimizi öğütür.
Soru:
Akciğer?
Cevap: Solunum yapar, bizi yaşatır.
Soru: Kalp?
Cevap: Kan dolaşımını sağlar.
Soru: Peki ya "
beyin" ne iş yapar?
Cevap: Bizim apartmanda kapıcılık yapar.