Bir gün karşılaşırsak Üsame bin Laden'e yöneltmek üzere şu soruyu içimde taşıdım: "Yaptıklarından memnun musun?" Talimatıyla yapıldığı söylenenler yüzünden dünya son 10 yılda Müslümanlar için iyice yaşanmaz hale geldi. Amacı bu idiyse, başarılı olduğu muhakkak...
2006 tarihli bir kamuoyu yoklamasında şu soru yöneltilmişti Amerikalılara: "11
Eylül saldırılarına devlet yetkilileri bir biçimde katılmış veya yapılacağını öğrendiklerinde Ortadoğu'da savaş açmak istediklerinden durdurmak için kıllarını kıpırdatmamış olabilir mi?"
Açık-seçik bir soru. Soruya muhatap Amerikalıların yüzde 20'si "Çok muhtemeldir" cevabını vermiş, yüzde 16'sı da "Muhtemeldir" cevabını...
Her üç Amerikalı'dan biri
11 Eylül'd
e devletinin parmağı olduğuna inanıyordu 2006 yılında; Üsame bin Laden'in öldürüldüğünün açıklandığı
pazar akşamından sonra 'kuşkucular' daha da artmıştır herhalde.
Aptalca olduğunu düşünmesem operasyonun özellikle kafa karıştıracak biçimde planlandığına inanacağım. Bütün bakanlarını, istihbarat başkanlarını, danışmanlarını
Beyaz Saray'da toplamış
Barack Obama, '
Savaş Kabinesi' gibi; kurulmuş düzenekten
Pakistan'da olan-biteni canlı izlemişler... Önlerinde belgeler var; basına verilen fotoğrafta belgelerden biri buzlandırılmış, bir başkasının üzerindeki "Sadece bu odada okunmak için, dışarıya çıkartılamaz" ibaresi özellikle korunmuş...
Operasyondan hemen sonra, Beyaz Saray adına yapılan açıklamada, "Üsame ve yanındakiler silâhlıydı, ondan öldürüldüler" denilirken, üçüncü gün "Silâhsızdılar" bilgisi verilmesi bile kafa karıştırmaya yarıyor.
Sızıp hedefin kulağına gitmesin diye birkaç yakını dışında kimselere söylememiş Obama neler olacağını; Beyaz Saray'a çağrılanlar da içeri girdikten sonra bilgilendirilmişler. Söylenen bu. Öte yandan, operasyona hayli zaman varken, sosyal medyada, "Üsame bin Laden öldürüldü" haberi dolaşmaya başlamış...
Sohaib Athar Abbottabad'da yaşayan biri; o gece kentin üzerinde helikopter uğultusu duyduğunu yatmadan önce (mahalli saatle gece 01.00'de)
Twitter hesabından takipçilerine göndermiş... Onun bu yaptığı, "Bilmeden operasyonu haber verdi" diye duyuruldu dünyaya...
Esas önemsediğim haberin kaynağı Keith Urbahn adlı 27 yaşında bir
genç.
Washington'da yaşıyor.
Bush dönemi
Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in yakını. Bakanlıkta özel
kalem müdürlüğünü yapmış, ayrıldıktan sonra anılarını yazmasına katkıda bulunmuş. Pazar günü ilk o duyurmuş Üsame bin Laden'in öldürüldüğünün Obama tarafından ilân edeceğini...
New York Times,
Washington Post, CNN'in Beyaz Saray'a yakın isimleri bile Obama'nın ne söyleyeceğini bilmezken...
Urbahn, "Elbette Rumsfeld'ten öğrenmedim" deyip duruyor şimdi. Evdeymiş, eşiyle sohbet ederken bir televizyon programcısı kendisini arayıp "Bin Laden'in öldüğü Obama tarafından açıklanacak, Rumsfeld'i ekrana çıkartıp yorumlatabilir miyiz?" diye sormuş, böylece öğrenmiş olayı... O da twitter'a şunu yazmış: "Güvenilir bir kaynaktan öğrendim; Üsame bin Laden öldürülmüş... Sımsıcak haber..."
Böylesine masum anlatıyor, ama kaynağının ismini vermediği için kimseleri inandıramıyor...
Obama televizyonda konuşurken sosyal medya çılgın bir trafiğe sahne olmuş; bir ara saniyede dörtbinden fazla
mesaj atılıyormuş...
İnsanoğlu böyle bir yaratık işte. Saklaması için tevdi edilmiş sırları çok fazla kendisine saklayamıyor.
Yunan mitolojisinden '
eşek kulaklı Kral Midas' efsanesini bilirsiniz: Başındaki muazzam tacın içine saklandığı için Kral Midas'ın koskocaman kulakları olduğu
halk tarafından bilinmezmiş... Bir tek berberi bilir, o da öldürüleceği korkusuyla susarmış... Sonunda o da dayanamamış, bir kuyuya, "Kralın eşek kulakları var" diye bağırmış... Sesi bütün kuyulardan yansıyarak halka ulaşmış...
Bugünün
itiraf kuyusu da Twitter ve
Facebook gibi sosyal medya araçları. Keith Urbahn da Kral'ın berberi gibi işte, kendisine anlatılanı yalnızca en yakınlarının takip ettiği Twitter hesabına fısıldayıvermiş...
New York Times'ın acar muhabiri Brian Selter de fısıltıyı oradan alıp herkese duyurmuş... Urbahn'ın takipçi sayısı 10'larla ifade edilirken, birkaç dakikada binlere ulaşmış
doğal olarak... (Dün baktım, 7333 kişi arkasına takılmıştı...)
'Savaş Kabinesi'nin infazı hep birlikte seyrettiği bilinmesine rağmen Amerikalılar olayın anlatıldığı gibi olduğuna inanmakta zorlanıyor; en fazla takıldıkları nokta, başına 25 milyon dolarlık
ödül konduğu halde altı yıl boyunca aralarında yaşadığı söylenen 'dünyanın en tanınmış teröristi'ni Pakistan gibi bir ülkede kimsenin ihbar etmemesi...
İngiliz Telegraph gazetesi muhabirlerinin Abbottabad'dan yazdıklarına göre, halk ısrarla "Burada hiç Arap görmedik" demekteymiş.
Sis bulutunu ortadan kaldırmak istese Washington, kendilerinin izlediklerini herkese izlettirerek bunu bir günde başarabilir...
Komploculuğu yaygınlaştırma komplosu mu yoksa bu?