Gusül konusunda çok hassas olduğunu ifade eden
genç okuyucum diyor ki:
-Bazen gusül yaparken şüpheye düşüyorum, yaptığım gusül sahih oluyor mu, yoksa bozuluyor da bilmiyor muyum diye endişeleniyorum? Gusül konusunda biraz bilgi verseniz de yaptığım gusülden şüpheye düşmesem, vesveseye kapılmasam!..
***
Okuyucumun gusül konusundaki hassasiyeti çok yerindedir. İnsan yaptığı guslün hükümlerini bilirse şüpheye düşmez, vesveseye de kapılmaz. Bilemezse şüpheden, vesveseden de kurtulamaz. Öyle ise gusül konusunda okuyucumun bilmesi gereken temel hükümleri şöyle sıralamakta fayda vardır diye düşünüyorum:
1- Gusletmek, yani yıkanmak isteyen cünüp kimse, önce duşun altına geçerek herhangi bir yerinde bir necaset var ise onu temizler, ön ve arka avret yerlerini özellikle baştan yıkar. Bundan sonra gusle başlar. Yıkadığı sağ eli ile üç defa ağzına su vererek iyice çalkalar, bundan sonra üç defa da burnuna su çekerek iyice
burun içini de temizler, arkasından da hiç kuru yer kalmayıncaya kadar bütün vücudunu baştan aşağıya akan su ile yıkar.. Bedende
iğne ucu basacak kadar olsun kuru yer kalmadığı andan itibaren
temizlik yapılmış, gusül tamamlanmış kabul edilir. Bir rahatlama da o andan itibaren başlar gusleden kimsede. Guslün esası budur.
2- Gusül yaparken,
idrar yolundan akıntı gelse, yani idrar sızması olsa, yahut da diş kanaması görülse bu akıntılar yapılan guslü bozmaz, gusül tamam olur. Ancak bu akıntılar bir bakıma boy
abdesti de sayılan guslün abdest olma vasfını bozduğundan, namaz kılmak için ayrıca abdest almak gerekir. Çünkü gusülde esas olan bedenin kuru yeri kalmaksızın yıkanmasıdır. Yıkanma ise tamamdır. Ancak bu yıkanma aynı zamanda bir de boy abdesti demek olduğundan, gelen akıntılar sadece abdesti bozmuş olur, namaz için yeniden abdest almak gerekir.
3- Gusül sırasında ağızda sabit bulunan kaplama ve dolgulu dişler gusle mani olmazlar. Bu dolgu ve sabit kaplamanın üzerinden akıp giden su, altını yıkamış gibi kabul edilir, bu konuda da bir vesveseye kapılmaya gerek kalmaz. Hatta bedenin herhangi bir yerindeki yara üzerinde bulunan sargıyı çözerek yıkamak yaraya zarar verecek olursa suyun sargının üstünden geçmesi bile yeterli sayılır. Bu da zarar verecekse elle sargı üzerine mesh etmekle yetinilir, yaraya zarar verecek şekilde sargıyı çözme mecburiyeti de söz konusu olmaz.
4- Sokakta yürürken, ya da işyerinde çalışırken, yahut da hayale müstehcen görüntüler aksedince idrar yolundan akıntı gelir de
çamaşırı ıslatırsa durum ne olur? Habersizce gelen bu gibi akıntılar guslü mü gerektirir, yoksa sadece varsa abdesti mi bozar?
- Herhangi bir zamanda idrar yolundan gelip de çamaşırı ıslatan bu gibi sızmalar sadece varsa abdesti bozar, guslü gerektiren sperm sayılmaz. Bu sebeple böyle bir akıntı gelerek iç çamaşırı avuç içi kadar genişlikte kirlettiği anlaşılırsa, yapılacak iş, hemen abdest alma yerlerindeki müsait musluğun altına kirlenen kısmı uzatıp bulaşan akıntının gittiğine kanaat getirinceye kadar yaşlığı yıkamak, sonra da dışarıdaki lavaboda abdest alıp namazı kılarak kazaya bırakmamaktır. Böylece kaçınılması zor bir çamaşır kirlenmesini büyütüp de namaza, abdeste mani gusül gerektiren bir olay gibi görmemek gerek. Çünkü gusül, böyle habersizce gelen akıntıdan değil süratle ve sarsıntı ile gelen sperm patlaması ile farz olur. Habersizce ve sakince gelen idrar cinsi akıntı sperm değildir ki guslü gerektirsin. İkisini ayırmak gerekir.
5 - Göze yapıştırılan
lens ile rahim içine konan spiral de yapılacak gusle engel olmaz. Çünkü gusülde gözün iç kısmını yıkamak farz olmadığından takılan lens gusle engel olmadığı gibi, rahim içine konulan spiral de lens gibidir. Guslü gerektirmediği gibi, yapılacak gusle de mani olmaz... Daha sonra da bu konulara dönebiliriz.