Diyelim ki anneniz taşradan gelen eski bir
hostes…
Babanız da keza taşradan gelen ve servetini sıfırdan, postayla
oyuncak ve eğlence malzemeleri satışıyla yaratmış bir
işadamı…
Aile iki yıl da işi dolayısıyla Ortadoğu’da yaşamış…
Kız kardeşiniz parti organizasyonları düzenleyen bir kuruşta, erkek kardeşiniz de unlu mamuller üreten bir şirkette yöneticilik yapıyor…
Düşünün ki böyle bir
ailenin büyük kızısınız…
Anneniz küçüklüğünüzden beri kulağınıza peri
masalları, saraylar, krallar, kraliçeler, prensler, prensesler anlata gelmiş…
Kendinizi o anlatılanların bir parçası, hayal âleminizin kraliçesi, prensesi hissetmez misiniz?
***
İngiliz Kraliyet ailesinin az sayıdaki “avam” gelininden biri olan
Kate Middleton da muhtemelen o hayal dalgasında epeyce havalanmıştır…
Ne ki onun hayalleri tuttu ve prenses, hatta dünden itibaren
Galler Prensesi oldu…
Bunun ne kadar büyük bir “canlı masal” olduğunu daha iyi anlamak için, kraliyet yorumcularının Kate Middleton’un avcılık ve
doğa sporlarına düşkünlüğünü de William’ın bakıcısı Tiggy Legge-Bourke’e benzettiğini anımsamak yeterli…
Herkesin içinde masallardaki “prens” ve “prenses” olma hayali olmasa, dünkü İngiliz kraliyet
düğünü, otuz yıl önce de gene aynı ilgiyle ve merakla izlenen Charles ile Diana’nın
töreni kadar, hatta ondan daha fazla ilgi çeker mi?
***
Dün televizyonlarda bu
genç çiftin düğün törenini izlerken, herkes küresel bir hanedanın parçası gibiydi…
Bin yıllık bir gelenekten süzülerek gelen adetlerin izinde Westminster Kilisesi’nde yer alanlar…
Catherine’in üst kısmı dantelle kaplı sade ve klasik gelinliği…
Prensin ise
İrlanda Muhafız Alayı’na özgü kırmızı albay üniforması…
İlahiler eşliğinde kiliseye girmeleri, daha sonra Canterbury Başpiskoposu önünde birbirlerine sadakat yemini ederek evlenmeleri…
Ardından devam eden ilahiler…
Yolculuk güzergâhı boyunca toplanmış olan binlerce kişinin arasından geçerek üzeri açık 1902 yapımı bir atlı arabayla Buckingham Sarayı’na
yolculuk…
Yerküredeki herkesin kendini soylular dünyasının bir parçası hissettiği, erkeklerin William, kızların Catherine olduğu bir “canlı masal” yaşandı…
***
Üstelik Obama’nın ABD Başkanı, Catherine’in Galler Prensesi olabilmesi yığınların hayallerini daha “gerçekleşebilir” kıldı…
Zencilerin başkanlığa, soylu olmayanların kraliyete kabul edildiği günümüzde hayal kurmak daha da cazip hale gelmekte…
Üstelik Birleşik Krallık tahtının ikinci sıradaki varisi de adeta akraba gibi…
Annesini, annesinin babasıyla evlenmesini, o otuz yıl önceki evlilik seremonisini, o evliliğe hâkim olan mutsuzluğu, Diana’nın trajik ölümünü, dün prensin evlendiği kilisede yapılan cenaze törenini, cenaze arkasında belleklere kazınan bir kederle yürüyen 15 yaşındaki William’ı…
Küresel dünya bizi sanki küresel bir aileymişiz gibi kraliyet masallarının parçası haline getirdi…
***
Milyar milyar insanın yoksullukla iç içe yaşadığı…
Bir milyarının sağlıklı içme suyuna ulaşamadığı…
Bir milyar insanın da elektrikten yoksun yaşadığı bir küresel dünyada herkesin prens, herkesin prenses olma hayali her zamanki kuvvetiyle sürüyor…
Bu hayal dün biraz daha güçlendi…
Çünkü gelin soylu değildi, prensi de adeta doğmadan öncesinden tanımaktaydık…
Tören boyunca herkes
sanal bir âlemin prensi ve prensesi oldu…
Doğuştan aristokrat duygusunu giyinmiş canlı masalın kahramanları gibiydik…