Suriye'nin üzerinden bir cuma daha geçti ve 100'ün üzerinde
ölüm haberleriyle geçti.
Beşşar Esed'in, mesela Kaddafi'den farklı olabileceği ümidi belirmişti.
Türkiye ile yakın temas vardı, Türkiye'nin çok olumlu istişareleri vardı, Türkiye, yapının çok sağlıksız olduğunu, Beşşar Esed'in çok çarpık bir yapının üzerinde oturduğunu bilmesine rağmen, kansız, suhuletli bir döşünüm için çaba sarf etmişti... Ama olmadı, olmuyor.
Beşşar Esed mi,
Baas'ın kökleşmiş
cinayet şebekesi halinde çalışan Muhaberat mı bilinmez,
terör devletini sürdürmekte direniyor.
Şubat başında Şam'ı ziyaretimde görüştüğüm
muhalif isimler bile, Beşşar Esed'i, Muhaberat'tan ayırmaktan yana görünüyorlardı. Ama şu anda Beşşar Esed, Muhaberat'a eklemlenmiş gözüküyor ve gittikçe, kendisine tanınan "anlayış" çizgisinin dışına düşüyor.
Oysa Suriye'nin dünkü yapısı sürdürülemez. Tıpkı Libya'nın, Tunus'un, Mısır'ın, Cezayir'in, Yemen'in, Bahreyn'in, daha birçoğunun yapılarının sürdürülemez olduğu gibi... Kaldı ki, yeniden yapılanmalarda bir tür danışmanlık misyonu yürüten Türkiye'nin sistemi de yeniden yapılanmak zorunda.
Aşağıda Suriye gerçeğine ilişkin notlar sunmak istiyorum. Siz de göreceksiniz ki, orada bir cinayet yapılanması var ve bu yapı sürdürülemez.
İşte Suriye:
-1963'ten beri
ülke Baas Partisi tarafından yönetiliyor. Devletin başında 1970'ten beri Esed ailesinden biri var. Suriye'nin şimdiki devlet başkanı Beşşar Esed, ülkeyi 1970'ten öldüğü 2000 yılına kadar yöneten
Hafız Esed'in oğlu.
-Suriye etnik yapısı : %77-83 Arap, %7-8
Kürt, %5-6 Türk, %2
Ermeni, %1 Çerkez, %1 diğer, ayrıca
Filistin ve Iraklı
mülteciler.
-Dini gruplar:
Sünni (%77), Nusayri (
Alevi, %9),
Hristiyan (%10), Dürzi (%3) ve az sayıda diğer,
Yahudi ve Yezidi. Esed Nusayri.
-Suriye'de halen yürürlükte olan bazı
yasalar, ülkedeki hukuksuzlukların en önemli kaynağı. Halen yürürlükte olan insan haklarına aykırı ve çeşitli
baskı unsurları içeren
kanunlar şunlar:
·
Güvenlik Yasası (22
Aralık 1962)
·
Devrim Koruma Yasası (17 Ocak 1965)
· Devlet Güvenliğini Sağlama Yasası (14 Ocak 1969)
· Askeri Mahkemeleri Düzenleyen Yasa (17
Ağustos 1967)
· Devlet Güvenlik Mahkemelerini Düzenleyen Yasa (28
Mart 1968)
· 13 Mart 1973'te kabul edilen Suriye Anayasası
· 49. Sayılı Kanun (7 Ağustos 1980)
· Devlet kurumlarında çalışmayı düzenleyen 39 Sayılı Kanun (15 Ağustos 1981)
Bu yasalar içerisinde en çok ihlale neden olan ise '49. Yasa' olarak bilinen ve halen yürürlükte olan yasadır. '49. Yasa'
Müslüman Kardeşler Teşkilatı'na üye olmayı büyük bir suç olarak kabul etmekte ve bu kişileri idamla yargılamaktadır. Yasa gereği halen idamla yargılanan birçok
teşkilat mensubu idam cezası yerine müebbet, ağırlaştırılmış
hapis ve çalışma yasağı gibi yaptırımlarla da cezalandırılmaktadır.
-Suriye'de
Kürtler'e karşı da çeşitli siyasi sosyal ve kültürel baskılar bulunmaktadır. Suriye'de yaşayan yaklaşık 1,5 milyon Kürt'ten 350.000'den fazlası ülke vatandaşı sayılmamakta ve kendilerine verilen kimliklerde
yabancı diye gözükmektedirler. Bu statüye sahip olan Kürtler'in seçme-seçilme, mülk edinme, devlet dairelerinde memur veya
işçi olarak çalışma, devlet hastanelerinde
tedavi görme ve
seyahat etme gibi hakları mevcut değildir. "Ecanib-Yabancılar" statüsünde olan Kürtler resmi nikâhla Suriye vatandaşlarıyla evlenemedikleri gibi, dini nikâhla
yaptıkları evlilikler sonucu doğan çocuklar "Ecanib" statüsünden bile sayılmamakta ve "Maktumin-
kayıt dışı" statüsünde gözükmektedirler.
"Maktumin" statüsünde olanların ise hiçbir kimlik kartları olmadığı gibi, nüfus kütüklerinde haklarında hiçbir bilgi yoktur. "Maktumin" statüsündeki çocukların okullara kayıt yaptırabilmesi için siyasi şubeden izin almaları gerekmektedir. İzin alma süreci ise çok meşakkatli olduğundan bu statüdeki çocuklar arasında okula gitme oranı çok düşüktür. Bu da, devletin Kürtler'i eğitimsizleştirme politikalarından biridir. Ülkede Kürtler arasında "Ecanib" ve "Maktumin" statüsünde olanların toplam sayısı 350.000'i aşmaktadır.
-Suriye'de
yönetim ülkede
azınlık durumda olan Nusayriler'in elindedir. İktidar partisi de Baas Partisi'dir. Bu partinin lideri de referandumla devlet başkanı oluyor. Anayasal olarak meclisi Baas Partisi
kontrol etmekle birlikte Baas Partisi'nin izniyle
siyaset yapabilen tescillenmiş partiler de bulunmaktadır.
-Suriye'deki Baas ve Nusayri azınlık
iktidarı Nusayriler'den oluşan orduya, başında Esed'in kardeşi Mahir Esed'in bulunduğu
Cumhuriyet Muhafızları ve polis teşkilatına ve her şeye hükmeden Muhaberat denilen istihbarat teşkilatına dayanmaktadır.
-Suriye dosyası kabarıktır. Mesela 20 bin kayıptan söz edilmektedir. 2 milyona yakın insan başka ülkelerde mülteci durumundadır.
Beşşar Esed, görünüşte bazı adımlar atmak istiyor ama bu adımlar
halk tarafından tatmin edici bulunmuyor. Bu defa Esed, halkın kışkırtıldığı yorumuna sarılıyor. Ancak bu yoruma bağlı baskılar, halk hareketini daha da ateşliyor.
Bu durumda Suriye'deki olaylar nereye kadar gider?
Cevabı en çok merak edilen bu soruya ilişkin en tedirgin edici tahminlerden biri,
kaos ortamının mezhep çatışmasına dönüşmesidir.
Türkiye'nin hiç istemediği,
İslam coğrafyasında asla olmaması gereken şey, komşuda böyle uzun süreli bir kaosun oluşmasıdır.