Seçim sürecine girildi ve partiler vaatlerini açıkladı. Şimdi söz
seçim meydanlarının... Nasıl bir tablo çıkacağı merak ediliyor.
12 Haziran, iki ay kala
Meclis tablosu pek değişmeyecek gibi görünüyor. Ana aksta iki parti öne çıkıyor,
AK Parti ve
CHP... AK Parti'nin Doğu ve Güney
doğu'da
Kürt sorununa duyarlı isimleri yeniden
aday göstermemesi ve liste çeşitliliği BDP'nin şansını artırıyor.
MHP de şu aşamada yüzde 9-14 bandında gidip geliyor.
Peki, bu seçimlerde
küçük partilerin durumu ne olacak?
Son iki genel seçime bakınca çok sayıda partinin yüzde 2 ile 9 arasında tek başına oy aldığını görüyoruz.
3
Kasım 2002 küçük partiler açısından çok daha çarpıcı:
DYP yüzde 9,54, MHP: 8,35, GP: 7,25,
DEHAP: 6,14,
ANAP: 5,11, SP:2,49
DSP: 1,22, YTP: 1,15, BBP: 1,02
Meclis dışı kalan bu partilerin toplam
oy oranları 42.3. İnanılmaz bir rakam... 22 Temmuz 2007 seçimlerinde durum biraz değişiyor.
DP: 5,42, GP: 3,04, SP; 2,34... Toplam 10,8... Bir öncekine göre çok değil ama bir partiyi Meclis'e taşımak için yeterli.
Önümüzdeki 12 Haziran seçimlerine 20'ye yakın parti giriyor ama geçmişin devamı olabilecek ve etkili olmaları beklenen "küçük parti" sayısı çok değil. Başta Has Parti olmak üzere,
Demokrat Parti,
Saadet Partisi, BBP ve Hak ve
Özgürlükler Partisi'ni bu kategoride sayabiliriz.
Türkiye Partisi Genel Başkanı
Abdüllatif Şener
bağımsız aday olduğu için partisi genel seçimlere girmiyor.
Peki, nasıl bir sonuç alacaklar?
Türkiye yeni bir döneme giriyor. İlk kez
sivil bir anayasa hazırlanacak. Başta
Kürt meselesi olmak üzere temel meselelerin tümü çözüm sürecine girecek. İşte bu siyasal süreç, siyaseti iki partili bir yapıya doğru götürüyor. AK Parti üçüncü kez, "değişim ve
sisteme muhalefet" üzerinden kapsama alanını genişletti.
CHP ise yenileşme ve eski kadroları
tasfiye ettiği gibi AK Parti'ye
muhalif tüm kesimleri kucaklama stratejisi izliyor.
Konda Genel Müdürü
Bekir Ağırdır bu durumu şöyle değerlendiriyor:
"AK Parti konsolide etti küçük partileri. Anadolu'da küçük partilere gidecek oylar AK Parti ve CHP arasında paylaşılacak. Batı'da ise daha çoğu CHP'ye gidecek. Bütün küçük partilerin alacağı
oy oranı ilk kez yüzde 10'un altında olacak."
Aslında bu sürece biraz da DP ve Saadet Partisi'ndeki siyasal müdahaleler yol açtı. Özellikle de eski merkez sağ aşağı çekilerek CHP'ye yönelmenin önü açıldı. CHP'nin de eski merkez sağcıları aday göstermesinin arkasında yatan gerçek bu...
Geçmiş seçimlerde tek başına yüzde 1'le yüzde 9 arasında oy alan çok sayıda küçük parti varken, önümüzdeki seçimlerde büyük olasılıkla en etkilisi bile tek başına yüzde 2'yi geçemeyecek gibi görünüyor.
Kısaca 12 Haziran 2011 seçimleriyle "küçük partiler" tarih olacak. Böylece önümüzdeki süreçte, büyük partilerin içinde farklı kesimlerin temsil edildiği bir anlamda parti içi koalisyonların oluşacağı "yeni bir siyasal sistem"e gidişin de temeli atılmış olacak. Belki de "
başkanlık sistemi"ni zorunlu olarak gündemimize alıp tartışacağız...