Binden fazla yazım var şu
sanal alemde..
‘Bravo AK Parti’ye.., işte budur.., Helal sana Tayyip!..’ tadında tezahürat bulamazsınız hiç bir yazımda..
Ama biz
yandaş oluyoruz...
Bize yandaş yaftası yapıştıran zevat; sabah
akşam ‘umudumuz Gandhi.., Yürrüü.., kim tutar seni!..’ der, lakin ‘yandaş’ olmaz, ne hikmetse!..’
Madem ki, n’aparsak yapalım her türlü yandaşız, bari bu sefer de yaftamıza uygun tezahürat yapalım!...
‘One minute’ mı çekti
dersiniz.., ‘Avrupa’ya
posta koydu..’ mu dersiniz.., ‘Kodu da oturttu..’ mu dersiniz?.., artık ne derseniz deyin...
Ben sadece şunu diyorum; Helal olsun
Başbakan’a...
Yahu bu Başbakan benim de kimyamı bozmaya başladı!..
Benim gibi ‘liberal - muhafazakar demokrat’ adamı ( ki ben bu ekolün ilk ve tek örneğiyim!..) zorla milliyetçi yapacak bu gidişle!...
Bir insanın milli duyguları bu kadar mı
tahrik edilir?.. ( Sağolsun Avrupalı dostlar da bu konuda ellerinden geldiğince yardımcı oluyorlar Başbakan’a!...)
Fransız kadın parlamenter Türkiye’deki dini azınlıkların
ibadetlerini rahatça yapamadıklarından söz ediyor.. Fransa’da bu
özgürlük varmış ama Türkiye’de yokmuş..
Başbakan ne diyor; ‘Zannediyorum
arkadaşımız Fransız, değil mi?.. Ama Türkiye’ye de Fransız!..’
Bakın burada bir şeye dikkat edin.. Başbakan bu soruyu soranın kim olduğunu sorudan çıkartıyor.. Ve hemen tahminde bulunuyor; ‘zannediyorum arkadaş Fransız!..’
Bu ne demek?..
Bu, ‘böyle salakça bir soruyu sorsa sorsa Fransız sorar..’ demek!.. (Ulan
Ali Kırca bile böyle fırça yememişti Başbakan’dan..)
Sonra öğreniyoruz ki, Fransız abla aslen ‘Kadıköylü’ymüş.. Ailesinin adı ‘Selian’mış, dedesi Türk Ermenisiymiş.. 1915 tehcir sırasında Kadıköy’delermiş... Türkiye’ye sık sık gelirmiş, bir çok Türk arkadaşı varmış, falan filan..
Öyle veya böyle, neticede Başbakan Fransız parlamentere feci çaktı...
Ee, kadın hak etti...
Bu
ülkede zaten hiç bir dini azınlığın ibadet özgürlüğü sorunu yok..
Ayrıca Ortodoks Patrik’ini Lozan’a rağmen nasıl idare eden,
Sümela Manastırı’nı ayine açan, yıkılmak üzere olan Van’daki Ortodoks Klisesi’ni kendi kasasından onaran hükümete böyle soru sorarsan, olacağı bu..
Bir diğeri de
tutuklu gazetecileri ve Ahmet Şık’ın kitabını sordu..
Neden Türkiye’de gazeteci tutuklanıyormuş..
İtalya’da 30 gazeteci ve 2 medya patronu ‘Gladio’nun medya ayağı olduğu gerekçesiyle tutuklanmıştı.. O zaman da bu soruyu sordunuz mu İtalyan dostlara?...
Mafya eskisi Gladio da ne ki?..
Darbe diyoruz,
Ergenekon diyoruz.. Siz de destekliyorsunuz
demokrasi adına..
Daha önce sormuştum; ‘bu iyi bir yazar, şu da koskoca bir gazeteci, o olmaz, bu olmaz..’ deyip duruyorsunuz.. Nerede ulan bu
darbecilerin medya ayağı?!..’
Avrupalı bu konuya tamamen Fransız... Nereden bilsin herifçioğlu..
Siz de subayların sağlık sorunlarıyla ilgilenen gazeteci var mı?..
Yok..
Ama bizde var işte.. ‘Genç subayların rahatsız olduğunu tespit eden’ gazeteci var...
Sizde post-
modern darbe yaptırma imkan ve kabiliyetine sahip gazeteler var mı?..
Yok...
Bizde var ama.. Darbeden sonra ‘iyi de oldu, vatanı kurtardık..’ diyen darbeye teşn
e postalcı gazeteci var, hem de istemediğiniz kadar...
Bizim bir kısım gazetecilerimiz bizzat demokrasiye Fransız..
2,5 klasik, 1 post-modern darbe yapmış, 1 klasik, 1 de e-
muhtıra vermiş ordumuz
darbe planı yapmakla suçlanan subayların ne için tutuklandığını hala anlamıyor!...
Onlar da darbeye Fransız!!!...
Burası böyle bir ülke işte...
Bizde o kadar Fransız varken, siz Fransız olmuşsunuz çok mu?!..
Ama ne olursa olsun Başbakan’ın duruşu çok hoşuma gitti... Bir daha soru sorarken dikkat edin..
Bu da size ders ola..
El clasico Tayyibo uno momento Fransisco.., Valla Bravo!...