12 Haziran seçimleri yeni
Türkiye'nin inşa edileceği dönemin başlangıcı... Son 20 yılda temel sorunlarıyla yüzleşen, tartışan Türkiye, artık bu sorunlarını çözme aşamasına geldi.
Önümüzdeki dönem çözüm dönemi olacak. Bu yaklaşımın başta
AK Parti olmak üzere bütün partilerin milletvekili listelerine yansıyacağı beklentisi vardı.
Ancak, listelere, Türkiye'nin bütün renklerinin yansıdığını söylemek ne yazık ki mümkün değil. Bırakın tartışmalı ve gerilim yaratma bahanesiyle ötelenen başörtülü kadınları,
azınlıklar ve
Romanlar da listelere alınmadı.
Hatta AK Parti'nin Doğu ve Güney
doğu listelerinde yerel güçlerin bile hesaba katılmadığı görülüyor.
Kadın adayların sayısı bir öncekine göre çok görünse de hâlâ yüzde 25 kotasının çok altında. Seçilebilme şansı olanların sayısının ne kadar olacağı da bilinmiyor.
Ermeni, Rum,
Musevi,
Süryani gibi
Müslüman olmayanların aday adaylığına başvurusu bile zaten çok az. Bildiğim kadarıyla 1 Musevi, 2 Süryani aday başvurusu oldu.
Listelerin açıklanacağı 11
Nisan 2011'den önce AK Parti Genel Başkan Yardımcısı
Hüseyin Çelik ve
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'le konuştum.
Hüseyin Çelik, bir Ermeni vatandaşın bir de Adana'dan bir Musevi vatandaşın AK Parti'ye başvurduğunu söyledi. Ama ikisi de listelere giremedi. Aynı şey CHP için de geçerli.
Oysa iki etkili siyasi aktör de azınlıklara listelerde yer verileceğine umutla bakıyorlardı. Ama verilmedi. Sadece azınlıklara değil, son dönemde demokratik
açılımla gündeme gelen Romanlara yer verilmemesi de şaşırttı.
Sanatçı Balık Ayhan (
soyadı), AK Parti'den Abdullah Cistir
İzmir CHP'den milletvekili olmak için başvurmuşlardı ama
Meclis'in kapısı ikisinin de yüzüne kapatıldı.
Siyasetin azınlıklara Meclis yolunu kapatmasına belki de en anlamlı cevabı CHP
aday adayı Abdullah Cistir verdi:
"Ne açılım, ne
Başbakan Erdoğan'ın özür dilemesi bu ülkede önyargıları kırmaya yetmiştir. AK Parti'den 6 civarında aday adayımız vardı birini taşıyamadılar. CHP'den 2 tane vardı son sıradan yer verdiler. Biz bu topluma ne deriz? Bunun adı ayrımcılıktır. Biz kendimizi ne kadar görünür kılsak da ne kadar bilinir olsak da telaşelerinden yine bizi göremediler, yine bizi duyamadılar. Siyaset uzun soluklu bir süreçtir deyip mazeret üretilecek. Bu topluma üreteceğiniz mazeretin adı yok çünkü bizi yok saydınız. Biz ezberleri bozmaya yola çıktık ama sizin önyargılarınız o kadar derin ki ipotek altına aldığınız Meclis yollarını yine bize tıkadınız, yine bize kapattınız."
Azınlıklar konusunda belki de en isabetli ve başarılı aday listesi yapan parti BDP oldu.
Bağımsız adaylık gibi zor bir süreci deneyerek Meclis'e girmeye çalışan BDP
Kürt siyasetinin önemli renklerini listelerine yansıttığı gibi bir Süryani adayı da listesine alarak azınlıklar meselesine ne kadar duyarlı olduğunu gösterdi.
Yeni Meclis, işe belki de ilk olarak demokratik siyasetin yolunu açmakla başlamalı.