Aday listeleri, partilerin
12 Haziran sonrası rota ve taktikleri için işaret fişeklerini çaktı.
Öyledir gerçekten.
Bazen bir tek isim bile partinin vizyonunu ayan eder cümle âleme.
MHP'nin Engin Alan'ı gibi.
Özellikle
CHP aday profiliyle bu konuda öne çıkıyor.
CHP'nin ortaya koyduğu aday profili 6 sinyal veriyor.
1- Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıktan liderliğe
terfi etme inisiyatifi.
Kılıçdaroğlu CHP'nin klasikleşmiş vitrininde cam çerçeve bırakmadı. Bu da liderliğe giden yolun ilk aşamasıydı ve gerekliydi.
CHP politbürosunu yıkabilmek için geçici de olsa politbüro şefi inisiyatifi gerekiyordu.
Kılıçdaroğlu bu inisiyatifi gösterdi. Kendi ifadesiyle gerçekten "devrim" yaptı.
2-
Baykal'dan beri devam eden
Ergenekon avukatlığı formunun üst düzeyde korunması.
Ergenekon sanıkları Haberal,
Balbay ve
Sinan Aygün'ün adaylığı "yeni bir CHP" argümanındaki en çarpıcı çelişki.
Kılıçdaroğlu ve Tekin ikilisinin inandırıcılığını kaybettiği nokta.
Sosyal
demokrasiyl
e devlet odaklı illegal örgütlerin yolu kesişmez.
Demokrasinin topallayan sol ayağı, Ergenekon sanıklarının adaylığıyla
tedavi edilebilir mi?
Generaller bile cezaevi günleri sayarken 1 gün bile cezaevinde yatırılamayan, doktorların suç işleme riski uğruna "hayati tehlikesi var" diye kendilerini paraladığı Haberal'ın hem de Zonguldak'tan 1. sırada aday gösterilmesi Kılıçdaroğlu'nu aşan bir irade gibi.
Ergenekon sanıklarını aday gösteren bir CHP ile geniş
halk yığınları arasına daha şimdiden
Silivri duvarı örülmüş oldu.
3-
Kürt sorununda ve özellikle demokratik açılımda çözücü ve katkı verici bir aktör olmayacağını ima etmesi.
Kürt kelimesini kullanma özrünün devam ettiği CHP'de
Sezgin Tanrıkulu'nun adaylığının Kürt kitlesinde önemli bir karşılığı yok.
CHP Tanrıkulu'nu Diyarbakır'dan aday gösterme cesareti bulamadı.
Hakikatte Tanrıkulu'nun Diyarbakır'dan seçilme şansı da yoktu. Ama CHP'nin bu cesareti göstermesi gerekiyordu.
Şu halde Güneydoğu'da baştan havluyu atmış oldu.
Kürtler'in 'canına okuyan' bir gölge yapının sanığı olarak yargılanan 3 sanığın 'seçkin aday' olduğu bir partide, Sezgin Tanrıkulu nasıl bir Kürt kimliği arayışında olacak merak ediyorum doğrusu.
4-Eski çizgiyi yeni kadrolarla devam ettirme imajı veren CHP'nin derinliklerle kol kola
seçime girerken sosyal demokrasi çizgisini göz ardı edeceği.
İstifa eden PM üyesi Enver Aysever'in "yeni CHP" kavramının içini muntazam olmasa da dolduran bir profili varken 12. sıraya koyulması, yeni çığlıkları atıp eski ruhu üfleyen bir CHP'nin takdiri.
Ama daha dün partiye giren eski soluklu
Süheyl Batum baş tacı.
5-Yeni anayasa inşasında CHP'nin
demokratikleşme adına pozitif bir rol üstlenmeyeceği.
CHP niteliksiz bir cumhuriyet kavramsallığı karşısında demokrasiyi yücelten, sosyal demokratlığı öne çıkaran bir aday profili göstermiyor.
Bu da yeni anayasa inşa edilirken CHP'nin zorlu bir direniş sergileyeceğine işaret ediyor.
6-Takdim ettiği yeni aday profili ile kucaklayıcı ve genele seslenen bir tablo yerine hâlâ klik refleksi gösteriyor olması.
Benim aldığım sinyaller bunlar.
Kılıçdaroğlu, seçimde Baykal'a nazaran kayda değer bir başarı gösterirse, medyanın pompaladığı kasetle raptedilen bir genel başkan konumundan parti genel başkanlığına belki liderliğe yükselmiş olacak.
Sonuçta MHP de CHP de yargısal süreçlere önem vermediklerini aday profilleriyle gösterdiler.
BDP'nin Sabahat Tuncel'le çizdiği yolun takipçisi oldular.
CHP, halkla bütünleşmenin yolunun Silivri'den geçmediğini görmek istemedi.
MHP, mütedeyyin subayları ve ailelerini illegal takip ve tarassut altına alan bir
darbe suçu tutuklusundan
ülkücü çıkmayacağını görmek istemedi.
Silivri'den sosyal demokrasi çıkmaz.
Değişim çıkar ama hangi yönde değişim?
Derinliklerin gölgesinde bir CHP'ye giden yoldur bu.
Bugüne kadar CHP içinde Sav ve Baykal hiziplerinden bahsedilebilirdi. Bundan sonra ise CHP'de kuşkusuz derin bir hizipten bahsedilecek.
Korkarım ki seçim sonrası CHP rotasını da onlar belirleyecek.
Ha unutmadan...
Demirel'in 'sihirli eli' CHP'ye de dokundu ya.