Partiler, milletvekili
aday listelerini belirledi. Gerçek manada genel
seçim heyecanı da başladı.
Listeler sürprizlerle dolu.
AK Parti'de de,
CHP'de de, MHP'de de ciddi değişimler var.
AK Parti,
iktidar partisi olmasına ve anketlerde yüzde 40'ların üzerinde gözükmesine karşın, vekillerin yarısını aday göstermedi.
Gençleştirme ve yenilenme söz konusu.
Aday gösterilmeyenler içerisinde geçmiş dönemde
bakanlık yapanlar dikkat
çekici.
AK Parti listelerinde bakanların yer değiştirilmesi ilginç bir deneyim.
10 bakanın kendi memleketleri ve eski seçim bölgeleri dışında liste başı yapılmaları, riskli olmakla birlikte bir canlılık da kazandırabilir.
Onun dışında, birçok ilde listenin tamamı yeni isimlerden oluşuyor.
AK Parti yönetimi, bilimsel verilerle çalıştıkları konusunda ısrarlı.
Sonuçlarını, önümüzdeki günlerde yerel sondajlar yaptıkça göreceğiz.
***
CHP'de değişim kendi içinde daha büyük.
Kemal Kılıçdaroğlu, listelere damgasını vurmuş durumda.
Deniz
Baykal ve
Önder Sav ekipleri neredeyse tamamen
tasfiye edildi.
CHP'de yeni klikler, Kılıçdaroğlu yanlıları,
Gürsel Tekin ve ekibi, merkez sağcılar ile Aleviler olacak gibi.
Kılıçdaroğlu'nun, CHP'nin tüm güçlü isimlerini ustalıkla tasfiye ettiği söylenebilir.
CHP listelerinde yer alan
Ergenekon sanıkları ve eski DYP'li isimler de dikkat çekici.
Oy tabanını genişletmek için CHP merkez sağdan 9 ismi aday gösterdi.
"Demirel'in adamları" olarak bilinen, DYP'yi
baraj altında kalmaktan kurtaramayan isimler çoğunlukla.
Bir önceki seçimde eski ANAP'lılar ile bu denenmiş ama pek olumlu sonuç vermemişti.
Bu kez
seçmenin nasıl tepki göstereceği merak konusu.
***
CHP için esas sorun
Ergenekon sanıklarını aday göstermesi.
Mehmet
Haberal,
Sinan Aygün ve Mustafa
Balbay... Geçmişte CHP üyesi değillerdi.
İlk ikisi aksine sağ partilere yakınlığı ile biliniyor.
Buna rağmen aday yapılmaları, CHP üzerinden
dokunulmazlık zırhı arayışları tepki toplayabilir.
CHP, yıllardır "dokunulmazlığın kaldırılmasını" savundu. Şimdi tersini yapıyor.
Yine, her 3 isim de "Hükümeti düşürmek, TBMM'yi ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmekle" suçlanıyor.
Her 3 ismin adaylığının önünde yasal engel olmayabilir ama CHP'nin yargılamayı bu derece hafife alması, savcıların ve hakimlerin kanaatlerini yok hükmünde görmesi de yadırganabilir.
Üstelik Haberal, CHP'nin eski genel başkanlarından
merhum Bülent Ecevit'e başbakanlığı sırasında sağlık komplosu yapmakla suçlanıyor.
Bu yönde,
Adli Tıp Raporu da mevcut.
Haberal'ın buna rağmen Ecevit'in seçim bölgesi Zonguldak'tan aday gösterilmesi, ters de tepebilir.
Ergenekoncuları aday göstermek, bu seçimde CHP'nin en zayıf yanı olacak.
***
MHP'nin aday listesi de oldukça ilginç.
Referandumda ters düştüğü milliyetçi muhafazakârlar ile bu seçimde yollar resmen ayrıldı.
Zaten
Ramiz Ongun ve
Orhan Bıçakçıoğlu gibi etkin isimler
referandumda '
evet' dedikleri için
ihraç edilmişti.
Onların yerine aday listesine ulusalcı isimler alındı.
"Fatih ve
Beyazıt Camii'ni bombalamayı", "Ege'de Türk F-16'sını düşürmeyi" planlayan
Balyoz darbesinin
tutuklu sanığı
Engin Alan da aday gösterildi.
Bütün bu hamlelerin sonucu,
Milliyetçi muhafazakâr tabanın partiden uzaklaşması riskine binaen, eski DYP'lilerden transferlerle açık kapatılmaya çalışılmış.
Baraj altında kalma korkusu da bu yolla aşılmak istenmiş.
Namık Kemal Zeybek liderliğindeki DP'nin son anda
Haydar Baş'ın BTP'si ile
ittifak yapması, MHP'nin işini daha da kolaylaştırabilir.
CHP ve MHP'nin merkez sağdan transferleri, seçim sonuçlarının mümkün kılması halinde ittifak ihtimalini de güçlendiriyor.
***
Son olarak, BDP'nin desteklediği
bağımsız adaylar Doğu'da büyük oranda seçilecek gibi.
Ancak BDP'nin taban genişletmek ve partiye desteği
Türkiye geneline yaymak yerine her defasında baraj bahanesini öne sürmesi, belirli illerle kendisini sınırlaması siyasi olarak büyük beceriksizlik.
BDP'nin bağımsızlar yoluyla grup kuracak sayıya ulaşması yüksek ihtimal ama esas sorun KCK üzerinden seçmene yöneltilen tehditler.
CHP ve MHP zaten burada yok hükmündeler.
CHP'nin Sezgin Tanrıkulu'nu Diyarbakır'da aday göstermemesi, bağımsız adayların işini daha da kolaylaştırıyor.
AK Parti'nin ne kadar varlık gösterebileceği de, ilk kez aday gösterilen isimlerin performansına ve seçimlerin hangi oranda güvenlik içerisinde yapılacağına göre değişecek.
Referandum ve yerel seçimlerde, seçmen iradesinin tehditle nasıl yönlendirildiğine şahit olduk.
Şerafettin Elçi, Esat Canan,
Ertuğrul Kürkçü,
Sırrı Süreyya Önder ve
Altan Tan gibi isimler, BDP destekli bağımsızlar listesini daha da güçlendiriyor.
Sonuç olarak
12 Haziran seçimlerine her parti farklı "değişim" taktiğiyle gidiyor.
Seçmenin bu hamlelerden hangisine daha çok
prim vereceği,
Meclis aritmetiğinin hangi yeni yüzlerle oluşacağını belirleyecek.
Şimdiden söylenebilecek tek şey; Türkiye için hayırlısı ne ise o olsun.